16. Hukuk Dairesi 2016/9197 E. , 2019/4175 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... İlçesi, Hocaköy çalışma alanında bulunan 452 ada 17 parsel sayılı 254,37 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davacı ve davalıların müşterek murisi ... adına tespit edilmiştir. Davacılar ... ve ... tarafından, davalılar ... ve arkadaşları aleyhine Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açılan müdahalenin men"i davası, davaya konu olan parsel hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesinde, çekişmeli parsel tutanağı ile aktarılan dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın vaki kabul nedeniyle kabulüne, 452 ada 17 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile muris ...’in mirası 6 pay kabul edilerek 1"er pay olacak şekilde ..., ..., ..., ..., ..., ... adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 5. maddesi uyarınca, kadastro sırasında, genel mahkemelerde mülkiyete ilişkin davaya konu olan taşınmazlar malik hanesi açık olarak tespit edildikten sonra tutanak ve ekleri kadastro mahkemesine gönderilir. Haklarında, tespit gününden önce genel mahkemede mülkiyete ilişkin dava bulunan taşınmazların kadastro tespitleri sırasında malik hanelerinin doldurulması, hukukça değer taşımamaktadır. Bu tür taşınmazlar hakkında genel mahkemelerin görevi, 3402 sayılı Yasa"nın 27. maddesi uyarınca, taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağı tanzim edildiği tarihte sona erer ve dava Kadastro Mahkemesine aktarılır. Kadastro mahkemelerince, aktarılan davalarda, re"sen araştırma ilkeleri çerçevesinde yargılama yapılarak gerçek hak sahibi yararına tescile ilişkin karar verilmesi zorunludur.
Somut olayda, davacılar tarafından dava konusu taşınmaz hakkında tespit tarihinden önce genel mahkemede, müdahalenin men"i davası açılmıştır. Bu durum karşısında dava konusu taşınmaz hakkında genel mahkemede tespit tarihinden önce mülkiyete ilişkin bir dava bulunduğundan, kadastro sırasında tutanağın malik hanesinin ... adına doldurulması hukukça değer taşımamaktadır. Kadastro mahkemesince, aktarılan davanın tamamı hakkında yöntemince inceleme ve araştırma yapılarak sonucunda gerçek hak sahibi adına tescil kararı verilmesi gerekirken, davalıların vaki kabulü üzerine gerekli araştırma ve inceleme yapılmadan davanın kabulüne karar verilerek, hem davacılar hem de davalılar adına tescil kararı verilmesi ve dava konusu taşınmazın bitişiğinde dere bulunduğu halde taşınmazın dere yatağında kalıp kalmadığının ve dereden kazanılıp kazanılmadığının araştırılmaması doğru değildir. Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece kadastro tutanağının malik hanesinin doldurulmasının hukuken bir değer taşımadığı ve yok hükmünde olduğu göz önünde tutulmak suretiyle, dava konusu taşınmazın başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve fen bilirkişisi, ziraat bilirkişisi ile jeoloji bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte çekişmeli parselin gerçek hak sahibinin kim olduğu ve taşınmazın dere yatağında kalıp kalmadığı, dereden kazanılıp kazanılmadığı hususlarında yöntemine uygun şekilde inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre tescil kararı verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin karar verilmesi isabetsiz olup, davalı ..."in temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile sair yönler incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.06.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.