8. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/2390 Karar No: 2015/6901 Karar Tarihi: 26.03.2015
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2015/2390 Esas 2015/6901 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2015/2390 E. , 2015/6901 K.
"İçtihat Metni"
İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine ilamlı takip başlatılmış, borçlu vekili, İcra Mahkemesi"ne başvurusunda; icra emrinin, vekil varken asile çıkarıldığından bahisle icra takibinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, ilamda borçlunun vekili olduğu halde icra emrinin asile tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesiyle icra emrinin iptaline karar verilmesi üzerine; hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. HMK"nun 73, 81, 82, 83 Avukatlık Kanunu"nun 41., Tebligat Kanunu"nun 11. maddeleri gereğince vekille takip edilen işlerde vekile tebligat zorunludur. Ne var ki vekile tebliğ zorunluluğunun bulunması asile tebligat yapılması lüzumunu ortadan kaldırmaz. Şöyle ki; İİK’nun 76. maddesinde düzenlenen mal beyanında bulunmamak suçu, 338. maddesinde düzenlenen hakikate muhalif beyanda bulunma suçu gibi icra-iflas suçlarında borçlunun cezalandırılabilmesi için icra emrinin borçlunun vekiline değil, kendisine tebliğ edilmiş olması gerekir. (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. baskı, cilt 2, sh: 1280) Cezaların şahsiliği kuralı gereğince borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için icra emrinin borçlu asile tebliği zorunludur. Şikayete konu İstanbul 33. İcra Müdürlüğü"nün 2013/6217 Esas sayılı takip dosyasında takip dayanağı ilamda borçlunun vekili olduğu halde takip talebi ve icra emrinde adı belirtilmediğinden icra emrinin borçlu asile tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda icra emrinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp, vekile de icra emrinin tebliğ edilmemesi noktasında tebliğ işlemi eksikliği söz konusudur. O halde Mahkemece, icra emrinin vekile tebliği suretiyle takibe devam edilmesi yönünde hüküm kurulması gerekir. Anılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ...... İcra Mahkemesi"nin 2014/155 Esas 2014/228 sayılı kararının hüküm fıkrasının 2 nolu bendinde yer alan "..... İcra Müdürlüğü"nün 2014/3397 sayılı takibinde borçlu asile tebliğ edilen icra emrinin iptaline" sözcüklerinin hükümden çıkartılarak yerine "icra emrinin borçlu vekiline tebliği yapılması suretiyle takibe devam edilmesine" sözcüklerinin yazılmasına, 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. ve İİK"nun 366. maddeleri uyarınca kararın düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 26.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.