14. Hukuk Dairesi 2016/8433 E. , 2018/264 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.12.2011 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı, 1721 parsel sayılı taşınmazı yararına davalılara ait 1712, 1722, 1723 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden geçit hakkı kurulmasını istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar Dairemizin 28.11.2013 tarih, 2013/11336 E.- 14768 K. sayılı ilamıyla ""... 1712 parsel sayılı taşınmazın maliki ..."ın veraset ilamı istenerek tüm mirasçıları belirlenip davada yer almayan mirasçılarının bulunması halinde bu kişilerin davaya katılmaları sağlanmalı, taraf teşkili tamamlandıktan sonra davanın esası incelenmelidir..."" gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kabulü ile 1721 parsel sayılı taşınmaz lehine 1712 parsel sayılı taşınmaz aleyhine bilirkişiler tarafından düzenlenen 19.07.2012 tarihli rapor krokisindeki (A) ve (B) harfi ile gösterilen kısımdan geçit hakkı tesisine karar verilmiştir.
Hükmü davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana
yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya gelince hükme esas alınan bilirkişi raporu incelendiğinde alternatif olarak değerlendirilen 1712 parsel"in 1.695,00 m2 olduğu ve mısır ekili olduğu tespit edilmiş ve geçit tesisi için herhangi bir sınırlama olmadığı bildirilmiş, 1723 parselin ise 5.668,00 m2 olduğu ve ayçiçek ekili olduğu tespit edilmiş ancak geçit tesisi yönünden bir sınırlama olup olmadığının değerlendirilmediği anlaşılmaktadır.
Geçit hakkı tesisi için keşifte ve bilirkişi raporlarında alternatif olarak değerlendirilen 1712, 1723 ve 1722 parsel sayılı taşınmazlardan yüzölçümü daha küçük olan 1712 parselden geçit hakkı tesis edilmesi uygun görülmemiştir. Mahkemece, yüzölçümü daha büyük olan 1723 parsel sayılı taşınmazdan geçit tesisi için bir sınırlama olup olmadığı konusunda araştırma yapılarak herhangi bir sınırlama olmadığının tespit edilmesi halinde bu parsel aleyhine geçit hakkı tesisine karar verilmesi gerekirken daha küçük olan 1712 parsel aleyhine geçit hakkı tesisi doğru görülmemiş bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.01.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.