MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR

Davacı, kendisine ait fırını 22.01.2012 tarihinde davalıya 40.000,00TL"ye sattığını, anlaşmaya göre 10.000,00TL peşin verilip, 10.000,00TL elektrik ve su borcu ödendikten sonra kalan 20.000,00TL"nin banka hesabına ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalının 23.01.2012 tarihinde hesabına 18.000,00TL yatırıp sonrasında bu parayı geri çekerek 16.000,00TL yatırdığını, bu suretle 4.000,00TL eksik yatırmış olduğunu ileri sürerek; 4.000,00TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, davacıya ait fırın satışı nedeniyle bakiye alacağın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı tarafın yemin metninde belirtilen yemini icra etmek üzere çıkartılan ihtaratlı davetiyeye rağmen davalının duruşmaya gelerek yemini icra etmediği, bu doğrultuda davalının yemin metninde belirtilen hususları kabul etmiş sayılacağı gerekçe gösterilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyanın incelenmesinde, davalının iş yerine çıkartılan yemin davetiyesine ilişkin tebligat iş yerinde çalışan daimi işçiye tebliğ edilmiştir. Tebligat Tüzüğünün 26. maddesinde “Bu Tüzüğün 18, l9, 20, 22, 23 ve 24 üncü maddelerinde yazılı kişiler, tebliğ yapılacak olanın geçici olarak başka yere gittiğini belirtirlerse, tebliğ memurunca durum ve beyanda bulunanın kimliği tebliğ tutanağına yazılır; altı imzalattırılarak tebliğ edilecek evrak beyanı yapana verilir. Bu kişiler, tebliğ evrakını kabule mecburdurlar; almaktan veya imzadan kaçınırlarsa, tebliği yapan, durumu tutanağa yazar ve imzalar hükmü mevcuttur. Bu düzneleme ışığında somut olaya bakıldığında, yemin davetiyesi davalının işyerinde bulunan işçiye tebliğ edilmiş ise de muhatabın tebliğ saatinde nerede olduğu yazılmamıştır. Hal böyle olunca, yemin davetiyesi davalıya usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmemiştir. O halde mahkemece yemin davetiyesinin davalıya usulüne uygun bir şekilde tebliği sağlandıktan sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.