15. Hukuk Dairesi 2015/4072 E. , 2015/4740 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :29.06.2015
Numarası :2015/421-430
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı ile davalı J..B... San ve Tic. A.Ş. vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesi uyarınca zararın tazmini istemiyle açılmıştır. Mahkemece davalılara tebligat yapılmadan dosya üzerinde incelemeyle mahkemenin görevsizliğine, Asliye Hukuk Mahkemesi"nin görevli olduğuna karar verilmiş, karar, davacı ile davalı J.. B..San. ve Tic. A.Ş. vekillerince temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, 6100 sayılı HMK"nın 114/c. maddesi gereğince dava şartı olan mahkemenin görevli konusunda taraf teşkili sağlanmadan karar verilip verilmeyeceği ve davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi veya Asliye Hukuk Mahkemesi mi? Olduğu konusundadır.
Mahkemenin görevli olması dava şartıdır (HMK m. 114/c). Dava şartları ve ilk itirazlar, ön incelemede sonuca bağlanır. Ön inceleme ise, dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra yapılır (HMK m. 137/1. ve m. 139/1 ilk cümle). Buna göre görevsizlik kararı verilebilmesi için, dava dilekçesinin, davalıya tebliği (HMK m. 122), cevap süresinin beklenmesi (HMK m 127), cevap verilmesi halinde davacıya tebliği (HMK m.126), davacının cevaba cevap verme süresinin beklenmesi, verildiğinde diğer tarafa tebliği (HMK m.136/1), davalının ikinci cevap süresinin beklenmesi ve verildiğinde diğer tarafa tebliği (HMK 136/1) zorunludur. Mahkemenin, dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebileceğini öngören aynı Kanun"un 138. madde hükmü, dilekçelerin karşılıklı verilmesi zorunluluğunu ortadan kaldırmaz. Bu hüküm hakime, ön inceleme duruşması yapmaksızın karar verebilme yetkisi tanır. Ön inceleme duruşması yapmaksızın dosya üzerinden karar verilebilmesi için de davanın ön inceleme aşamasına getirilmiş olması gereklidir. Kanun"un 137. maddesinin (1.) fıkrasında, ön incelemenin dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra yapılacağının açıkça öngörülmüş olması karşısında, dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında hakim tarafından kendiliğinden gözetileceğine ilişkin 115/1. madde hükmü de bu hususlarda davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmeden karar verilebileceğine izin verir tarzda bir yoruma elverişli değildir.
Diğer yandan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 1086 sayılı kanunda olduğu gibi davalı iddia ve savunmanın genişletilmesi yahut da değiştirilmesi yasağını dava ve cevap dilekçesinin verilmesiyle başlatmamış; bu yasağı, ileriye dilekçelerin karşılıklı verilmesinin tamamlanmasına, bazı hallerde ön inceleme duruşmasına kadar ötelemiştir. Bu düzenleme ile davacının cevaba cevap dilekçesindeki iddialarını değiştirerek ve genişleterek başlangıçta görevli olmayan mahkemeyi görevli hale getirmesi de mümkün hale gelmiştir. Tarafların bu hakların kullanabilmeleri, dilekçelerin karşılıklı olarak verilmesini veya bunun için, kanunda belirlenen sürelerin geçmesini zorunlu kılmaktadır.
Ayrıca 6100 sayılı Kanun, önceki Yasa"dan farklı olarak görevsizlik veya yetkisizlik kararı üzerine dosyanın görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etme hakkını davalıya da tanımıştır (m. 20/1). Görevsizlik veya yetkisizlik kararı üzerine davaya bir başka mahkemede devam edilmemesi halinde davalıya kararı veren mahkemeden yargılama giderlerini talep etmek hakkını da vermiştir (m. 331/2). Davalının bu haklarını kullanabilmesi, dava dilekçesinin kendisine tebliğ edilmiş olmasını gerektirir.
6100 sayılı HMK"nın 114. maddesi uyarınca dava şartlarından olan görev konusunda aynı Kanun"un 138. maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilebilir ise de, ancak bunun için dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilerek savunma hakkı tanınması gerekir. Dava dilekçesi tebliğ edilmeden dosya üzerinden görevsizlik kararı verilmesi HMK"nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkına da aykırılık oluşturmaktadır.
Bütün bu hükümlerden dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden ve dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlanmadan görevsizlik kararı verilemeyeceği sonucuna ulaşıldığından karar bozulmalıdır.
Öte yandan 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK"nın 4(1) maddesinde ticari davalar tanımlanmış ve sayılmıştır. Bu maddeye göre, “her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları” ve “ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri” ile “tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin (a), (b), (c), (d), (e) ve (f) bentlerinde sayılan davalar ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması (nispi ticari dava), ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması, ya da aynı maddede 6 bent halinde sayılan ticari davalardan (mutlak ticari dava) olması gerekir. Taraflardan biri “tacir” değilse veya tacir olmasına karşın uyuşmazlığın “ticari işletme” ile ilgisi yoksa ticari davanın varlığından sözedilemez.
Somut olayda, tarafların her ikisi de ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlıkta ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan kaynaklandığından davaya bakmak, ticaret mahkemelerinin görevindedir. Mahkemece dava dilekçesi tebliğ edilip usul işlemleri tamamlanarak uyuşmazlığın esastan incelenmesi gerekirken yazılı gerekçelerle görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ile davalı J.. B.. San. ve Tic. A.Ş."nin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın yararlarına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden davacı ile davalı J.. B..San ve Tic. A.Ş. geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 02.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.