21. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/17386 Karar No: 2017/3119 Karar Tarihi: 13.04.2017
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/17386 Esas 2017/3119 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2016/17386 E. , 2017/3119 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, ...sigorta sicil numarası ile çalışan kişinin kendisi olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Davacı, davalılardan ....’a ait kimlikle, diğer davalı ...Ş’nin ... Pamuklu Sanayi Müessesesinde .... sigorta sicil numarası ile 08.09.1969 tarihinde sigortalı olarak çalışmaya başladığını 1971 yılına kadar çalıştığını; ....’ın bu işyerinde çalışmasının hiç olmadığını, aynı işyerinde o tarihlerde yüzlerce kişinin başkasına ait kimlikle çalıştığını yaşı küçük olduğu için ....’nin kimliği ile çalıştığını; 08.09.1969-1971 tarihleri arasında çalışan kişinin ....değil kendisi olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; bozma ilamına uyulup,davanın kabulüne karar verilmiştir. Dairemizin 21.04.2016 gün 2015/21726 Esas, 2016/7103 Karar sayılı geri çevirme kararı doğrultusunda davalıya ait sigorta kaydı ve aylığa ilişkin belgeler gönderilmiş olup, davalı yurtdışında yaşadığından beyanının alınamadığı, davalıya 01.09.2015 tarihinden itibaren 805 gün SSK"lı çalışmaları ve 2795 gün yurtdışı borçlanması üzerinden yaşlılık aylığı bağlandığı, hizmet cetveline göre, aylığa esas alınan SSK"lı çalışmalarının tamamının davacının kendisine ait olduğunu iddia ettiği sürelere ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda, 08.09.1969 tarihli işe giriş bildirgesinin resimli ve imzalı olduğu, bilirkişi incelemesi yapıldığı ancak yapılan incelemede zaman aralığının fazla olması nedeni ile karşılaştırmalı incelemeye uygun olmadığının belirtilmesi karşısında, davacıya mukayeseye uygun başkaca fotoğrafların sunulması istenerek yeniden bilirkişi incelemesi yapılması yahut en azından bu resmin bordro tanıklarına gösterilmek sureti ile açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.