Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/17111 Esas 2016/5063 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/17111
Karar No: 2016/5063
Karar Tarihi: 21.03.2016

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/17111 Esas 2016/5063 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, davalılara keşide edildiği iddia edilen senet ile ilgili olarak takip başlatılmış ve davalıların itirazı nedeniyle takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalıların savunması ise senedin zamanaşımına uğradığı, cirantanın sorumluluğunun olmadığı ve davanın reddedilmesi gerektiği şeklindedir. Mahkeme, davacının senette lehdar sıfatı olduğunu ve davalıların ciranta sıfatında olduğunu belirtmiştir. Bu nedenle davacının sadece keşideciyi takip edebileceği ve davalıların senet nedeniyle borçlu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kanun maddeleri olarak ise Türk Borçlar Kanunu'nun 477. maddesi ve İcra ve İflas Kanunu'nun 39/2 maddesi karara referans olarak alınmıştır.
19. Hukuk Dairesi         2015/17111 E.  ,  2016/5063 K.
"İçtihat Metni"



MAHKEMESİ : ... Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 13/04/2015
NUMARASI : 2014/1245-2015/342


Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- KARAR-

Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki sonucu davalılar tarafından imzalanarak müvekkiline verilen senede dayalı olarak başlatılan takibin davalıların itirazı üzerine durduğunu, borcun ödendiğine dair belge sunulmadığını ileri sürerek, itirazın iptaline ve %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı İlhami Cindioğlu vekili, alacağın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin ciranta olduğunu, cirantaya yönelik protesto bulunmadığından icra takibi başlatılamayacağını, ilamsız takipte cirantanın sorumluluğunun olmadığını savunarak, davanın reddine ve %20 oranında tazminata karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalılar vekili, müvekkillerinin ciranta olduğunu, cirantalara başvurulabilmesi için protesto çekilmesi gerektiğini, davacının bu yükümlülüğü yerine getirmediğini, zamanaşımına uğramış bonoda alacağın ancak temel ilişki ispat edilerek talep edilebileceğini, ispat külfetinin davacıda olduğunu, davacının buna ilişkin delil sunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacının senette lehdar sıfatı ile yer aldığı bu durumda keşideci ile temel ilişkisinin bulunduğu, davalıların lehdarın cirosundan sonra cirolarının bulunduğu davacının davalı cirantalardan sonra tekrar hamili olduğu senede dayalı olarak aynı senette kendisinin sorumlu olduğu ciranta durumundaki davalılara başvurmasının mümkün olmadığı, lehdar olan davacının sadece keşideciyi takip edebileceği, davalı cirantaların davaya konu senet nedeni ile borçlu olmadıkları gerekçesiyle davanın reddine, davacının kötüniyeti sabit olmadığından davalılar vekilinin kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.





Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 21/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.



Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.