15. Hukuk Dairesi 2015/3885 E. , 2015/4765 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :24.09.2014
Numarası :2012/259-2014/293
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili istemi ile başlatılan ilâmsız icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptâli ile takibin devamı ve %40 oranından az olmamak üzere icra inkâr tazminatının tahsiline ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Mahkemece, hüküm altına alınan asıl alacağın %40"ı oranında icra inkâr tazminatına karar verilmiştir. İİK"nın 67/2. maddesi uyarınca bu tazminata karar verilebilmesi için takip borçlusunun itirazında haksız olması gerekir. Alacağın likid olmadığı, alacak miktarının bilirkişi incelemesi sonucu belirlendiği hallerde borçlunun takibe itirazında haksız olduğu kabul edilemez. Somut olayda, davacı icra takibini 5 adet faturaya dayandırarak yapmıştır. Bu faturalar davalının ticari defterlerinde kayıtlı ise de, davalı 18.027,00 TL"lik iade faturası kesmiş ve iade faturasına konu tutarın davacı alacağından mahsubu gerektiğini savunmuştur. Ayrıca davalı, davalı şirket ortağı tarafından davacı şirket ortağına yapılan bir kısım ödemelerin dava konusu iş ile ilgili olduğunu savunarak bu ödemelerin de davacı alacağından mahsubu gerektiğini savunmuştur. Hem davalı tarafından kesilen iade faturalarının yerinde olup olmadığı, hem de davalı şirket ortağı tarafından yapılan ödemelerin dava konusu alacakta mahsubu gerekip gerekmediği bilirkişi incelemesi ile açıklığa kavuşturularak sonuca varılmıştır. Bu durumda icra takibine konu alacağı likid olduğu ve davalının takibe itirazında haksız bulunduğu kabul edilemeyeceğinden mahkemece davacının koşulları oluşmayan icra inkâr tazminatı talebinin reddi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek alacağın likid kabul edilip davalı borçlunun icra inkâr tazminatına mahkum edilmesi doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle bozulması gerekirse de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç göstermediğinden 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nın 438/VII. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte yazılı nedenlerle kararın hüküm kısmının 1 nolu bendinin dördüncü ve beşinci satırlarındaki "Alacak likit olduğundan asıl alacağın %40"ı olan 12.374,00 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine" cümlesinin karardan çıkartılarak yerine "Koşulları oluşmadığından davacının icra inkâr tazminatı talebinin reddine" cümlesinin yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 05.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.