10. Hukuk Dairesi 2020/5336 E. , 2020/7960 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacı, murisinin 22/03/1990 tarihinden itibaren Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve 14/03/2013 tarihinden itibaren emekliliğe hak kazandığının tespitine ve ödenmeyen aylıkların faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı murisleri vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, davacının 22/03/1990 tarihinden itibaren Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve 14/03/2013 tarihinde yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti ile bu tarihten itibaren yaşlılık aylıklarının yasal faizi ile ödenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece bozma ilâmına karşı uyma kararı verilmek suretiyle yapılan yargılama neticesi davanın reddine karar verilmiştir.
01/04/1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasanın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 20/04/1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasanın 24. maddesi değiştirilecek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22/03/1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 02/08/2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür.
Öte yandan, 11/09/2014 tarihli Mükerrer Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Yasanın 58. maddesi ile 5510 sayılı Yasaya eklenen Geçici 54. maddesinde “Mülga 4355 sayılı Ticaret ve Sanayi Odaları, Esnaf Odaları ve Ticaret Borsaları Kanunu, mülga 5373 sayılı Esnaf Dernekleri ve Esnaf Dernekleri Birlikleri Kanunu ve mülga 507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Kanununa göre; esnaf ve sanatkâr siciline veya odasına ya da her ikisine birden kayıtları bulunmakla birlikte üye kayıtlarının mevzuata uygun olarak yapılmadığının tespit edilmesi üzerine, Kuruma kayıt ve tescili yapılmakla birlikte, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılık süreleri geçersiz sayılarak iptal edilen sigortalılardan 22/3/1985 tarihinden sonraki sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31/12/2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılıkları başlangıç tarihinden itibaren geçerli sayılır.” hükmü getirilmiştir.
Diğer taraftan, 09/05/1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bir Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda; Mahkeme yönünden o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine bozma kararında açıklanan hukuki esaslar çerçevesinde hüküm kurmak yükümlülüğü doğar.
Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de, bozmadan sonra yapılan yargılamada bozma gereği yerine getirilmeden, yine eksik inceleme ve araştırma ile sonuca gidilerek karar verilmiştir.
Uyulmasına karar verilen bozma ilamında “ davacının oda kaydının mevzuata uygun tutulmadığının anlaşıldığı, bu durumda 5510 sayılı Yasa"nın geçici 54.maddesinin değerlendirilmesi gerektiği, dolayısıyla davacının meslek odası kaydının başladığı 22/03/1990 tarihinden itibaren zorunlu Bağ-Kur sigortalısı kabul edileceğinden bu dönemde isteğe bağlı sigortalı olunmasının söz konusu olamayacağı, ancak Geçici 54.madde gereği davacının ödediği primlerin hangi tarihe kadar olan sigortalılık süresini karşıladığının davalı Kurumdan sorulup tespit edilmesi gerektiği” hususu açıkça belirtilmiş ise de yargılama esnasında Kurum tarafından verilen 21/11/2017 ve 19/12/2018 tarihli cevabi yazılar ile davacının 22/03/1990 tarihinden itibaren zorunlu Esnaf Bağ-Kur sigortası olduğu gözetilmeksizin davacının yapmış olduğu ilk sigortalılık prim borcu ödemesi tarihi olan 07/10/1994 tarihi dikkate alınarak bu tarihten itibaren ödenen prim borcu ödemelerinin ne kadarlık Bağ-Kur sigortalılık süresini karşıladığı Mahkemeye bildirilmiştir.
Hal böyle olunca, davacının ilk sigortalılık prim borcu ödemesi tarihi olan 07/10/1994 tarihinden önce, 22/03/1990 tarihinden itibaren zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olduğu özellikle belirtilmek suretiyle davacının prim borcu ödemelerinin geriye çekilmesi suretiyle 22/03/1990 tarihinden itibaren karşıladığı zorunlu Bağ-Kur sigortalılık süreleri davalı Kurumdan sorularak alınacak yazı cevabına göre primi ödenmiş Bağ-Kur sigortalılık sürelerini yeniden belirleyerek ve belirlenen bu sürelere göre de yaşlılık aylığı şartlarını yeniden değerlendirerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir iken eksik inceleme neticesi yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı mirasçılarına iadesine, 31/12/2020 gününde oybirliği ile karar verildi.