8. Ceza Dairesi 2017/13732 E. , 2018/3151 K.
"İçtihat Metni" Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama suçundan sanık ...’nün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 228/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 25 gün hapis ve 500,00 Türk Lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına, hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar anılan Kanun’un 53/1-a-b-d-e maddesindeki haklardan, koşullu salıverilinceye kadar ise aynı Kanun’un 53/1-c maddesindeki haklardan yoksun bırakılmasına dair Ankara 13. Sulh Ceza Mahkemesinin 27.06.2012 tarihli ve 2011/1087 esas, 2012/1028 sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;
Dosya kapsamına göre,
1- Evvelce hapis cezasına ilişkin hükümlülüğü bulunmayan sanık hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezasının, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/3. maddesindeki “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir” hükmü uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde,
2- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53/2. maddesinde yer alan “Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz.” ve 3. fıkrasındaki “Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz.” şeklindeki düzenlemeler karşısında, anılan maddenin 1-c bendinde yer alan hak yoksunluğunun sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıvermeden sonra uygulanamayacağı, kendi alt soyu dışındaki kişiler bakımından vesayet ve kayyımlıkla ilgili hak yoksunluğu ile anılan maddenin 1. fıkrası a, b, d ve e bentlerinde yazılı hak yoksunluklarının ise cezanın infazının tamamlanmasına kadar devam edeceği gözetilmemesinde,
3-5237 sayılı Türk Ceza Kanun’un 228/1. maddesinde, “Kumar oynanması için yer ve imkân sağlayan kişi, bir yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.”, aynı Kanun’un 52/1 ve 2. fıkralarında ise, “Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir. En az yirmi ve en fazla yüz Türk lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsi hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.” hükümlerinin yer alması karşısında, sanık hakkında hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde, herhangi bir teşdit sebebi ve farklı uygulamanın gerekçesi gösterilmeden adlî para cezasının alt sınırın üzerinde belirlenerek fazla ceza tayin edilmesinde, isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 07.04.2017 gün ve 2016/746 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 24.04.2017 gün ve KYB/2017-24280 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Temel ceza tayin olunurken hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde, aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınan birim gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi suretiyle çelişkiye neden olunması,
2- 5237 sayılı TCK.nun 53/3. madde ve fıkrası uyarınca, sanığın yalnızca kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmesine kadar kısıtlama uygulanabilecek iken, kendi altsoyu dışındakiler üzerindeki yetkilerini de kapsayacak şekilde uygulama yapılması,
3- Daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olan hükümlü hakkında, 5237 sayılı TCK.nun 228/1 ve 62. maddeleri uyarınca verilen 25 gün hapis cezasının TCK.nun 50/3. maddesi uyarınca, TCK.nun 50/1. maddesinde belirtilen adli para cezası veya seçenek tedbirlerden birine çevrilmesi zorunluluğunun gözetilmemesi,
Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığı"nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden Ankara 13. Sulh Ceza Mahkemesinin 27.06.2012 gün, 2011/1087 esas, 2012/1028 sayılı kararının CMK.nun 309/4-d maddesi uyarınca BOZULMASINA, 5237 sayılı TCK.nun 228/1 ve 62. maddeleri uyarınca tayin edilen 25 gün hapis cezasının 5237 sayılı TCK.nun 50/3. madde ve fıkrası yollamasıyla aynı Yasanın 50/1.maddesi uyarınca suçlunun kişiliği, şahsi ve ekonomik durumu gözetilerek, TCK.nun 52/1. maddesi gereğince günlüğü 20 TL"den 500 TL adli para cezasına çevrilmesine, TCK.nun 228/1. madde ve fıkrası uyarınca temel hürriyeti bağlayıcı ceza yanında hükmedilen adli para cezasına esas alınan 30 günün 5 güne, TCK.nun 62. maddesinin uygulanması sonucu hükmedilen 25 günün 4 güne, TCK.nun 52/2. maddesi uyarınca, belirlenen gün sayısının adli para cezasına çevrilmesi sonucu hükmedilen 500 TL"nin 80 TL"ye indirilmesine, hükümden 53. maddenin uygulanmasına ilişkin kısmın çıkartılmasına, 3 no"lu bozma nedenine göre, 2 no"lu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına infazın bu şekilde 500 TL ve 80 TL üzerinden yapılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.