15. Hukuk Dairesi 2014/6392 E. , 2015/4791 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Kayseri 6. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :20.03.2014
Numarası :2012/72-2014/94
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili gelmedi. Davalılar vekili Avukat A..Ö.. geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalılar avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli talebine ilişkindir. Davacı yüklenici, davalılar ise iş sahibidir. Davacı vekili davalılara ait Kayseri İli, Melikgazi İlçesi, A.. D..C.. Ç.. mevkiinde bulunan villaların bir takım işlerinin yapılması konusunda tarafların anlaştığını ve müvekkillerinin edimlerini yerine getirmesine rağmen iş bedeli karşılığı verilen 13 ve 14 nolu villaların eksik, ayıplı ve hatalı imalât ile teslim edildiğini, bu alacağın şimdilik 20.000,00 TL"sinin tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davalı iş sahipleri vekili ise, husumet itirazında bulunarak davanın reddi gerektiğini savunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş, verilen karar, iş sahipleri vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Sözleşmelerin nispiliği ilkesi gereği sözleşme, kural olarak o sözleşmede taraf olanları bağlar. Sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda davanın tarafları da sözleşmenin taraflarıdır. Yargıtay içtihatlarında ve öğretide bu durum taraf sıfatı olarak adlandırılmaktadır.
Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasında ki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının bu anlamda önemli özelliği ise, def"i değil itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece re"sen nazara alınmasıdır.
Bu anlatımlar ışığında somut olaya geldiğimizde; Kurulduğu anlaşılan eser sözleşmesinin taraflarının, davacı ile dava dışı SS C... Yapı Kooperatifi olduğu tarafların dayandığı 24.09.2001 tarihli “Ek Protokol (Son Durum)” başlıklı belge ve 18.11.2001 tarihli “18.11.2001 Toplantıda Yapılan Görüşme ve Netice” başlıklı belgelerden anlaşılmaktadır. Davalılar A.. C.. ve F.. K.. davaya dayanak yapılan sözleşmenin tarafı olmayıp, sözleşmenin tarafı olan SS C.. Yapı Kooperatifi"nin temsilcileridir. Bir başka deyişle sözleşme davalı gösterilenler tarafından kooperatif adına temsilci sıfatı ile imzalanmış olup, sözleşmenin davalı gösterilenleri bağlamayacağı açıktır. Bir başka deyişle bu davalıların taraf sıfatı bulunmamaktadır. Bu nedenlerle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken esas hakkında hüküm kurulup davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davalılar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 05.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.