Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2019/7405 Esas 2019/19363 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/7405
Karar No: 2019/19363
Karar Tarihi: 17.10.2019

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2019/7405 Esas 2019/19363 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, mülga Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nde geçici işçi olarak çalıştığını ancak bu hizmetlerinin kıdeminden sayılmadığını, geçici işçilikte geçen çalışmaların kıdeminden sayılarak derece ve kademesinin tespiti ile yeni derece ve kademesi dikkate alınarak ilk kadroya geçişlerinden itibaren ücret farkı alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Mahkeme davanın kabulüne karar verdi ancak davalı taraf temyiz etti.
İlk olarak, ıslah yoluyla arttırılan dava konusunda zamanaşımı defi konusunda uyuşmazlık olduğu belirtiliyor. Zamanaşımı, alacak hakkının belirli bir süre kullanılmaması sebebiyle dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade ediyor. 4857 sayılı İş Kanunu'nda işçi ücretinin beş yıllık özel bir zamanaşımı süresine tabi olduğu belirtiliyor. Ancak tazminat niteliğinde olmayan, ücret niteliği ağır basan işçilik alacakları beş yıllık zamanaşımına tabidir.
İkinci olarak, davacı tarafın ıslah edilen miktarlar için ıslah tarihinden faiz talebi dikkate alınmadan dava konusu alacakların tamamına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi hatalı olduğu belirtiliyor.
Üçüncü olarak, dava dilekçesinde davacının intibakına ilişkin tespit istemi yer almasına rağmen davacının derece/kademesinin tespitine ilişkin bir hüküm kurulmamıştır.
Kanun maddeleri olarak, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32/8 maddesi ve Borçlar Kanunu'nun 126/1 maddesi (6098 Sayılı TBK 147) öne çıkıyor.
22. Hukuk Dairesi         2019/7405 E.  ,  2019/19363 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin mülga Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü"nde kadroya geçmeden önceki dönemde geçici işçi olarak çalıştığını ancak bu hizmetlerinin kıdeminden sayılmadığını, geçici işçilikte geçen çalışmaların kıdeminden sayılarak derece ve kademesinin tespiti ile yeni derece ve kademesi dikkate alınarak ilk kadroya geçişlerinden itibaren ücret farkı alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
    Davalının Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    1-Taraflar arasında ıslaha karşı zamanaşımı def’i konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliğini ortadan kaldırır.
    Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.
    4857 sayılı Kanundan daha önce yürürlükte bulunan 1475 sayılı Yasada ücret alacaklarıyla ilgili olarak özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediği halde, 4857 sayılı İş Kanunun 32/8 maddesinde, işçi ücretinin beş yıllık özel bir zamanaşımı süresine tabi olduğu açıkça belirtilmiştir. Ancak bu Kanundan önce tazminat niteliğinde olmayan, ücret niteliği ağır basan işçilik alacakları, Borçlar Kanununun 126/1 maddesi (6098 Sayılı TBK 147) uyarınca beş yıllık zamanaşımına tabidir.
    5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7 nci maddesinde, iş mahkemelerinde sözlü yargılama usulü uygulanır. Ancak 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 447 inci maddesi ile sözlü yargılama usulü kaldırılmış, aynı yasanın 316 ve devamı maddeleri gereğince iş davaları için basit yargılama usulü benimsenmiştir.
    Sözlü yargılama usulünün uygulandığı dönemde zamanaşımı def"i ilk oturuma kadar ve en geç ilk oturumda yapılabilir. Ancak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönemde 319 uncu madde hükmü uyarınca savunmanın değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin verilmesiyle başlayacağından, zamanaşımı def"i cevap dilekçesi ile ileri sürülmelidir. 01.10.2011 tarihinden sonraki dönemde ilk oturuma kadar zamanaşımı definin ileri sürülmesi ve hatta ilk oturumda sözlü olarak bildirilmesi mümkün değildir.
    Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, 1086 sayılı HUMK hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 317/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı def"inde bulunulabileceği kabul edilmelidir.
    Somut olayda dosya içeriğine göre; davacı tarafın 07.03.2014 tarihli ıslah dilekçesine karşı gerek bozma öncesi davalı ... Özel İdare vekili gerekse bozma sonrası husumet yöneltilen davalı Hazine vekili tarafından süresinde zamanaşımı def’inde bulunulduğu görülmektedir. Ancak buna rağmen, mahkemece davalı tarafın ıslaha karşı zamanaşımı def’i dikkate alınmadan hüküm verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir.
    2-Diğer yandan, davacı tarafın ıslah edilen miktarlar için ıslah tarihinden faiz talebi dikkate alınmaksızın dava konusu alacakların tamamına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi de hatalı olup dava ve ıslah dilekçesindeki taleplere dava ve ıslah tarihleri gözetilerek faiz yürütülmesi gerekmekte olup kararın bu yönüyle de bozulması gerekmiştir.
    3-Ayrıca, dava dilekçesinde davacının intibakına ilişkin tespit istemi de yer almasına rağmen davacının derece/kademesinin tespitine ilişkin bir hüküm kurulmaması da hatalı olmuştur.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.