Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3863
Karar No: 2019/7395
Karar Tarihi: 21.11.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/3863 Esas 2019/7395 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2019/3863 E.  ,  2019/7395 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 09.05.2017 tarih ve 2014/1014-2017/354 sayılı kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı şirket vekili ve davacı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline gönderilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra gönderildiği anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 02.04.2019 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ... ve davalılar Kombassan Holding A.Ş, Kombassan İnş. A.Ş vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinden yüksek faiz getireceği ve istendiği an geri ödeneceği garantisi ile 30.03.2000 tarihinde (57.905) DM tahsil edildiğini, müvekkiline yatırdığı para karşılığı verilen makbuzların daha sonra geri alınarak yerine "Ortaklık Durum Belgesi" ve "Ortaklık ve Hisse Senedi Takip Formu" adlı belgeler verildiğini, bir süre sonra da müvekkiline bu paranın geri ödenmesinin mümkün olmadığının bildirildiğini, davalıların Bankacılık Kanunu"na aykırı şekilde mevduat topladığını, SPK"na aykırı olarak aracılık faaliyetinde bulunup hisse senetlerini halka arz ettikerini, davalı ... ve dava dışı diğer yöneticilerin cürüm işlemek amacıyla çete oluşturmak suçundan yargılandıklarını, şirket defterlerinin de usulüne uygun tutulmadığını ileri sürerek, müvekkilinin davalı şirketle ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitini, şimdilik (57.905) DM karşılığı (50.579,50) TL"nin temerrüt faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili, davacı ile Kombassan İnş. Tarım A.Ş. arasında ortaklık ilişkisi bulunduğunu, bu nedenle yatırılan paranın iadesinin istenilemeyeceğini, diğerlerine husumet yöneltilemeyeceğini, davanın süresinde açılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacıyı aldatma kasdıyla davalıların haksız fiilde bulundukları, taraf arasında sahih bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı, zamanaşımı def"inin ileri sürülmesinin dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı, davacının davalıya, SPK"na sunulan CD"de belirtilen miktardaki parayı ödediğinin kabulü gerekeceği, gerek MK"nın 50., gerekse de TTK"nın 321/son maddesi uyarınca davalı yöneticinin de sorumluluğunun bulunduğu, davadan önce davalı temerrüde düşürülmediğinden dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, davacının davalı şirket ortağı olmadığının tespitine, 42.439,29 TL"nin 28/12/2007 dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmiş, davacı vekili 11/09/2017 tarihli dilekçesi ile tashih, davalı şirket vekili 19/06/2017 tarihli dilekçe ile tavzih isteminde bulunmuş, mahkemece 12/06/2019 tarihli kararla davacı vekilinin talebinin kabulüne ve ayrıca karar başlığındaki, davalılar Kombassan Holding A.Ş. ile Kombassan İnş. Tarım ve San. İşlet. Tic. A.Ş."nin şirket birleşmesi ve unvan değişikliği sonucu unvanlarının sadece Bera Holding A.Ş. olduğunun ve tek bir şirket olduklarının tespitine karar verilmiştir.
    Mahkemece verilen 12/06/2019 tarihli karar davalı şirket vekili, esas hakkındaki karar ise, davacı vekili ile davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Mahkemece verilen 12.06.2019 tarihli karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tavzih yolu, bir hükmün anlaşılmayacak biçimde müphem bulunması veya açıklıkla anlaşılamaz (gayri vazıh) ve çelişik (mütenakız) fıkraları taşıması durumunda hükümdeki gerçek anlamı meydana çıkarması amacıyla başvurulan bir yasal yoldur. 6100 sayılı HMK"nın 304 ve devamı maddelerinde hükümlerin hangi hallerde tavzihinin istenebileceği ve tavzih usulü gösterilmiştir. Mahkeme, hükmü yalnız tavzih etmekle yetinir, yoksa kesinleşmiş bir hüküm, hükmün açıklanması (tavzihi) yoluyla sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. Bu nedenle de mahkeme, hüküm kurmadığı bir konuda, hükümde unutmuş olduğu gerekçesiyle tavzih yolu ile karar verip, bu hususu da hükme ekleyemez, miktarları da değiştiremez.
    Somut olayda davacı tarafça, dava dilekçesinde hükmedilecek alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili talebinde bulunulmadığı gibi, mahkemece esas kararda bu husus belirtilmeksizin davanın kısmen kabulü yönünde hüküm kurulmuştur. Davacı vekili 11/09/2017 tarihli dilekçesi ile, hüküm kısmının B bendine ""müşterek ve müteselsilen"" ibaresinin eklenmesini talep etmiş, mahkemece talep kabul edilerek hüküm fıkrasına bu ibare eklenmiştir. Ancak, yukarıda açıklandığı üzere, mahkemece verilen tavzih kararı anılan kanun hükümlerine aykırı olduğundan talebin reddine karar vermek gerekirken, hükmü değiştirecek şekilde tavzih kararı verilmesi doğru olmadığından, davalı şirket vekilinin işbu 12.06.2019 tarihli tavzih kararına yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bozulması gerekmiştir.
    2- Davacı vekili ile davalı şirket vekilinin esas karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince ise; Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı şirket vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
    3- Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalıların yüksek kâr payı verileceği ve yatırılan paraların istenildiği zaman iade edileceği vaatleriyle para topladığını, bu şekilde müvekkilinin dolandırıldığını ve müvekkilinden 30/03/2000 tarihli, ""Ortaklık Durum Belgesi"" adlı belge ile 57.905 DM alındığını ileri sürerek, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespitini ve 57.905 DM (29.606,36 Euro)"nun karşılığı olan 50.579,50 TL"nin tahsilini talep etmiş, mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı şekilde, davacının davalı şirketin ortağı olmadığının tespitine ve davalı şirketlerin SPK’ya bildirdikleri bedel üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Oysa, davalı şirketlerin birleşmesi ve kayda alınması amacıyla SPK’ya kendilerinin verdikleri 09/02/2005 tarih 30 ve 31 sayılı yazıların ekine ortak olunan şirkete verilen sermaye katılım bedelleri ile kişiler arasındaki hisse değişimine ilişkin ödeme ve tahsilatlara dair bir takım listeler eklenmiş ve daha sonra davalı şirketler ise, hissedarlar arası hisse devri sırasında devreden hissedarın tahsil ettiği miktarların telefon, mektup ve sair yöntemlerle yapılan araştırma sonucu tespit edildiğini, tahsil edilen paranın şirket kasasına girmediğini savunmuşlardır. Bu durumda mahkemece, davacının davalı şirketin ortağı olmadığı ve davalıların eyleminin haksız fiil olduğu
    tespit edildiğine göre, “ortaklık durum belgesinde” yazan miktar gözetilerek davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, davalılar tarafından SPK’ya sunulan ve içeriği davalılar tarafından dahi kabul edilmeyen SPK kayıtlarında yer alan miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bu nedenle kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkemece verilen 12/06/2019 tarihli kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı şirket vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı şirkete verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 2.129,87 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı şirketten alınmasına,21/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi