
Esas No: 2015/42930
Karar No: 2017/7406
Karar Tarihi: 14.06.2017
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/42930 Esas 2017/7406 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 09.02.2008 tarihinde davalıdan 25 erkek ve 225 dişi olmak üzere 250 adet kivi fidanı satın aldığını, kivi fıdanının 4 yıl sonra ürün vermeye başladığını bildiğinden bu süre boyunca gerekli bakımını yaptığını ancak yine de meyve verilmemesi üzerine tespit yaptırdığını ve fidanların % 80"inin erkek olduğunun tespit edildiğini ileri sürerek, uğramış olduğu zararın tazmini için, fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla, 10.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın zararın meydana geldiği tarihten itibaren ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, hak düşürücü süre sebebi ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalıdan aldığı fidanların cinsinin, belirtilenden farklı olması nedeniyle zarara uğradığı iddiasıyla tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece, dava konusu fidanların 2008 yılında dikilmesi ve teknik bilirkişi raporunda kivi bitkisinin 3 yıl sonra çiçeklenmeye başlayacağının belirtilmesine göre, dava tarihinde 4 yaşında olan kivi fidanlarının cinsinin ve dolayısı ile zararın, 3. yılın bitiminden itibaren geçecek 6 aylık sürede anlaşılmasının mümkün olduğu, 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu"na göre, 6 aylık hakdüşürücü sürenin geçmiş olduğu değerlendirilerek, davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, 10.06.2014 tarihinde mahkemece yapılan keşif sonucunda alınan bilirkşi raporunda, bölgede 29/30 Mart 2014 tarihinde meydana gelen don afeti nedeniyle kivi genç sürgün ve çiçek gözlerinin zarar gördüğü, keşif tarihinde görülmesi gereken kivi çiçeklerinin ağaçlar üzerinde bulunmadığı, dolaysıyla meyve teşekkülünün olamayacağı, bu aşamada ortaya çıkan zararın tespit edilemeyeceği belirtilmiştir.
5553 sayılı Tohumculuk Kanununun 11.maddesinde "Fiillerinin ayrıca suç sayılma hâli saklı kalmak üzere, zarara neden olan kusurlu tohumluğu üreten, satan, dağıtan, ithal eden veya başka şekilde piyasaya süren gerçek veya tüzel kişiler, meydana gelen zararı müteselsilen tazmin etmekle yükümlüdür. Bunlar zararı, kusurları oranında birbirlerine rücu edebilirler.
Dava, zarara uğrayanın zarara uğradığının tespit edilmesinden itibaren altı ay içinde, her hâlde zararın meydana gelmesinden itibaren iki yıl içinde açılabilir.” hükmünü içermektedir.
Hal böyle olunca, somut olayda henüz keşif tarihi itibariyle dahi zararın tespiti mümkün olmadığından, davanın esasına girilip hüküm tesisi gerekirken, 6 aylık hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle, yazılı şekilde, davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 27,70 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.