16. Hukuk Dairesi 2016/9191 E. , 2019/4171 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... İlçesi Hocaköy çalışma alanında bulunan temyize konu 314 ada 2, 266 ada 13, 240 ada 38, 238 ada 2, 217 ada 1 ve 5, 131 ada 14 parsel sayılı 1.336.94, 409.53, 84.59, 350.88, 586.82, 349.82 ve 4.216,95 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, taksim, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit edilmiştir. Davacılar ... ve ... tarafından, davalılar ... ve arkadaşları aleyhine Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan müdahalenin men-i davası, davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesinde, çekişmeli parsel tutanakları ile aktarılan dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazların kadastro tespitlerinin iptaline, kök murisler ... ile ...’in mirasları 6 pay kabul edilerek 1"er pay olarak ..., ..., ..., ..., ... ve ... adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Kadastro sırasında, genel mahkemelerde mülkiyete ilişkin davaya konu olan taşınmazlar 3402 sayılı Kanunu"nun 5. maddesi uyarınca malik hanesi açık olarak tespit edildikten sonra tutanak ve ekleri Kadastro Mahkemesine gönderilir. Haklarında, tespit gününden önce genel mahkemede mülkiyete ilişkin dava bulunan taşınmazların kadastro tespitleri sırasında malik hanelerinin doldurulması, hukukça değer taşımamaktadır. Bu tür taşınmazlar hakkında genel mahkemelerin görevi, 3402 sayılı Yasa"nın 27. maddesi uyarınca, taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağı tanzim edildiği tarihte sona erer ve davanın Kadastro Mahkemesine aktarılması gerekir. Kadastro Mahkemelerince, aktarılan davalarda, re"sen araştırma ilkeleri çerçevesinde yargılama yapılarak gerçek hak sahibi yararına tescile ilişkin karar verilmesi zorunludur.
Somut olayda, davacılar tarafından dava konusu taşınmaz hakkında tespit gününden önce genel mahkemede, müdahalenin men"i davası açılmıştır. Dava konusu taşınmaz hakkında genel mahkemede mülkiyete ilişkin bir dava bulunduğuna göre, kadastro sırasında tutanağın malik hanesinin ... adına doldurulması hukukça değer taşımamaktadır. Davacılar, temyize konu taşınmazların miras bırakanları ...‘den geldiğini, kök muris tarafından davalı ...’ye satılmadığını ve hibe edilmediğini, mirasçılar arasında taksim de yapılmadığını ileri sürerek davalı tarafından taşınmaza haksız olarak yapılan müdahalenin men-i talebinde bulunmuşlardır. Davalı ..., temyize konu taşınmazları ortak miras bırakanı ...’den senet karşılığında satın aldığını savunmuştur. Mahkemece, davalılar tarafından süresinde bildirilen senet tanıkları ile tespit bilirkişileri dinlenmeden, çekişmeli taşınmazlara kimin zilyet olduğu ve gerçek hak sahibinin kim olduğu yöntemince araştırılmadan karar verilmesi hatalıdır. Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için; mahkemece, kadastro tutanağının malik hanesinin doldurulmasının hukuken bir değer taşımadığı ve yok hükmünde olduğu göz önünde tutularak, çekişmeli parsellerin gerçek hak sahibinin kim olduğunun belirlenebilmesi için tüm senet tanıkları, tüm tespit bilirkişileri, mahalli bilirkişiler, taraf tanıkları ile fen bilirkişisi hazır olduğu halde taşınmazlar başında yeniden keşif yapılmalı, bu keşifte davalı tarafın dayandığı 1998 ve 1999 tarihli senetler mahalli bilirkişilerin gösterimleri doğrultusunda fen bilirkişisi eliyle ait oldukları iddia olunan taşınmazlar bakımından yöntemince uygulanarak, çekişmeli taşınmazları kapsayıp kapsamadıkları belirlenmeye çalışılmalı, mahalli bilirkişilerce bilinemeyen sınırlar yönünden taraf tanıkları ve senet tanıklarının beyanına başvurulmalı, mahalli bilirkişiler, taraf tanıkları ve senet tanıklarından ayrıca; çekişmeli taşınmazlarda iddia edildiği şekilde bir satış işlemi olup olmadığı, satış yapılmış ise zilyetliğin davalıya devredilip edilmediği, zilyetliğin hangi tarihten beri, kim tarafından ve ne şekilde yürütüldüğü hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi isabetsiz olup, davalı ..."in temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.06.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.