Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Tehdit, hakaret, mala zarar verme
Hüküm : 1- TCK"nın 151/1, 52/2. maddeleri uyarınca mahkumiyet
2- TCK"nın 125/1-4, 52/2. maddeleri uyarınca mahkumiyet
3- TCK"nın 106/1, 52/2. maddeleri uyarınca mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1- Mala zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Mala zarar verme suçu için TCK’nın 151/1. maddesinde seçimlik ceza öngörülmesi ve anılan Kanunun 50/2. maddesi hükmü karşısında hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2- Tehdit ve hakaret suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyize gelince;
Hakaret suçu için TCK’nın 125/1. maddesinde seçimlik ceza öngörülmesi ve anılan Kanunun 50/2. maddesi hükmü karşısında hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır
a) Sair bir kötülük edeceğinden bahisle müştekiyi tehdit eden sanığın TCK"nın 106. maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi gereğince cezalandırılması gerekirken anılan fıkranın birinci cümlesi ile uygulama yapılması,
b) Adli sicil kaydına göre sabıkasız olan sanık hakkında, tehdit ve hakaret suçlarından maddi zararın söz konusu olamayacağı, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasında manevi zararın da göz önünde bulundurulamayacağı gözetilerek CMK"nın 231/6. maddesindeki ölçütler irdelenmeden, şikayetçinin zararının giderilmemiş olması şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı sanığın kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla BOZULMASINA, 05.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.