Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2018/2206 Esas 2020/5560 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2206
Karar No: 2020/5560
Karar Tarihi: 30.06.2020

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2018/2206 Esas 2020/5560 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, davalıların fındık, kira vs borçlarından dolayı kendisine 36.768,00-USD borçlarının bulunduğunu iddia ederek tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Ancak, davacı tarafça dayanılan belge alacak-borç ilişkisini yeterince belirtmediği için davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuş, ancak istinaf da reddedilmiştir. Mahkeme kararında bir isabetsizlik bulunmadığından yerinde olmayan bütün temyiz itirazları reddedilmiştir. Kararda adı geçen kanun maddeleri HMK. maddeleridir.
13. Hukuk Dairesi         2018/2206 E.  ,  2020/5560 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı ilk derece mahkemesi sıfatıyla ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesince 2016/155 esas 2017/324 karar sayılı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi"nin 2018/88-2018/287 karar sayılı kararının süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    K A R A R

    Davacı, davalıların fındık, kira vs borçlarından dolayı kendisine 36.768,00-USD borçlarının bulunduğunu, buna ilişkin olarak 2013 yılı Şubat ayında davalı ... tarafından, kendi el yazısı ile adi yazılı borç belgesinin düzenlendiğini, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/110 esas sayılı dosyasında tanık olarak dinlenen ..."nın beyanında da bu hususların belirtildiğini ve davalıların borçlarını ödemediğini ileri sürerek, 36.768,00 Amerikan Dolarının fiili ödeme günündeki efektif satış döviz kuru üzerinden Şubat 2013"ten itibaren yabancı paraya uygulanacak en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar, davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, ayrıca davacı tarafça dayanılan belgenin; alacak borç ilişkisini ifade etmeyen, alacaklı ve borçluyu belirtmeyen, borçlunun imzasının bulunmadığı, tarihsiz ve üzeri çizilmiş bir kağıt parçası olduğunu, davacının iddiasını ispat ile yükümlü olup, delil olarak dayandığı hususların usul kuralları çerçevesinde ispata yeterli olmadığını ileri sürerek, davanın reddini talep etmişlerdir.
    Davalılar vekili, 21.03.2017 tarihli beyan dilekçesinde; davacı tarafın dayandığı belgenin, sağ tarafındaki üzeri çizilmiş olan sayfa ile sol taraftaki ""... ... Alacak ... 36,768 Dolar"" şeklindeki yazıların müvekkili ... tarafından yazıldığını, sol taraftaki diğer yazıların müvekkili ... tarafından yazıldığını, yine bu taraftaki imzanın da ..."e ait olduğunu belirtmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince, davacı tarafça dayanılan belgede, alacaklının ve borçlunun kim olduğunun belirlenmediği, borçlunun kimliği, imzası, borcun tanzim tarihi ve vade tarihinin olmadığı, düzensiz ve karalama şeklinde olup, HMK."na göre borcun varlığını ispat etmeye yeterli bir belge olmadığı, yazılı delil başlangıcı olarak da kabul edilemeyeceği ve dolayısıyla davanın ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi"nce, davalılar vekilinin 21.03.2017 tarihli beyan dilekçesi dikkate alındığında, söz konusu belge yazılı delil başlangıcı niteliğinde olup, davacı diğer yan deliller ve tanık beyanları ile ispat hakkına sahip ise de, gerek mahkemece dinlenen davacı tanığının, gerekse mahkemenin 2015/110 esas sayılı dosyasında dinlenen tanığın beyanlarının alacağın miktarını ispat için yeterli olmadığı, davacı tarafça başkaca bir delil de bildirilmediği, dolayısıyla ispat edilemeyen davanın bu gerekçe ile reddedilmesi gerekirken yerel mahkemece, ""bahsi geçen belgenin yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilemeyeceğinden bahisle"" davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı bulunmuş olup, yerel mahkeme kararının gerekçesinin düzeltilmesine ve sonuç olarak mahkemece verilen davanın reddine ilişkin karar usul ve yasaya uygun olduğundan davacı tarafın istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi"nin kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    SONUÇ: Dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, Bölge Adliye Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığından, yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, peşin alınan 35,90 TL. harcın temyiz edene iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 30/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.