Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2012/14-1607
Karar No: 2013/623
Karar Tarihi: 08.05.2013

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/14-1607 Esas 2013/623 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2012/14-1607 E.  ,  2013/623 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bakırköy 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 21/04/2011
    NUMARASI : 2010/524-2011/168

    Taraflar arasındaki “belirtmenin terkini ” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bakırköy Asliye 8. Hukuk Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 19.06.2008 gün ve, 2008/83 E., 2008/171 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 14.Hukuk Dairesi’nin 05.12.2008 gün ve, 2008/12841 E., 2008/15195 K. sayılı ilamı ile;
    (...Davacılar, 117 parsel sayılı kat irtifakı taşınmazları kaydında “3194 sayılı Kanununun 32-42 maddeleri kapsamında bu parsel üzerindeki bina için ruhsat ve eklerine aykırı inşaat yapıldığından Bakırköy Belediyesince yıkım ve para cezası verildiği bildirilmiştir.” şeklinde belirtme bulunduğunu, bu belirtmenin yasal dayanağının olmadığını ileri sürerek terkin isteminde bulunmuşlardır.
    Davalı, davanın reddini savunmuş, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, beyanlar hanesindeki belirtmenin terkini isteğine ilişkindir.
    Türk Medeni Kanununun 997 ila 1027.maddeleri arasındaki hükümler, tapu siciline ilişkin bulunmaktadır. Bunlardan, 1008. madde tapu siciline kaydolunacak ayni hakları, 1900. madde sicile şerh verilebilecek kişisel hakları, 1010. ve 1011. maddeler ise temlik hakkının sınırlamaları ile geçici tescili düzenlemiştir.
    Türk Medeni Kanununun 1012. ve Tapu Sicil Tüzüğünün 60 ila 64. maddelerinde yedi bölüm olarak düzenlenen “beyanlar” gerek tescillerden, gerekse şerhlerden farklıdır. Kütüğün beyanlar hanesine işlenen kayıt, kural olarak ne bir ayni hak ihdas eder ne de şahsi bir hakkı güçlendirmeye yarar. Beyanların fonksiyonu, gayrimenkulle ilgili bazı fiili veya hukuki durumlara ya da zaten mevcut bulunan bazı haklara aleniyet sağlamaktan ibarettir.
    “Beyanlar” başlıklı 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 1012. maddesi; “Bir taşınmazın eklentileri, malikin istemi üzerine kütükteki beyanlar sütununa yazılır. Bu kaydın terkini, kütükte hak sahibi görünen bütün ilgililerin rızasına bağlıdır. Taşınmaz mülkiyetine ilişkin kamu hukuku kısıtlamalarının beyanlar sütununa yazılması ve bu sütuna yazılabilecek diğer hususlar tüzükle belirlenir. Özel kanun hükümleri saklıdır” şeklindedir.
    Yasanın sözü edilen bu hükmü uyarınca genellikle tapu kütüğüne yazılarak alenileştirilmesinde fayda umulan hukuki ilişki ve fiili durum şeklinde tarif edilen her beyanın tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilebilme olanağı yoktur. Başka bir anlatımla, tapu kütüğünün beyanlar hanesine “beyanda” bulunulabilmesi için ya Türk Medeni Kanununda bir hüküm olması veya özel kanunlarda bu konuda bir hükme yer verilmesi yahut Tapu Sicil Tüzüğünde bir düzenleme yapılmış olması gerekir.
    Ayrıca, yasal düzenlemeler dışında yasal düzenlemelerdeki belirsizlikler nedeniyle Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü genelgeleri ile açıklayıcı nitelikteki bina yapılamaz beyanı, yıkım kararları, uygulanamayan mahkeme ilamları, orman içi binalar da beyanlar sütununa işaretlenebilir.
    Birbirinden farklı konularda beyanlar sütununa yapılan kayıtların bazıları, üçüncü kişilerin iyiniyetini bertaraf etmeye yararken, bazıları ilgilisi yararına karine yaratır, bazıları ise taşınmaza bağlı bir ayni hakkı ya da şahsi hakkı açıklarken bazı beyanlar da kamu hukukundan kaynaklanan kısıtlamaları açıklar. Bir diğer anlatımla, beyanın niteliğine göre beyana bağlanan sonuç değişmektedir (Oğuzman-Seliçi, Eşya Hukuku, İstanbul 2004, s.204).
    Gerek metni yukarda yazılan Türk Medeni Kanununun 1012. ve gerekse Tapu Sicil Tüzüğünün 60. maddelerinden anlaşılmaktadır ki, mevzuatın yazılmasına izin vermediği bir belirtmenin kütüğün beyanlar sütununda gösterilebilme olanağı yoktur.
    Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; dava konusu taşınmaz davacılar adına paylı mülkiyete konu olup kat irtifakı tesis edilmiştir. Bakırköy Belediye Başkanlığınca çeşitli tarihlerde yapılan tesbitlerde binada ruhsat ve projeye aykırı olarak arka bahçede bodrum kat seviyesinde ilave inşaata başlandığı, bu inşaat için yapı tatil tutanağı düzenlenmesine rağmen inşaatın devam ettiği bu nedenle 23.12.2003 ve 30.12.2003 tarihli Encümen Kararları ile 3194 sayılı İmar Kanununun 32 ve 42. maddeleri uyarınca yıkım kararı ve para cezası uygulanmasına ve bu hususun da tapu kaydında gösterilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Tapu Sicil Müdürlüğünce de 25.03.2004 tarih 2194 yevmiye numaralı işlemi ile 117 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar sütununa “3194 sayılı İmar Kanununun 32 ve 42. maddeleri kapsamında bu parsel üzerindeki bina için ruhsat ve eklerine aykırı inşaat yapıldığından Bakırköy Belediyesince yıkım ve para cezası verildiği bildirilmiştir” şeklinde belirtme yapılmıştır. Belirtmede sözü edilen İmar Kanununun 32. maddesi ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapılara ilişkin yıkım kararı verilmesinin koşullarını, 42. maddesi ise ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapanlara para cezası verilmesi hususunu düzenlemektedir. Anılan maddeler ile çarpık yapılaşmanın önüne geçilmek istenmiş, bu husus yaptırıma bağlanmıştır.
    Az yukarıda değinildiği gibi tapu kaydında yer alacak beyanların amacı gayrimenkulle ilgili bazı fiili veya hukuki durumlara ya da zaten mevcut bulunan bazı haklara aleniyet sağlamaktan ibarettir. Davacılara ait taşınmazdaki binada ruhsat ve eklerine aykırı yapılaşma nedeniyle verilen yıkım kararının tapu kaydına işlenmesi buradaki fiili durumu alenileştirme ve üçüncü kişileri koruma amacına yöneliktir. Diğer bir anlatımla, çarpık yapılaşmayı önleme ve buna bağlı olarak kamu düzenini koruma amaçlı İmar Kanununun 32 ve 42. maddeleri hükmünce alınan Encümen Kararlarının beyanlar sütununda gösterilmesi yasal düzenlemelere ve beyanların fonksiyonuna aykırılık oluşturmamaktadır.Mahkemece, bu yön gözardı edilerek davanın kabulü doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir...) ;
    Birleşen davada ise; Bakırköy Asliye 8. Hukuk Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 19.06.2008 Tarih, 82-170 sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 14.Hukuk Dairesi’nin 05.12.2008 Tarih, 12860 Esas, 15196 Karar sayılı ilamı ile;
    “…Davacılar, 52 parsel sayılı kat irtifakı taşınmazları kaydında “3194 sayılı Kanununun 32-42 maddeleri kapsamında bu parsel üzerindeki bina için ruhsat ve eklerine aykırı inşaat yapıldığından Bakırköy Belediyesince yıkım ve para cezası verildiği bildirilmiştir.” şeklinde belirtme bulunduğunu, bu belirtmenin yasal dayanağının olmadığını ileri sürerek terkin isteminde bulunmuşlardır.
    Davalılar, davanın reddini savunmuşlar, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, beyanlar hanesindeki belirtmenin terkini isteğine ilişkindir.
    Türk Medeni Kanununun 997 ila 1027.maddeleri arasındaki hükümler, tapu siciline ilişkin bulunmaktadır. Bunlardan, 1008. madde tapu siciline kaydolunacak ayni hakları, 1900. madde sicile şerh verilebilecek kişisel hakları, 1010. ve 1011. maddeler ise temlik hakkının sınırlamaları ile geçici tescili düzenlemiştir.
    Türk Medeni Kanununun 1012. ve Tapu Sicil Tüzüğünün 60 ila 64. maddelerinde yedi bölüm olarak düzenlenen “beyanlar” gerek tescillerden, gerekse şerhlerden farklıdır. Kütüğün beyanlar hanesine işlenen kayıt, kural olarak ne bir ayni hak ihdas eder ne de şahsi bir hakkı güçlendirmeye yarar. Beyanların fonksiyonu, gayrimenkulle ilgili bazı fiili veya hukuki durumlara ya da zaten mevcut bulunan bazı haklara aleniyet sağlamaktan ibarettir.
    “Beyanlar” başlıklı 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 1012. maddesi; “Bir taşınmazın eklentileri, malikin istemi üzerine kütükteki beyanlar sütununa yazılır. Bu kaydın terkini, kütükte hak sahibi görünen bütün ilgililerin rızasına bağlıdır. Taşınmaz mülkiyetine ilişkin kamu hukuku kısıtlamalarının beyanlar sütununa yazılması ve bu sütuna yazılabilecek diğer hususlar tüzükle belirlenir. Özel kanun hükümleri saklıdır” şeklindedir.
    Yasanın sözü edilen bu hükmü uyarınca genellikle tapu kütüğüne yazılarak alenileştirilmesinde fayda umulan hukuki ilişki ve fiili durum şeklinde tarif edilen her beyanın tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilebilme olanağı yoktur. Başka bir anlatımla, tapu kütüğünün beyanlar hanesine “beyanda” bulunulabilmesi için ya Türk Medeni Kanununda bir hüküm olması veya özel kanunlarda bu konuda bir hükme yer verilmesi yahut Tapu Sicil Tüzüğünde bir düzenleme yapılmış olması gerekir.
    Ayrıca, yasal düzenlemeler dışında yasal düzenlemelerdeki belirsizlikler nedeniyle Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü genelgeleri ile açıklayıcı nitelikteki bina yapılamaz beyanı, yıkım kararları, uygulanamayan mahkeme ilamları, orman içi binalar da beyanlar sütununa işaretlenebilir.
    Birbirinden farklı konularda beyanlar sütununa yapılan kayıtların bazıları, üçüncü kişilerin iyiniyetini bertaraf etmeye yararken, bazıları ilgilisi yararına karine yaratır, bazıları ise taşınmaza bağlı bir ayni hakkı ya da şahsi hakkı açıklarken bazı beyanlar da kamu hukukundan kaynaklanan kısıtlamaları açıklar. Bir diğer anlatımla, beyanın niteliğine göre beyana bağlanan sonuç değişmektedir (Oğuzman- Seliçi, Eşya Hukuku, Istanbul 2004, s.204).
    Gerek metni yukarda yazılan Türk Medeni Kanununun 1012. ve gerekse Tapu Sicil Tüzüğünün 60. maddelerinden anlaşılmaktadır ki, mevzuatın yazılmasına izin vermediği bir belirtmenin kütüğün beyanlar sütununda gösterilebilme olanağı yoktur.
    Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; dava konusu taşınmaz davacılar adına paylı mülkiyete konu olup kat irtifakı tesis edilmiştir. Bakırköy Belediye Başkanlığınca çeşitli tarihlerde yapılan tesbitlerde davacılara ait taşınmaz üzerinde ruhsat ve projesine aykırı olarak inşaat yapıldığı, yıkım ve mühürleme kararı verilmesine rağmen inşaata devam edildiği, 27.04.2003 tarihli Encümen Kararı ile de 3194 sayılı İmar Kanununun 32 ve 42. maddeleri uyarınca yıkım ve para cezası uygulamasına ve bu hususun tapu kaydında da gösterilmesinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Tapu Sicil Müdürlüğünce de Encümen Kararı doğrultusunda 52 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar sütununa 19.07.2004 tarihli ve 6251 yevmiye numaralı “3194 sayılı İmar Kanununun 32 ve 42 maddeleri kapsamında bu parsel üzerindeki bina için ruhsat ve eklerine aykırı inşaat yapıldığından Bakırköy Belediyesince yıkım ve para cezası verildiği bildirilmiştir” şeklinde belirtme yapılmıştır. Belirtmede sözü edilen İmar Kanununun 32. maddesi ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapılara ilişkin yıkım kararı verilmesinin koşullarını, 42. maddesi ise ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapanlara para cezası verilmesi hususunu düzenlemektedir. Anılan maddeler ile çarpık yapılaşmanın önüne geçilmek istenmiş, bu husus yaptırıma bağlanmıştır.
    Az yukarıda değinildiği gibi tapu kaydında yer alacak beyanların amacı gayrimenkulle ilgili bazı fiili veya hukuki durumlara ya da zaten mevcut bulunan bazı haklara aleniyet sağlamaktan ibarettir. Davacılara ait taşınmazdaki binada ruhsat ve eklerine aykırı yapılaşma nedeniyle verilen yıkım kararının tapu kaydına işlenmesi buradaki fiili durumu alenileştirme ve üçüncü kişileri koruma amacına yöneliktir. Diğer bir anlatımla, çarpık yapılaşmayı önleme ve buna bağlı olarak kamu düzenini koruma amaçlı İmar Kanununun 32 ve 42. maddeleri hükmünce alınan Encümen Kararlarının beyanlar sütununda gösterilmesi yasal düzenlemelere ve beyanların fonksiyonuna aykırılık oluşturmamaktadır. Mahkemece, bu yön gözardı edilerek davanın kabulü doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir…”
    gerekçeleri ile bozma kararı verilerek dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
    TEMYİZ EDEN: Davalılar vekili
    HUKUK GENEL KURULU KARARI
    Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Davacılar asıl ve birleşen dava ile, davalı belediye tarafından dava konusu taşınmazların tapu kütüğünün beyanlar hanesine haksız olarak konulan “3194 sayılı kanunun 32-42 md.leri kapsamında bu parsel üzerindeki bina için ruhsat ve eklerine aykırı inşaat yapıldığından, Bakırköy Belediyesince yıkım ve para cezası verildiği bildirilmiştir.” şeklindeki belirtmenin terkinini istemişlerdir.
    Mahkemece, “…T.M.K.’ nun 1012. maddesinde belirtilen taşınmazın mülkiyetine ilişkin kamu hukuku kısıtlamalarının beyanlar sütununa yazılması hususunun olayda uygulanmasının mümkün olmadığı….” gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın kabulü ile belirtmenin terkinine karar verilmiştir.
    Davalılar vekilinin temyizi üzerine hüküm asıl ve birleşen davalarda yukarıya başlık bölümüne alınan gerekçe ile bozulmuş; yerel mahkeme önceki gerekçe ile direnmiştir.
    Direnme kararını temyize davalılar vekili getirmiştir.
    Hukuk Genel Kurulu’nda işin esasının görüşülmesinden önce; davanın davacılar vekili tarafından 14.03.2008 tarihinde açıldığı, davacılardan M.K.’ın 13.02.2008 tarihinde dava tarihinden önce öldüğü, bu durumun yargılama sırasında anlaşılması karşısında, paydaşlardan bir kısmının taşınmazın tapu kaydındaki belirtmenin terkinini isteyebilip isteyemeyeceği hususu ön sorun olarak tartışılmıştır. Davacılar, paylı mülkiyet olarak maliki oldukları dava konusu 117 parsel sayılı taşınmazdaki bağımsız bölümlerin tapu kütüğünün kaydındaki belirtmenin terkinini istediklerinden, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 693/3.maddesi uyarınca paydaşlardan her biri, bölünemeyen ortak menfaatlerin korunmasını diğer paydaşları temsilen isteyebileceğinden, paydaşların bölünemeyen ortak menfaate yönelik bu davayı diğer paydaşları temsilen açabilecekleri benimsenerek, ön sorun bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
    İşin esasına gelince:
    4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu"nda (TMK) tapu sicilinin tanımı yapılmış değildir. Ancak, TMK 997/1.maddesinde taşınmazlar üzerindeki hakları göstermek üzere tapu sicilinin tutulacağı düzenlenmiş; anılan maddenin ikinci fıkrasında da, tapu sicilinin unsurları; "tapu sicili, tapu kütüğü ve kat mülkiyeti kütüğü ile bunları tamamlayan yevmiye defteri ve belgeler ile planlar" olduğu belirtilmiştir. Sicil örneğinin, nasıl tutulacağı ve yardımcı sicillerin tüzükle belirleneceği hususları da üçüncü fıkrada açıklanmıştır.
    07.06.1994 tarih ve 21953 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Tapu Sicil Tüzüğü"nün (TST) 4.maddesinde de tapu sicili tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, tapu sicili, taşınmaz mal ile üzerindeki hakların durumlarını göstermek üzere Devletin sorumluluğu altında tescil ve açıklık ilkelerine göre tutulan sicildir.
    Tapu sicilinde özel mülkiyete konu taşınmazlar ile bu taşınmazlar üzerindeki ayni haklar (mülkiyet, irtifak hakları) taşınmaz yükü ile taşınmaz üzerindeki rehin hakları, sicilin bir parçası olan tapu kütüğüne tescil edilir. Her taşınmaza kütükte bir sayfa ayrılır. Kütüğün her sayfasında özel sütunlar bulunur. Bunlardan birini de, beyanlar sütunu oluşturur (TMK m.1000) .
    01.01.2002 tarihinde yürürlükten kaldırılan 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi"nde beyan işlemi ile ilgili genel bir hüküm bulunmadığı gibi, beyan işleminin ne gibi sonuçlar doğuracağı da düzenlenmiş değildi. Buna karşılık, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu, bu boşluğu doldurmak üzere "Beyanlar" kenar başlığı altında 1012 nci maddesinde, tapu kütüğünde taşınmaza ait sahifenin beyanlar sütununa yazılacak kayıtlar hakkında:
    "Bir taşınmazın eklentileri, malikin istemi üzerine kütükteki beyanlar sütununa yazılır. Bu kaydın terkini, kütükte hak sahibi görünen bütün ilgililerin rızasına bağlıdır.
    Taşınmaz mülkiyetine ilişkin kamu hukuku kısıtlamalarının beyanlar sütununa yazılması ve bu sütuna yazılabilecek diğer hususlar tüzükle belirlenir.
    Özel kanun hükümleri saklıdır." şeklinde düzenleme getirilmiştir.
    Getirilen bu hükümle, taşınmazın eklentilerinin ve taşınmaz mülkiyetine ilişkin kamu hukuku kısıtlamalarının beyanlar sütununa kaydı öngörülmüş, kaydedilebilecek diğer hususlar tüzüğe bırakılarak, özel kanunlardaki beyanlar sütununa kaydedilmesi öngörülen konular da, saklı tutulmuştur.
    Görüldüğü üzere, tapu kütüğünün beyanlar sütununa bir beyanın yazılabilmesi için ya Türk Medeni Kanunu’nda bir hüküm olması veya özel kanunlarda bu konuda bir hükme yer verilmesi, yahut Tapu Sicili Tüzüğünde bir düzenleme yapılmış olması gerekir.
    Beyanların meydana getirdiği sonuçların da neler olduğunu ortaya koyacak tümüne uygulanabilecek genel bir hüküm bulmak mümkün olmadığı gibi, bu sonuçlar beyanların türüne göre değişmektedir. Bununla beraber beyanlar, bildirici niteliktedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 30.06.2010 Tarih,2010/14-274 Esas, 2010/356 Karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır.
    Beyanlar, zaten mevcut olan eylemli ve hukuki durumu dışa yansıtır, ona açıklık ve kanıtlama kolaylığı sağlarlar. Tapu sicili kamuya açık olduğu içindir ki hiç kimse, kural olarak, beyanlar sütunundaki eylemli ve hukuki bir ilişkiyi bilmediğini iddia edemez (TMK.m.1020). Bu nedenle beyanların bir diğer sonucu ise, üçüncü kişilerin iyi niyetini ortadan kaldırmasıdır.
    Somut olayda; davacılara ait binada ruhsat ve eklerine aykırı yapılaşma nedeniyle verilen yıkım kararı tapu kaydına işlenmiştir. Buradaki amaç, fiili durumu alenileştirme ve üçüncü kişileri korumaya yöneliktir. Başka bir deyişle, bu belirtme çarpık yapılaşmayı önleme ve buna bağlı olarak kamu düzenini koruma amaçlı olup, 4721 sayılı TMK’nun 1012 maddesinde belirtilen taşınmazın mülkiyetine ilişkin kamu hukuku kısıtlaması niteliğindedir. Öyle ise, İmar Kanunu’nun 32 ve 42. maddeleri uyarınca alınan Encümen Kararlarının tapu kaydının beyanlar sütununda gösterilmesi yasal düzenlemelere ve beyanların fonksiyonuna aykırılık oluşturmamaktadır.
    Açıklanan nedenlerle, Özel Daire bozma ilamında belirtilen gerekçelerle, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen bozma ilamına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma ilamında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı kanunun 440.maddesi uyarınca hükmün tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.05.2013 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi