16. Hukuk Dairesi 2018/4666 E. , 2019/4140 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 194 ada 2 parsel sayılı 46.705,99 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, çekişme konusu diğer taşınmazlarla birlikte Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Davacılar ... ve ... tarafından, davalılar ... ve müşterekleri aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tapu iptali ve tescil davası, davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesinde, çekişmeli parsel tutanakları ile aktarılan dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonunda çekişme konusu diğer parseller hakkında davacı ve davalılar adına tescile karar verilmiş, ancak çekişmeli 194 ada 2 parsel sayılı taşınmaz hakkında hüküm kurulmamıştır. Eldeki dosya davacıları ... ve ... tarafından, 194 ada 2 sayılı parsel hakkında hüküm kurulmadığından sicilin açık kaldığı ileri sürülerek taşınmazın adlarına tescili istemi ile Hazine, ... ve arkadaşları aleyhine dava açılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, çekişmeli parselin payları oranında ... ve müşterekleri adına tapuya tesciline; aktarılan dosya davacısı/eldeki dosya davalısı ...’nun davası yönüyle Kadastro Mahkemesi görevli olmadığından Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açması gerektiğine dair karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ile davalı/davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, ...’nun tutunduğu noter satış vaadi senetlerinde belirtilen tapu kayıt malikleri arasında payını satın aldığını iddia ettiği ... bulunmadığından, ...’nin talebinin tespit sonrası nedene dayandığı ve Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli bulunduğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına ve usul hükümlerine uygun düşmemektedir. Aktarılan dosya davacısı ..., satış vaadi sözleşmeleri ile bir kısım payları satın aldığı iddiasına dayanarak taşınmazın payı oranında adına tescilini talep etmiştir. Tespite esas alınan kayıtların geldisi olan 13.09.1964 tarih ve 314 sıra numaralı tapu kayıt malikleri arasında ...’ın da bulunduğu, davalı ...’nun 1986 ve 1988 tarihli noter satış vaadi sözleşmeleri ile adı geçenin mirasçılarından paylarını satın aldığı, çekişmeli taşınmazın 1990 yılında davalı olması nedeniyle malik hanesinin açık bırakıldığı anlaşılmaktadır. Başka bir anlatımla çekişmeli taşınmazın kadastro tespiti 1990 yılında yapılmış, davalı ... kadastro tespitinden önceki 1986 ve 1988 tarihli satış vadi sözleşmeleri ile taşınmazlardan pay satın aldığını ve kendisinin zilyet olduğu iddiasına dayanmıştır. Davacı, kadastro tespitinden önceki satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayandığı ve davanın genel mahkemelerden aktarılması nedeniyle re"sen malik hanesinin doldurulacağı da dikkate alınarak kadastro mahkemesi görevli olduğu halde hatalı değerlendirme yapılarak ... yönünden görevsizlik kararı verilmesi isabetsiz olduğu gibi işin esası yönünden de yapılan araştırma yetersizdir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın tespite esas alınan ve davacı tarafın da dayanağı olan tapu kayıt kapsamında kaldığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Taşınmaza uyduğu kabul edilen 20 Mayıs 1983 tarih ve 6 sıra numaralı tapunun tüm tedavülleri ve haritası getirtilip mahalline yeterli şekilde uygulanıp kapsamı belirlenmemiş, uygulamada komşu parsel tutanak ve dayanaklarından yararlanılmamış, taşınmazların kimden intikal ettiği üzerinde durulmamıştır. Hal böyle olunca doğru sonuca ulaşılabilmesi için sözü edilen tapu kaydı tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile haritaları ve dayanağı olan belgelerle birlikte ve dava dışı başka taşınmazlara revizyon görüp görmediği sorulup saptanarak, revizyon görmüş ise revizyon gördüğü taşınmaza ait kadastro tespit tutanağının onaylı örneğinin, dava konusu taşınmazlara komşu taşınmazların tutanak örnekleri varsa oluşumundan itibaren dayanakları olan kayıtlar getirtilip, dosya tamamlandıktan sonra mahallinde 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu, tüm tespit bilirkişileri, tarafların gösterecekleri tanıklar, teknik bilirkişi hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmalı, keşifte 3402 sayılı Yasa"nın 20. maddesi göz önüne alınarak haritalar uygulanmak suretiyle; haritaların bulunmaması halinde kayıtların sınırlarına göre tapu kaydının kapsamı belirlenmeli, kaydın kapsamı belirlenirken varsa dava dışı revizyon gördüğü taşınmazlar göz önüne alınmalıdır. Yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve tanıklardan bu yerin öncesinin kime ait olduğu, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, zilyetliğin ne zaman başladığı, ne şekilde sürdürüldüğü, kimin ne zamandan beri taşınmaza zilyet olduğu da etraflıca sorulmalıdır. Bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece açıklanan hususlar göz önüne alınmaksızın eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalı ..."ya iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.