21. Hukuk Dairesi 2017/349 E. , 2017/3104 K.
"İçtihat Metni"BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ : ... 10. Hukuk Dairesi
A)Davacı İstemi:
Davacı, Kurum"un 3201 sayılı yasa kapsamında yapmış olduğu borçlanmasını 29.01.2006 tarihinden geriye doğru 5308 gün giderek kayıtlara geçtiğini, daha az emekli maaşı almasına neden olduğunu, yurtdışı borçlanmasının 20.01.1986 tarihinden itibaren 5308 gün olarak kabul edilmesine, 01.02.2016 tarihinden itibaren yaşlılık aylığının yeniden hesap edilerek arada oluşan farkların faizleriyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B)Davalı Cevabı:
Kurum vekili;davacının yurtdışı borçlanma dilekçesinde borçlanma tarih aralığını belirttiğinden ve kısmi ödeme yapmış olduğundan Kurum tarafından kanun hükümleri doğrultusunda borçlanma yaptığı son çalışma tarihinden, başka bir ifade ile 29.01.2006 tarihinden 5308 gün geriye doğru gidilerek davacının ödediği gün kadar ödeme tahakkuk ettirildiğini, Kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
Mahkemenin; davacının kesinleşen ilama göre sigortalılık başlangıcının 20/01/1986 tarihi olduğu gözetilerek, 22/01/2016 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu, talebinin kabul edilerek ve yurt dışı hizmetlerinin 02/05/1991-29/01/2006 tarihleri arasına maledilerek davacıya yaşlılık aylığı bağlandığı, bu durumda ise 01/01/2000 tarihinden önceki hizmetlerinin az olması nedeniyle, yaşlılık aylığının önceki hizmetlerini borçlanan emsallerine göre düşük olduğu, Kurumun bilgilendirme yükümlülüğü bulunmasına karşın 3201 sayılı Yasaya göre borçlanma müracaatında bulunan sigortalıyı yaşlılık aylığında lehe olan durumlarla ilgili olarak bilgilendirmediği, bu durumda aynı ücreti ödeyen sigortalıların yaşlılık aylıkları arasında farklar doğduğu gerekçesine dayandığı anlaşılmıştır
Mahkemece, davanın kabulü ile kesinleşen ilam ile davacının sigortalılık başlangıcının 20/01/1986 tarihi olarak belirlendiği anlaşılmakla, bu tarih başlangıç alınarak 5308 günlük borçlanma ile kazanılan hizmetin 20/01/1986 - 16/10/2000 tarihleri arasına mal edilerek 4/a kapsamında 506 sayılı Yasanın geçici 81/B-e maddesine göre bağlanan aylığın hesap edilmesi ve bu şekilde bağlanması gerektiğinin tespitine ve 01/02/2016 tarihinden itibaren fark aylıkların yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu ;
Davalı kurum vekili; davacının 22.01.2016 tarihinde tahsis talebinde bulunduğunu ve 25 yıl 48 yaş ve 5225 gün şartını yerine getirmiş olduğundan kendisine yaşlılık aylığı bağlandığını, yurt dışı borçlanma dilekçesinde borçlanma tarih aralığını belirttiğinden ve kısmi ödeme yapmış olduğundan kurum tarafından kanun hükümleri doğrultusunda borçlanma yaptığı son çalışma tarihinden 5308 gün geriye doğru gidilerek davacının ödediği gün kadar tahakkuk ettirildiğini, iddiaların aksine davacının emekli aylığının kurum tarafından kanuna uygun olarak hesaplandığını ve aylık ödemelerinde herhangi bir hata bulunmadı gerekçesiyle istinaf yoluna başvurmuştur
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusu; muhtelif tarihlerde yürürlüğe giren yasal değişikliklere göre sigortalılara bağlanan aylık miktarı değişmektedir. Hizmetler ne kadar geriye giderse yaşlılık aylığı o oranda yüksek olmaktadır. Bu sebeple eski tarihleri borçlanan ve aynı parayı ödeyen sigortalı ile daha yeni hizmetlerini borçlanan sigortalıların yaşlılık aylıkları arasında farklar oluşmakta, bu da aynı parayı ödemelerine karşın, yani aynı külfete katlanmalarına karşın, farklı şekilde nimetlerden yararlanmaları nedeniyle şikayetlere sebep olmaktadır. Kurumun bilgilendirme yükümlülüğü bulunmasına karşın 3201 sayılı Yasaya göre borçlanma müracaatında bulunan sigortalıyı yaşlılık aylığında lehe olan durumlarla ilgili olarak bilgilendirmediği, bu durumda aynı ücreti ödeyen sigortalıların yaşlılık aylıkları arasında farklar doğduğu, davacının kesinleşen ilama göre sigortalılık başlangıcının 20/01/1986 tarihi olduğu gözetilerek, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle esastan reddine karar vermiştir
E)Temyiz:
Davalı vekili; davacının 22.01.2016 tarihinde tahsis talebinde bulunduğunu, davacının yurt dışı borçlanma dilekçesinde borçlanma tarih aralığını belirttiğinden ve kısmi ödeme yapmış olduğundan kurum tarafından kanun hükümleri doğrultusunda borçlanma yaptığı son çalışma tarihinden 5308 gün geriye doğru gidilerek davacının ödediği gün kadar tahakkuk ettirildiğini,kurum tarafından kanuna uygun olarak hesaplandığı gerekçesiyle temyiz yoluna başvurmuştur
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Davanın yasal dayanağını oluşturan 3201 sayılı Yasa"nın 5. maddesinde;
“Yurt dışındaki sigortalılık sürelerinin tespitinde, bunu belirten ve istek sahibinin ibraz edeceği ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere gün sayıları esas alınır.
... kanunlarına tabi hizmetleri olanların, borçlandıkları gün sayısı, prim ödeme gün sayıları ile ilgili hizmetlerine katılır. Sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler borçlanılmış ise, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülür.
... kuruluşlarına tabi hizmeti bulunmayan istek sahiplerinin sigortalılıklarının başlangıç tarihi, borçlarını tamamen ödedikleri tarihten borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülen tarihtir.""hükmü yer almaktadır.
Somut olayda; yurtdışı borçlanması yapmak isteyen davacıya, davalı Kurum tarafından 20.01.1986-29.01.2006 tarihleri arası için 7210 günlük tahakkuk cetveli gönderildiği, ancak davacının 5308 gün karşılığını 01.04.2013 tarihinde ödediği, Kurum"un 02.05.1991-29.01.2006 tarihleri arasını borçlandırdığı, davacının 30.01.2006 tarihinde izin alarak Türk vatandaşlığından çıktığı ve 22.04.2011 tarihinde yeniden Türk vatandaşlığına geçtiği, işe giriş tarihi olarak 20.01.1986 tarihinin esas alındığı,aralık 2012 tarihinde 4/a hizmetinin olduğu anlaşılmaktadır.
3201 sayılı Yasa"nın 5. maddesinin 1. fıkrasına göre; Kurum"ca yapılan borçlanma tahakkuk işlemi yerinde olduğu gibi Kurum"ca düzenlenen borçlanma cetvelindeki süreye ait borçlanma bedelinin herhangi bir ihtirazi kayıt konulmadan ödenmesi karşısında eldeki davanın reddi gerekirken kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Öte yandan mahkemece, davacıya bağlanması gereken aylığı hesaplatmadan davacının daha fazla aylık alacağına dair bir tespit yapan bilirkişi raporu almadan yeniden hesaplanan aylığın daha yüksek olacağına ve aylıkların ödenmesine karar verilmesi de isabetsizdir
O halde, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASI gerekmiştir.
G)SONUÇ:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca (KALDIRILMASINA), ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMASINA), dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 13.04.2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.