13. Hukuk Dairesi 2017/5488 E. , 2017/7418 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün taraflar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı ...ve vekili avukat ... ... ile davacı vekilleri vekili avukat ..., vekili avukat..."in gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ile düzenlenen noter satış vaadi sözleşmesi ile sahibi olduğu... Mah. 120 parselde 1.700 m2 miktarlı tapusuz arsanın ½ hissesi üzerinde bulunan 200 m2 üzerine inşa edilen 2 adet tripleks karkas taşınmazdaki hak ve hissesini 500.000,00 TL bedelle davalıya satmayı vaad ettiğini, taşınmazın anahtarları ve zilyetliğini davalıya teslim ettiğini, ancak davalının sözleşmede kararlaştırılan bedeli ödemediğini ileri sürerek; alacağın tahsili amacıyla başlattığı takibe vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının taşınmazın parasını dava dışı ...’ten aldığını, dava dışı ..."in taşınmazı davacıdan aldığı hak ve yetki ile kendisine devretmesini sağladığını, noter sözleşmesinin 2/3 maddesinden de anlaşıldığı üzere davacının parasını aldığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacı ile davalı arasında 07.05.2010 tarihinde resmi şekilde satış vaadi sözleşmesi yapıldığı, satış bedelinin 500.000,00 TL olarak belirlendiği, ancak ödendiğine ilişkin bir ifade bulunmadığından bu sözleşmeye itibar edilmesi gerektiği gerekçe gösterilerek davanın kısmen kabulü ile 500.000,00 TL asıl alacak ile 29.250,00 TL işlemiş faize yapılan itirazın iptaline, takibin bu miktar yönünden devamına karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, davacı tarafından davalıya satış vaadi sözleşmesi ile satışı yapılan tapusuz taşınmaza ilişkin sözleşmede kararlaştırılan bedelin tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece satış vaadi sözleşmesinde bedelin ödendiğine ilişkin bir ifade bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında imzalanan 07.05.2010 tarihli sözleşmenin 1. maddesine göre davaya konu taşınmazın davacı tarafından davalıya 500.000,00TL bedel karşılığında satıldığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte sözleşmenin satıcının hak ve yükümlülükleri başlıklı 2. maddesinin 3. bendinde “...Satıcı bu hükme aykırılık halinde, aldığı bedeli ticari faizi ile iade edeceği gibi, buna ilave olarak ayrıca bir ihtar veya ilama gerek olmaksızın derhal toplam bedel kadar cezai şartı alıcıya ödemeyi de gayri kabili rücu olarak kabul, beyan ve taahhüt etmiştir.” düzenlemesi mevcuttur. Hal böyle olunca sözleşmenin 2. maddesinin 3. bendi uyarınca davacının bedeli almadığını ispatlaması gerekmektedir. O halde mahkemece ispat yükünün davacı tarafta olduğu hususu gözetilerek davacının bu yöndeki delilleri sorularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile ispat külfeti ters çevrilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 1480,00 TL duruşma avukatlık parasının davacı taraftan tahsili ile vekili duruşmada bulunan davalı tarafa ödenmesine, peşin alınan 27,70 TL harcın istek halinde davacıya, 8.540,00 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.