(Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi 2014/197 E. , 2014/759 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemece, davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 25.03.2013 gün ve 2013/2488 Esas, 2013/4350 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılama sonunda önceki kararda direnilmiştir.
Direnme kararı süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiş olup, Dairemizin 6352 sayılı Kanun"un 40.maddesi ile eklenen 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun geçici ikinci maddesi uyarınca öncelikle inceleme yetkisi olduğu anlaşılmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı vekili, davacı işçinin emeklilik için yaş koşulu dışında prim ödeme gün sayısı ve sigortalılık süresi şartları oluştuğundan 1475 sayılı Yasanın 14/1-5. maddesi gereğince kıdem tazminatı almaya hak kazandığını bildirerek davalı işverene verdiği dilekçe ile iş sözleşmesini feshettiğini ancak kıdem tazminatının ödenmediğini iddia ederek kıdem tazminatının tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının davalı bankada çalışmakta iken 07.03.2012 tarihinde emekli olmak amacıyla iş akdini feshettiği, ancak o tarihte ... Bankasına yapmış olduğu iş başvurusunun kabul edilmiş olması nedeniyle 11.4.2012 günü bu bankada işe başladığından bahisle “Yaş koşulu dışındaki diğer koşulları gerçekleştiren kişinin, kurumdan alacağı yazı ile bunu belgelendirerek işten ayrılabileceği ve kıdem tazminatı alabileceğine" dair yasal düzenlemenin gerçekten bu niyetle hareket edilmiş olması şartına bağlı olduğu, başka bir deyişle yeni bir iş bulduğu için ayrılan kişinin, yani davacının kıdem tazminatı talep etmesinin mümkün olmadığı, yasanın amacının işçiye ilave bir haklı fesih imkanı yaratmak olmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın Dairemizin 25/03/2013 gün ve 2013/2488 Esas, 2013/4350 Karar sayılı kararı ile somut olayda Kobi Yönetmeni olarak çalışan davacının 1475 sayılı Kanun"un 14. maddesinin birinci fıkrası (5) numaralı bendi uyarınca onbeş yıl sigortalılık ve 3600 gün prim günü şartlarını sağladığı için 16.3.2012 tarihli istifa dilekçesi ile işyerinden ayrıldığı, işyerinden ayrıldıktan yaklaşık 1 ay sonra başka bir işverene ait işyerinde çalışmak üzere işe başlamasının hakkın kötüniyetli kullanılması olarak değerlendirilemeyeceği, davacının kanunun kendisine verdiği yasal hakkını kullandığı, kanunda tanınan bu hakkın amacının işyerinde çalışarak yıpranmış olan ve bu arada sigortalılık yılı ile prim ödeme süresine ait yükümlülükleri tamamlamış olan işçinin, kıdem tazminatını almak için belli bir yaşı beklemesine gerek olmadan iş sözleşmesini aktif sonlandırabilmesine imkan tanımak olduğu, davacının, davasının kabulü ile kıdem tazminatının ödenmesine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, ”..Davacının ... Bankasına yaptığı iş başvurusunun 10/01/2012 tarihli, davalı işyerinden ayrıldığı tarihin ise 16/03/2012 tarihi olduğu, davacının ... Bankasında fiili olarak çalışmaya başlaması 11/04/2012 yani davalı bankadaki işinden ayrıldıktan 1 ay sonra ise de iş başvurusunun 06/03/2012 tarihinde kabul edildiği, başka bir deyişle davacının davalı bankada çalışırken ... Bankasına iş başvurusunda bulunmuş ve başvurusu kabul edildikten sonra davalı bankadan ayrıldığı, diğer bankada fiilen 1 ay sonra çalışmaya başlamasının hakkın kötüye kullanıldığı gerçeğini değiştirmeyeceği, 1475 sayılı Yasanın 14/5. maddesinde düzenlenen imkanın kullanılmasından sonra elbetteki davacının tekrar çalışmasını gerektiren bir durumun ortaya çıkmasının mümkün olduğu, bu imkandan yararlanarak çalıştığı işyerinden ayrılan bir işçinin yaş koşulunu gerçekleştirene kadar asla başka bir işyerinde çalışmasının mümkün olmadığını söylemenin doğru olmadığı, ancak bu durumda arada geçen sürenin fikir değişikliği yapmaya imkan verecek makul bir süre olması yeniden çalışmak zorunda kalmanın haklı gerekçeleri bulunduğunun ileri sürülmesi ve ispat edilmesi gerekeceği, bu haller dışında başka bir işyerinde çalışabilmek için halen çalıştığı işyerinden ayrılmanın hukuksal bir gerekçesi olamayacağı, bozma kararı öncesinde ve sonrasında açıklanan gerekçelerle mahkemenin hükmünde ısrar ile davanın reddine karar verilmesi gerektiği” gerekçesi ile bozma kararına karşı direnilmiştir.
506 sayılı Yasa"nın yaşlılık aylığı ile ilgili 60.maddesinde önceleri 50 yaşını dolduran kadın, 55 yaşını dolduran erkek sigortalıların belli koşulları taşımaları halinde emekli olmaları mümkün iken bu erken yaşta emekliliğin SGK"nun aktüerya dengesini bozması ve Kurumun mali açıdan zorlanması nedeniyle evrensel emeklilik yaşı gözetilerek 1999 yılında yapılan değişiklikle emekli olma yaşı kadın sigortalılarda 58, erkek sigortalılarda 60 yaşına çekilmiş, ancak 4447 sayılı Yasa ile eski yasa döneminde sigortalı olanları korumak amacıyla bu sigortalılara emeklilik için sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayıları kıstas alınarak 58 ve 60 yaşın altında kademeli yaş şartı getirilmiştir. Bu sigortalılar yasada belirtilen sigortalılık sürelerini ve prim ödeme gün sayılarını doldurdukları halde yasada öngörülen yaşa gelmeleri halinde emekli olabilmektedirler.
1475 sayılı Yasanın 14/1-4. maddesinde SGK"dan yaşlılık aylığı alarak emekli olan işçilere kıdem tazminatı ödeneceği bildirilmiştir.
Kanun koyucu bu kişilerin yasada belirtilen yaşa gelmemeleri nedeniyle emekli olamamalarını gözeterek aleyhlerine olan bu durumu telafi etmek amacıyla 1475 sayılı İş Kanununun kıdem tazminatı ile ilgili 14. maddesinde bir değişiklik yaparak "sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısını dolduran ancak yaş şartını taşımayan bu sigortalıların kendi istekleri ile işten ayrılmaları halinde kıdem tazminatına hak kazanacağı" yönünde düzenleme yapılmıştır.
Somut olayda davacı sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını doldurmuş, yaş şartını doldurmamış ve 1475 sayılı Yasanın 14/1-5. maddesi gereğince işyerinden ayrılmıştır.
SGK"dan yaşlılık aylığı almak suretiyle emekli olan işçiye kıdem tazminatı ödenmekte ve bu işçinin yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra yeniden işe girerek SGK"na sosyal güvenlik destek pirimi ödemek suretiyle çalışma imkanı bulunmaktadır. Bu işçiye "sen emekli olduktan sonra yeniden çalışmaya başladın, kıdem tazminatı alamazsın" demek nasıl mümkün değilse yaş şartı dışında diğer şartları taşıyan işçinin de 1475 sayılı Yasanın 14/1-5. maddesi gereğince işyerinden ayrıldıktan hemen sonra çalışmaya başlaması halinde kıdem tazminatını alamayacağından söz etmek mümkün değildir. Aksinin kabulü "EŞİTLİK" ilkesine aykırı olur. Aksine yaş şartını doldurmaması nedeniyle SGK"dan yaşlılık aylığı da bağlanmayan işçi yaşlılık aylığı bağlanan işçiden daha çok yasal korunmaya muhtaç olup Dairemizin bozma kararı usul ve yasaya uygun olup özellikle yerleşik uygulamanın da bu yönde olmasına göre direnme kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından,
temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun geçici ek ikinci maddesi uyarınca yetkili ve görevli YARGITAY HUKUK GENEL KURULU"NA GÖNDERİLMESİNE, 21/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.