8. Ceza Dairesi Esas No: 2017/24864 Karar No: 2018/3149 Karar Tarihi: 22.03.2018
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/24864 Esas 2018/3149 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Bir kişinin resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan ve iftira suçlarını işlediği tespit edilmiştir. Mahkeme, suçun işleniş biçimi ve sanığın amaçları göz önünde bulundurularak alt sınırdan uzaklaşmayı gerektirecek bir sebep bulunmadığına karar vermiştir. Bu nedenle, sanığa bir yıl hapis cezası takdir edilmiştir. Ayrıca, sanığın iftira suçunu da işlediği tespit edilmiştir ve bu suçtan dolayı üç yıl hapis cezasına çarptırılmıştır. Kararda geçen kanun maddeleri 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 204/1, 204/3, 206/1, 267/1, ve 267/2. maddeleridir.
8. Ceza Dairesi 2017/24864 E. , 2018/3149 K.
"İçtihat Metni"
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan, iftira nedeniyle mağdurun gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olma, resmi belgede sahtecilik suçlarından sanık ..."nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 204/1, 204/3, 206/1, 267/1 ve 267/2. maddeleri uyarınca 3 yıl hapis, 1 yıl hapis ve 4 yıl 6 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına dair BABAESKİ Asliye Ceza Mahkemesinin 27.06.2014 tarihli ve 2013/310 esas, 2014/387 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi. Dosya kapsamına göre, kararın 2 no"lu hüküm fıkrasında "sanık ..."nun üzerine atılı resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu işlediği sabit bulunduğundan eylemine uyan 5237 sayılı Kanun"un 206/1. maddesi uyarınca suçun işleniş biçimi ile sanığın amaç ve saiki dikkate alınarak alt sınırdan uzaklaşmayı gerektiren bir neden bulunmadığından takdiren ve teşdiden 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına"", anılan kararın 3 no"lu hüküm fıkrasında ise "sanık ..."nun üzerine atılı iftira suçunu işlediği sabit bulunduğundan eylemine uyan 5237 sayılı Kanun"un 268/1 yollamasıyla 267/1. maddesi uyarınca suçun işleniş biçimi ile sanığın amaç ve saiki dikkate alınarak alt sınırdan uzaklaşmayı gerektiren bir neden bulunmadığından takdiren ve teşdiden 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına"" denildikten sonra, 5237 sayılı Kanun"un 206/1 ve 267/1. maddelerinde düzenlenen suçlar için belirlenen cezanın alt sınırından uzaklaşılarak hükümde çelişki oluşturulmasında isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 15.11.2017 gün ve 11150 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22.11.2017 gün ve KYB/2017-65442 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Gereği görüşülüp düşünüldü: Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan ve iftira suçlarına ilişkin hükmün gerekçe kısmında ve hüküm fıkrasında “suçun işleniş biçimi ile sanığın amaç ve saiki dikkate alınarak alt sınırdan uzaklaşmayı gerektiren bir neden bulunmadığından” denildikten sonra devamında “takdiren ve teşdiden” ifadesi kullanılıp alt sınırdan uzaklaşılarak hükümler kurulması suretiyle çelişki yaratılması, Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığı"nın Kanun Yararına Bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden Babaeski Asliye Ceza Mahkemesinin 27.06.2014 gün, 2013/310 esas, 2014/387 sayılı kararının CMK.nun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahkemesince yapılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.