12. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/24775 Karar No: 2013/1884 Karar Tarihi: 24.01.2013
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2012/24775 Esas 2013/1884 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2012/24775 E. , 2013/1884 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir 9. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 07/06/2012 NUMARASI : 2011/879-2012/488
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu S.Y.İnş. Taah. ... Ltd. Şti. hakkında 24.09.2011 keşide tarihli çek nedeniyle kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine geçildiği ve borçlu tarafından çek altındaki imzanın inkar edildiği; mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonunda çekteki imzanın borçlu şirket yetkilisi G.Y. ait olmadığı, atılan imzanın Vahip T. Y. ait olduğunun rapor edilmesi üzerine takibe konu çekin, çek keşide etmek üzere vekil edilen şahıs tarafından imzalanmakla birlikte ticaret siciline bildirilip ilan edilmemiş olduğundan şirketin sorumlu tutulamayacağı gerekçesi ile itirazın kabul edilerek takibin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. Dosyaya sunulan Bornova 4. Noterliği"nden düzenlenen 04.09.2009 tarih ve 31103 yevmiye numaralı vekaletname ile borçlu şirket adına münferiden yetkili G. Y.’ın çek düzenleme yetkisini de içerecek şekilde V.T. Y.’ı borçlu şirkete vekil tayin ettiği tespit edilmiştir. Bu durumda, vekile açıkça çek düzenleme yetkisi verildiğine göre, artık vekalet veren bu çekten dolayı sorumludur. Açıkça çek düzenleme yetkisinin verildiği, bu vekaletnamenin ticaret siciline bildirilip ilan edilmesi de gerekmez. O halde mahkemece, imza itirazının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Kabule göre de; mahkemece borçlunun takip dayanağı çeke ilişkin imza itirazı kabul edildiğine göre, İİK’nun 170/3. maddesi uyarınca takibin durmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptaline karar verilmesi de doğru değildir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.