3. Ceza Dairesi Esas No: 2019/9094 Karar No: 2019/17459 Karar Tarihi: 01.10.2019
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2019/9094 Esas 2019/17459 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen mahkumiyet hükmü, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu nedeniyle açıklanması suretiyle mahkumiyet kararı olarak belirlenmiştir. Ancak, sanığın kasten yaralama ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından kurulan hükümlerinde bazı problemler tespit edilmiştir. Mahkeme kararlarının denetime uygun olması ve gerekçeye yansıtılması gerektiğinin altı çizilmiştir. Sanığın yaralama suçunda TCK'nın 86/3-c ve 86/3-e maddelerinin uygulanması gerektiği, görevi yaptırmamak için direnme suçu yönünden ise TCK'nin 265/4. maddesinin uygulanmaması gibi hatalar tespit edilmiştir. Anayasa Mahkemesi'nin bazı ibareleri iptal edilmesi nedeniyle, hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararın detayında verilen kanun maddeleri şunlardır: Anayasa'nın 141/3, 5271 sayılı CMK'nın 34 ve 230. maddeleri, TCK'nin 86/1, 86/3-c, 86/3-e, 265/4. ve 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesi.
3. Ceza Dairesi 2019/9094 E. , 2019/17459 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜMLER : Hükmün açıklanması suretiyle mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: 1) Sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu nedeniyle kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde; Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre katılan vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, 2) Sanık hakkında kasten yaralama ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde; a) Anayasa"nın 141/3, 5271 sayılı CMK"nin 34 ve 230. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının denetime olanak verecek şekilde olması, kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan gerekçesiz hüküm kurulması, b) Sanık hakkında "Kasten yaralama" suçu yönünden; yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle polis memuru olan katılanı dur ikazına uymayarak silahtan sayılan araba ile yaralayan sanığın 5237 sayılı TCK’nin 86/1. maddesi uyarınca verilen temel cezasında, CMK"nin 226. maddesi gereğince ek savunma hakkı verilerek, TCK"nin 86/3-c ve 86/3-e maddelerinin uygulanması gerektiği ve aynı olayda iki nitelikli halin (TCK"nin 86/3-c ve 86/3-e maddelerinin) birleşmesi nedeniyle de alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, c) Sanık hakkında “Görevi Yaptırmamak için Direnme” suçundan hüküm kurulurken, sanığın eylemini silahtan sayılan araba ile gerçekleştirmesi nedeniyle sanık hakkında TCK"nin 265/4. maddesinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini, ç) Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08/10/2015 tarihli ve E.2014/140 - K.2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle, hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01.10.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.