13. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/17738 Karar No: 2017/7323 Karar Tarihi: 13.06.2017
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/17738 Esas 2017/7323 Karar Sayılı İlamı
13. Hukuk Dairesi 2015/17738 E. , 2017/7323 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı tarafça yapılarak 10.06.2010 tarihinde kat maliklerine teslim edilen apartmanda eksik imalattan kaynaklı, çatı, dış cephe, çevre düzenlemesi ve sığınak sorunlarının mevcut olduğunu, ayıpların tespitini mahkeme kanalıyla yaptırdıklarını, çatıda talidat yapılması gerektiğinin davalı tarafa bildirildiğini, davalının olumsuz yanıt vermesi üzerine 11.311,48 TL bedelle tadilat yaptırıldığını, yapılan ödemenin tahsili için yapılan icra takibine davalı tarafça itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile; davalının ... İcra Müdürlüğünün 2012/5336 sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın İPTALİNE, takibin aynen devamına, hükmolunan itirazlı asıl alacak üzerinden takdir olunan %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, apartman yönetimi adına yönetici tarafından davalı müteahhite karşı ayıplı imalat nedeniyle uğranılan zararın tahsiline ilişkin olarak açılmıştır. Bağımsız bölüm maliklerinin, kat malikleri kurulu kararı ile de olsa yöneticiye yetki vermesi ve yöneticinin kat malikleri adına dava açması hukuken mümkün değildir. Bu şekilde açılan davaya muvafakat vererek taraf teşkili sağlanması da aynı şekilde mümkün değildir. Bu tür davaların bizzat kat malikleri tarafından açılması gerekir. Somut olayda davanın yönetici adına verilen vekaletname kapsamında açıldığı, kat maliki olan davacının kendi adına vekaletname vermediği bu nedenle davacının kendi bağımsız bölümüne konu tapudaki arsa payına düşen kısmı da isteyemeyeceği göz önüne alınarak, mahkemece, davacı yöneticinin dava açma ehliyeti bulunmadığından, husumet nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerekir. Aksi düşüncelerle işin esasına girilerek hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.