20. Hukuk Dairesi 2017/10731 E. , 2018/8335 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi asli müdahiller ..., ..., ..., ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 22.04.2010 tarihli dava dilekçesinde sınırları yazılı,.... mevkiinde bulunan Doğusu: Orman, Kuzeyi: .... yolu, Batısı: ....kestaneliği, Güneyi:....kestaneliği ve orman ile çevrili, Temmuz 1936 tarih ve 11 sıra numaralı sicilden gelen 4930 m2 yüzölçümüyle Mayıs 1950 tarih ve 63 numaralı kayıtlı taşınmazın davacılara ait olduğunu, kök tapunun Vilayet Tevzi Komisyonunun 22.06.1929 ve İskan Dairesinin 01.08.1929 tarihli belgesine dayanılarak oluşturulduğunu ve cinsinin; tarla, orman, arsa, kestanelik, harap zeytinlik olduğunu, taşınmaz 1947 yılında orman tahdidi içine alınmış ise de malikleri... ve Arkadaşları ile Orman Yönetimi arasında görülüp kesinleşen, asliye hukuk mahkemesinin 1949/47- 419 sayılı kararı ile 25,5 hektar bölüm yönünden tahdidin iptal edildiğini, taşınmazın yüzölçümünün 4930 m2 olarak yazıldığını; oysa, gerçekte 22156 m2 olduğunu ve 1974 yılında 766 sayılı Tapulama Kanununa göre yapılan kadastro çalışmasında “uygulanamayan kayıtlar” listesine alınarak tespit dışı bırakıldığını bildirerek, 4930 m2 yüzölçümlü taşınmazın 22156 m2 olarak düzeltilerek davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, fen bilirkişi ...."ın 14/11/2012 havale tarihli raporunda (A) harfi ile işaretli 21405,62 m2 kısmın davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hükmün Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 10.03.2015 tarihli ve 2015/684 E. 2015/1372 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; "Mahkemece 1947 yılında yapılan orman kadastrosuna ait tutanak ve haritalar getirtilip uygulanmadan, .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1949/47-419 sayılı dosyasında, davacıların tutunduğu kestanelik ve zeytinlik niteliğindeki, Mayıs 1950 tarih ve 63 numaralı tapu kaydının geldisi olan, Temmuz 1936 tarih 11 numaralı tapu kapsamında kalan 25,5 hektar yüzölçümündeki iki parça taşınmazın orman sınırı dışına çıkarılmasına karar verildiği ve kararın kesin hüküm teşkil ettiği gerekçesiyle hüküm kurulmuş, kesin hüküm olduğu kabul edilen dosya ve krokisi getirtilmemiştir.
O halde; mahkemece, bir fen elemanı ve üç orman bilirkişi aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, kesinleşen 1949/47 sayılı dosyaya ait kroki ile çekişmeli taşınmaz ve çevresini gösteren paftanın ölçekleri eşitlenip, birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle zemine uygulanmalı, hangi bölümlerin orman sınırı dışına çıkarıldığı belirlenmeli, çekişmeli parsel kesin hüküm krokisinin sınırları dışında kalıyorsa, o takdirde 1949/47 sayılı dosyaya getirtilmiş
olan 1947 yılı orman kadastro haritası ve 1988 yılında kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulama haritası, çalışma tutanakları getirtilip yerine uygulanmalı, çekişmeli taşınmaz ve çevresini ilgilendiren en az 5-6 orman sınır noktası görülecek biçimde, taşınmazın bu haritalara göre konumu ve orman sınırı içinde kalıp kalmadığı belirlenmeli, bundan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm bir kısım asli müdahil davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Medenî Kanunun 713. maddesine göre tapulama harici yerin tescili istemine ilişkindir.
Yörede, 1947 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastro çalışması ile 10.06.1988 tarihinde kesinleşen 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B uygulaması vardır. Arazi kadastrosu 23.05.1977 tarihinde kesinleşmiştir.
3402 sayılı Kanunun 27. maddesinde; “Mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında, o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar mahkemesine re’sen devrolunur. Aynı Kanunun 26/C maddesinde ise, kadastro mahkemesi, “Mahalli Hukuk Mahkemelerinden 27. madde uyarınca kadastro mahkemesine devredilen dava ve dosyaları da inceleyip karara bağlar.” hükümlerine yer verilmiştir.
Görev, kamu düzeni ile ilgili olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulması gerekir.
İncelenen dosya kapsamına göre mahkemece, yargılama devam ederken dava konusu taşınmaz hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlendiği ve tutanağın henüz kesinleşmediği gerekçesiyle, görevsizlik kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 18/12/2018 günü oy birliğiyle karar verildi.