Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/24448
Karar No: 2019/19364
Karar Tarihi: 17.10.2019

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/24448 Esas 2019/19364 Karar Sayılı İlamı

Özet:


İşçi, davalıdan kıdem tazminatı ve işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesi talebiyle dava açmıştır. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Taraflar kararı temyiz etmiştir. Yargıtay kararı ise şöyledir:
1. Tarafların temyiz itirazları reddedilmiştir.
2. İş Kanunu'nun 120. maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte olan 1475 sayılı Kanun'un 14. maddesinin birinci fıkrasının dördüncü bendinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla ayrılması halinde, kıdem tazminatına hak kazanılabileceği hükme bağlanmıştır. Fesih tarihi itibariyle kıdem tazminatı ödenmediği takdirde, faiz başlangıcı fesih tarihi olmalıdır.
3. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. Kanıtlanamadığı durumda tarafların tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir.
4. Hafta tatilinin ödenmesi de fazla çalışma ücretinin ödenmesi kurallarına tabidir.
Sonuç olarak, davacının kıdem tazminatı ve işçilik alacakları için açtığı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kıdem tazminatı için fesih tarihinden itibaren faiz hesaplanmalıdır. Fazla çalışma ve hafta tatili ücreti hesaplamalarında ise yaz aylarının hangi ayları olduğu tanıklar tarafından netleştirilmelidir.
22. Hukuk Dairesi         2017/24448 E.  ,  2019/19364 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere göre ve bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı, davacı ve katılma yolu ile davalı temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2- Taraflar arasında davacının iş sözleşmesinin kıdem tazminatı hak edecek şekilde son bulup bulmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 120. maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte olan 1475 sayılı Kanun"un 14. maddesinin birinci fıkrasının dördüncü bendinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla ayrılması halinde, kıdem tazminatına hak kazanılabileceği hükme bağlanmıştır. O halde anılan hüküm uyarınca, fesih bildiriminde bulunulabilmesi için işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik, malullük ya da toptan ödemeye hak kazanmış olması şarttır. Bundan başka işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa bahsi geçen işlemler için başvurması ve bu yöndeki yazıyı işverene bildirmesi gerekir.
    Kıdem tazminatının zamanında ödenmemesi halinde bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte ödenmesi gerektiği 1475 sayılı Kanunun 14/11. maddesinde öngörülmüştür. O halde faiz başlangıcı fesih tarihi olmalıdır. Bu noktada, iş sözleşmesinin ölüm ya da diğer nedenlerle son bulması faiz başlangıcını değiştirmez. Ancak, yaşlılık, malullük aylığı ya da toptan ödeme almak için işyerinden ayrılma halinde 1475 sayılı yasanın 14/3. maddesine göre işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa başvurduğunu belgelemesi şarttır.
    Somut uyuşmazlıkta, iş sözleşmesine 01.07.2013 tarihinde işçi tarafından sözlü olarak son verildiği, iş bu davanın 10.07.2013 tarihinde açıldığı ve dava dilekçesinde emeklilik koşullarının sağlandığına dair SGK yazısının da dilekçeye ekli olduğunun belirtildiği görülmektedir. Gerçekten dava dilekçesi ekindeki belgelerden davacının 28.06.2013 tarihinde SGK İl Müdürlüğü"ne başvurarak çalışma yılı ve prim ödeme gün sayısına göre emekliliğe hak kazandığını gösterir belge istediği ve SGK tarafından da kendisine aynı gün, 15 yıl sigortalılık ve 3600 prim ödeme gün sayısı şartlarını sağladığına dair belge ibraz edildiği görülmektedir.
    Şu halde davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü gerekçeler ile emeklilik hakkını kullanmak için iş sözleşmesine son verdiği, fesihten hemen önce SGK"dan bu hakkı kullanmak için gerekli koşulların oluştuğunu gösterir yazı almak ile emeklilik iradesini ortaya koyduğu anlaşılmaktadır. Davacı işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa başvurduğunu belgelemesi kıdem tazminatına hak kazanma yönünden değil, faizin başlangıç tarihi bakımından sonuca etkilidir. Emekliliğe hak kazanma belgesi işverene bildirilmediğine göre kıdem tazminatına yürütülecek faizin başlangıcı, davanın açıldığı tarihtir.
    Açıklanan nedenler ile mahkemece dava tarihinden itibaren yürütülecek faizi ile kıdem tazminatının hüküm altına alınması gerekirken yazılı gerekçe ile reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    3-Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı ve hafta tatili günlerinde çalışıp çalışmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
    Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
    İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
    İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazi kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.
    Aynı ispat kuralları hafta tatili ücret alacağı için de geçerlidir.
    Somut uyuşmazlıkta; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, tanık anlatımlarından hareketle davacının iş yerinde yaz ayları olarak kabul edilen Nisan-Eylül ayları arasında haftanın 6 günü 07.00-19.00 saatleri arası çalışarak haftada 15 saat fazla çalışma yaptığı, 2011 yılına kadar hafta tatili günlerinde de çalıştığı kabul edilerek fazla çalışma ve hafta tatili alacağı hesaplanmıştır.
    Ne var ki; tanık anlatımları ve tüm dosya içeriğine göre, hesaplama yapılan dönemde davalıya ait işyerinde 2011 yılı başına kadar Cumartesi 07.00-19.00 saatleri arası çalışıldığı, 2011 yılından itibaren ise Cumartesi çalışmasının yarım gün olduğu sonucuna varılmaktadır. Ayrıca dosya kapsamına göre; davacının belirtilen şekildeki çalışmasının yaz aylarında olduğu kabulüne göre hesaplama yapılmasında bir isabetsizlik bulunmamakta ise de; yaz aylarının hangi aylar olduğu tanıklara açıklattırılıp netleştirilmeden Nisan-Eylül ayları arasındaki dönem için hesaplama yapılması doğru bulunmamıştır.
    Açıklanan nedenler ile yaz aylarının hangi aylar olduğu hususundaki tanık beyanları netleştirilerek, yaz aylarına isabet eden Cumartesi günleri, 2011 yılına kadar 07.00-19.00 arası, 2011 yılından sonra ise öğlene kadar çalışıldığı kabulüne göre hesaplama yapılmalıdır.
    Öte yandan, davacının haftanın 7 günü çalıştığı iddiasını ispatlayamadığı gözetilmeden hafta tatili alacağı talebinin reddi yerine kabulü hatalı olup ayrıca bozmayı gerektirmiştir.
    Sonuç:
    Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 17.10.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi