Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/1215
Karar No: 2020/9959
Karar Tarihi: 19.10.2020

Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2020/1215 Esas 2020/9959 Karar Sayılı İlamı

Özet:


İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma sonucunda, dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Bu kararın itirazı İstanbul 9. Sulh Ceza Hakimliği tarafından reddedilmiştir. Ancak Yüksek Adalet Bakanlığı tarafından yapılan kanun yararına bozma talebine dayanarak dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmiştir.
Kanun yararına bozma isteği nedeniyle yapılan incelemede, özel belgede sahtecilik suçunun belgenin kullanımı ile oluşacağı ve suç tarihinin belgenin kullanıldığı tarih olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle, belgenin kullanıldığı İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/110 esas sayılı dosyası incelenmeli ve sonuca göre karar verilmelidir.
Kararda geçen kanun maddeleri ise şu şekildedir:
- 5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi
- 5271 sayılı Kanun’un 170/2. maddesi
- 5271 sayılı Kanun’un 172. maddesi
- 5271 sayılı Kanun’un 173/3. maddesi
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 207. maddesi
- 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi.
15. Ceza Dairesi         2020/1215 E.  ,  2020/9959 K.

    "İçtihat Metni"




    Dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 29/05/2019 tarihli ve 2019/9440 soruşturma, 2019/53037 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin İstanbul 9. Sulh Ceza Hâkimliğinin 21/08/2019 tarihli ve 2019/3620 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 03/02/2020 gün ve 94660652-105-34-17098-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10/02/2020 gün ve 2020/18029 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
    Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
    5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar nazara alındığında,
    Somut olayda her ne kadar sahteliği iddia olunan taşınmaz satışı ve inşaat protokolü başlıklı belgenin düzenlenme tarihinin 09/08/2008 olduğu ve bu haliyle sahte evrak tanzimi suçu yönünden dava zamanaşımı süresi dolduğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 207. maddesindeki “(1) Bir özel belgeyi sahte olarak düzenleyen veya gerçek bir özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren ve kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Bir sahte özel belgeyi bu özelliğini bilerek kullanan kişi de yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır." şeklindeki düzenleme nazara alındığında, özel belgede sahtecilik suçunun, belgenin kullanılması ile oluşacağı ve suç tarihinin belgenin kullanıldığı tarih olduğu anlaşılmakla, belgenin kullanıldığı İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/110 esas sayılı dosyası getirtilip, inceleme yapılarak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği cihetle, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
    5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
    Şüpheli ile müştekilerin ortak oldukları aile şirketinin, bir başka yurtdışı kaynaklı şirket üzerinden kömür ithalatı yapıp kar sağladığı ve bu karları yurtdışındaki bu şirket üzerinden aldıkları, müştekilerin iddiasına göre; şüpheli ile araları bozulunca şüphelinin kendilerine zarar vermek için bu ""Lorwicks "" adlı firma ile sözde Türkiye" de kendilerine ait olan taşınmaz üzerinde turizm amaçlı bir proje yapacaklarına dair protokol hazırlamış gibi sahte bir sözleşme yaptıkları ve yine bu yurtdışı firmasının kendi hesaplarına kömür ticareti ile ilgili göndermiş olduğu parayı sanki bu proje için yollamış gibi havaleye not yazarak kendilerini zarara uğrattıkları bu sahte protokol ile yabancı firmanın hukuk mahkemesinde alacak davası açarak kazandığını, şüphelinin buna sebep olduğunu, bu protokol her ne kadar şüphelinin müştekiler adına vekaleten rıza dahilinde düzenlenmiş gibi yurtdışında imzalanmış ise de , şüphelinin yurtdışına gitmediğini ve imzanın da ona ait olmadığını tespit ettiklerini belirtip şikayetçi oldukları anlaşılmış ise de; şüphelinin bu protokolü yurtdışına giderek imzaladığına dair belgeler sunduğu, hukuk mahkemesinde alacağa yabancı şirket lehine hükmedildiği ve bunun kesinleştiği, bu olayda şüphelinin kendisinin de borçlu olduğu, ayrıca protokole konu yabancı şirketin gönderdiği meblağda açıklama kısmında kömür işinden elde edilen kar değil, proje bedeli olduğunun açık bir şekilde belirtildiği ve müştekilerin 1.100.000 dolar olarak yatırılan bu parayı 2009 yılında şahsi hesaplarından aldıkları ve 2019 yılında bu protokolden haberdar olmadıklarına dair itirazda bulunduğu , hukuk mahkemesi dava dosyasının ise UYAP üzerinden yapılan incelemede temyiz üzerine onanarak kesinleştiği hususları nazara alındığında itirazın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun olduğundan İstanbul 9. Sulh Ceza Hâkimliğinin 21/08/2019 tarihli ve 2019/3620 değişik iş sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE 19/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi