Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/21060
Karar No: 2019/19358
Karar Tarihi: 17.10.2019

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/21060 Esas 2019/19358 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2016/21060 E.  ,  2019/19358 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı, davalı şirket yöneticilerine ait İştiraksiz Emeklilik kurallarına göre gerekli şartları haiz olmasına rağmen sistemden yararlanmak için başvurduğu halde kendisine bir teklifte bulunulmamasının veya talebine rağmen biriken alacaklarının ödenmemesinin hukuka aykırı olduğunu, anılan sistemin işten ayrılmasından sonra tasfiye edilmiş olmasının adına biriken bir meblağın bulunduğu gerçeğini ortadan kaldırmadığını, kendi isteğiyle işten ayrılmadığını, davalının ayrımcılık ve eşit davranma borcuna aykırı hareket ettiğini, ihtarnameye rağmen biriken alacakların hesaplanmadığı gibi bir ödeme de yapılmadığını belirterek 3.000,00 TL alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı, davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    Somut uyuşmazlıkta; davacı taraf çalıştığı süre boyunca ... şirketleri yöneticilerine ait iştiraksiz sistemine dahil olduğunu, ancak bu emeklilik sisteminin 4632 sayılı Yasa gereğince tasfiye edilmek zorunda olduğundan, şirketçe sistem kapsamındaki ilgililere belirli seçenekler sunulduğunu, buna göre bu sistemde adına para birikmiş olan kişilerin, şu an itibariyle ya bir başka özel emeklilik istemine geçiş ya da sistemde biriken emekliliğin kendilerine toplu olarak ödenmesi şeklinde tercihte bulunduklarını (U plan), işten ayrıldığı tarih itibariyle fiilen 10 yıllık çalışma süresini doldurduğunu ve çalıştığı sürece sisteme ilişkin "yönetici olma" koşulunu gerçekleştirdiğini, ... Türkiye şirketleri Yöneticlerine ait İştiraksız Emeklilik kurallarına göre gerekli şartları haiz olan sistemden yararlanmak için başvurduğu halde kendisine bir teklifte bulunulmaması veya talebine rağmen biriken alacaklarının ödenmemesinin hukuka aykırı olduğunu, anılan sistemin işten ayrılmasından sonra tasfiye edilmiş olmasının kendi adına biriken bir meblağın bulunduğu ggerçeğini ortadan kaldırmadığını, işyeri uygulaması niteliğindeki emekklilik sisteminin değişmiş olmasının yasal bir zorunluluğun sonucu olduğunu, ancak sistemde biriken bir meblağın olduğunu, bu meblağın sebepsiz olarak işverenin uhdesinde kaldığı ve yine işyeri uygulamalarındaki eşitlik ilkesi gereğince bu meblağın ödenmesinin gerektiğini, kendisi ile aynı pozisyonda bulunan ve aynı kıdeme sahip kişilere belirli meblağlarda toplu ödemeler yapıldığınının da bilinen bir vakıa olduğunu, bu konunun işverenin nezdindeki belgelerin celbinden sonra açıklığa kavuşacağı, davalı işverenin sisteme dahil çalışanlarla ilgili olarak farklı uygulamalara gitmiş olmasının sistemden yararlanma koşullarını taşıyan kimseler arasında bu şekilde bir ayrımcılık yapmasının iş koşullarında ve işyeri uygulamalarında eşit davranma borcuna açıkça aykırılık teşkil ettiğini, sistemde biriken alacaklarının hesaplanması ve taraflarına ödenmesi amacıyla işverene keşide ettikleri ihtarnamenin 01.12.2014 tarihinde işverene tebliğ edilmesine rağmen herhangi bir cevap verilmediği gibi ödeme de yapılmadığını iddia etmektedir. Davacı taraf dava dilekçesi ekinde, davalı tarafa 01.12.2014 tarihinde tebliğ edilen 28.11.2014 tarihli noterden gönderdiği ihtarnamesini de sunmuş olup ihtarnamede 7 gün içinde halihazırda diğer yöneticilere yapmakta olduğu ödemeler de dikkate alınarak değişen emeklilik sisteminde biriken işyeri uygulaması niteliğindeki alacaklarının hesaplanmasının ve ödenmesinin talep edildiği görülmektedir. Davalı taraf ise; davalının şirketten ayrılma tarihi olan 05.02.2008 tarihinde yürürlükte olan “Unilever Türkiye Şirketleri Yöneticilerine Ait İştiraksiz Emeklilik Kuralları”na göre, çalışanlardan herhangi bir katkı payı alınmadan veya ücretlerden kesinti yapılmadan tamamen işverence finanse edilen bu sistemin, niteliği itibariyle kıdemliliğin özendirildiği ve ödüllendirildiği, sözleşmenin sona erme anını esas alarak belirlenen şartları taşıyanların, çalışma süreleri boyunca ücretlerinden kesinti yapılmadığı, yani katkı sağlamadıkları için “iştiraksiz” adıyla anılan bir özel emeklilik sistemi olduğunu, iştiraksiz emeklilik planının “emeklilik ödeneğine hak kazanma şartları” başlığını taşıyan 3. maddesi olduğunu, iş sözleşmesinin feshi anında iştiraksiz emeklilik kurallarında öngörülen 3 seçenekli emeklilik uygulamasından birinin şartlarını taşıyan kişinin ilgili madde uyarınca emekliliğe sevk edileceğini, davacının 3.a maddesine göre 60 yaşına ulaşmadığını, 3.b maddesine göre emeklilik şartlarını yerine getirerek tahsis numarası da almak suretiyle emekliye ayrılmadığını, 3.c maddesine göre ne 20 yıllık çalışma süresi ne de 50 yaşını ikmal etme ne de yine tahsis numarası almak suretiyle SGK emelilik şartlarını yerine getirmediğini, 4632 sayılı Kanun gereği iştiraksiz emeklilik sisteminin BES tabanlı sisteme dönüştürülmesinin bir zorunluluk olmadığını, sadece iştiraksiz emeklilik sisteminin yeni girişlere kapatıldığını, hukuken ve fiilen varlığını devam ettirdiğini, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece verilen kararda, bilirkişinin 23.12.2015 tarihli raporunda; davacının, iştiraksiz emeklilik kuralları uyarınca emeklilik aylığından faydalanması gerektiğini dava konusu yapmış ise de, iştiraksiz emeklilik kuralları uyarınca, iş akdinin fesih tarihine göre emeklilik planının aylık bağlanmasını öngören üç seçenekli bir sisteme dayalı olduğundan davacının da her üç seçenekte emekli aylığı bağlanması şartlarını haiz olmadığından ve işverence yapılan uygulamaların ise eşit davranma ilkesine aykırılık niteliğinde olmadığından, davacının, iştiraksiz emeklilik kurallarında öngörülen sistemlere göre emekli aylığı bağlanması için gerekli şartları haiz olmadığının bildirildiğini, toplanan deliller, mahkemece uygun bulunan bilirkişi raporu dikkate alınarak dosya kapsamı itibariyle davanın reddine karar vermek gerektiği belirtilmiştir.
    Dosya içeriğinden; davacının 20.05.1964 doğumlu olduğu, mevcut hizmet döküm cetveline göre 04.02.2008 tarihinde Kimberly-Clark Tüketim Malları San. ve Tic. A.Ş.’nde işe girişinin, 05.02.2008 tarihinde ise davalı şirketten işten ayrılışının olduğu görülmektedir.
    Davalı tarafça iştiraksiz emeklilik sistemine ilişkin 2002 tarihinde revizeli 1998 tarihli, 2009 tarihli ve 2014 tarihli iç yönetmelikler dosyaya sunulmuştur. 2002 tarihinde revizeli 1998 tarihli yönetmeliğin “Emeklilik Ödeneğine Hak Kazanma Şartları” başlıklı 3. maddesinde
    “a) Bu sistem üyeleri en az 10 yıllık devamlı hizmetleri olması ve Normal Emeklilik yaşında veya daha sonra emekli olmaları halinde, bu sistem dahilinde Emeklilik ödeneğine hak kazanırlar. Nüfus hüviyet cüzdanlarında doğum ay ve günü belirtilmemiş olan üyelerin doğum tarihleri 1 Temmuz olarak almacaktır.
    b) Sosyal Sigortalar Emeklilik yasalarına göre emekli olma hakkını kazanmış üyeler, bir işveren yanındaki hizmetlen sona erdiğinde, o işverenin yaninda geçen Emekliliğe Esas Hizmet Süreleri karşılığında Şirket emeklilik haklarını talep edebilirler. Ancak Emeklilik Ödeneği, Normal Emeklilik Yaşına ulaşmadan başlamaz.
    c) Bir üyenin hizmetinin, Normal Emeklilik Yaşından önce ve Sosyal Sigortalar Emeklilik yasalarına göre emekli olma şartlarını kazanmadan önce sona ermesi halinde Ana Şirket, dilediği takdirde, üyenin emeklilik haklarını, ancak üyenin bir işveren yanında 20 yıl devamlı Emekliliğe Esas Hizmet Süresinin olması veya Normal Emeklilik Yaşına 10 yiıdan daha az bir süre kalması hallerinde dikkate alır.
    d) Emeklilik Ödeneği tam ve sürekli iş göremezlik halinde daha erken yaşlarda verilebilir.
    Tam ve sürekli iş göremezlik durumlarında, Sosyal Sigortalar Kurumunun kararı Ana Şirket için de geçerlidir. Kısmi iş göremezlik durumlarında, Müdüriyetin söz konusu kişiyi uygun bir işte görevlendirebilmesini veya emekliye ayırabilmesini teminen, Ana Şirket her olayı ayrı ayrı inceleyip karar verme hakkını saklı tutar.
    e)Üyenin hizmet akdinin işveren tarafından feshi, İş İlkeleri Yönetmeliği’nin ihlali nedeniyle İş Kanunu"nun 17/II maddesi kapsamında bildirimsiz fesih hakkına dayanarak yapıldığı takdirde, Üye"ye bu kurallar uygulanmaz ve işbu Yönetmelikte yer alan emeklilik hakkından yararlanamaz.
    f) Bu kuralların 3c maddesi uyarınca emeklilik hakkı kazanmış üyelerin emeklilik hakkı aşağıdaki durumda sona erer:
    Üyenin iş akdinin son bularak emeklilik hakkını kazanmasından itibaren 3(üç) sene boyunca, iş akdinin sona erme tarihinden önceki son 1 (bir) yıl içinde gördüğü iş ne olursa olsun çalıştığı gıda veya ev temizlik ve kişisel bakım sektörlerinden birinde işverenler"in Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde ürettikleri mal veya hizmetlerle, Türkiye sınırları içinde veya dışında faaliyet gösterdiği belgelerde rekabet edecek bir işi doğrudan veya dolaylı olarak yapması, yapılmasına danışmanlık yoluyla dahi yardımcı olması, rakibi konumunda olan bir kuruluşta ve işyerinde hangi sıfatla olursa olsun çalışmaya başlaması, ortak veya yonetim kurulu üyesi olması hallerinde üyeligi sona erer.” düzenlemesinin bulunduğu görülmektedir.
    Aynı yönetmeliğin “Özel Şartlar” başlıklı 10. maddesinde ise,
    “Değişen şartlar gerektirdiği takdirde ve özellikle Sosyal Sigortalar sisteminde veya Yöneticilerin emeklilik veya ölümü halinde Ana Şirket’in bazı haklar tanımasını gerektiren diğer kanunlarda bir değişiklik olduğu takdirde, Ana Şirket, Sistemi değiştirmek veya sona erdirmek hakkına sahiptir.
    Bununla beraber, Sistemdeki değişiklik veya sona erdirme, yapılan bu değişiklik sırasında üyeye veya bakmakla mükellef olduğu kimselere bir işveren yanındaki hizmetleri nazarı dikkate alınarak Ana Şirket tarafından ödenmekte olan Emeklilik Ödeneğinde herhangi bir indirim yapılmayacaktır.
    Bu Sisteme, Şirket tarafından son verilmesi halinde, son verme tarihinde Şirket hizmetinde bulunan yöneticilerin hakları saklıdır.” düzenlemesi bulunmaktadır.
    4632 sayılı Bireysel Emeklilik ve Yatırım Sistemi Kanununun Geçici 1. maddesinin 5. fıkrasında “Yetkili organlarınca karar alınması kaydıyla, üyelerine veya çalışanlarına emekliliğe yönelik taahhütte bulunan dernek, vakıf, sandık, tüzel kişiliği haiz meslek kuruluşu veya sair ticaret şirketleri nezdinde 16/4/2012 tarihi itibarıyla mevcut bulunan emeklilik taahhüt planları kapsamındaki yurt içi ya da yurt dışındaki birikimler ve taahhütlere ilişkin tutarlar (plan esaslarına göre aktarım tarihine kadar mutat yapılan ödemeler nedeniyle oluşanlar dahil), 31/12/2017 tarihine kadar kısmen veya tamamen bireysel emeklilik sistemine aktarılabilir. Belirlenmiş katkı esasına göre yürütülen emeklilik taahhüt planlarından yapılan aktarımlarda ilgili kuruluşun yetkili organlarınca karar alınması şartı aranmayabilir.” düzenlemesi yeralmaktadır. Dava dilekçesinde davacı tarafça U plana geçişle ilgili hızlı rehber sunulduğu, U planın Tanımlanmış Fayda Esaslı Emeklilik Planı üyesi olan çalışnlara üyesi oldukları sistemde kalma veya bu yeni plana geçme hakkı tanıyacağı, yeni emeklilik planının T.C. Hazine Müsteşarlığının onayından sonra yürürlüğe gireceğinin belirtildiği, bu rehberin amacının U planını genel hatlarıyla anlatmak ve DB (şu ana kadar Unilever Türkiye şirkette en az 1 yıllık hizmet süresini tamamlamış WL’ ve üzeri iş kademelerindeki yöneticilerine Tanımlanmış Fayda Esaslı Emeklilik Planını sunmaktaydı denildiği) ve U planı karşılaştırmasını sunmak olduğunun belirtildiği görülmektedir.
    Davacı taraf, kendisi ile aynı pozisyonda bulunan ve aynı kıdeme sahip kişilere belirli meblağlarda toplu ödemeler yapıldığınının bilinen bir vakıa olduğunu, bu konunun işverenin nezdindeki belgelerin celbinden sonra açıklığa kavuşacağı, davalı işverenin sisteme dahil çalışanlarla ilgili olarak farklı uygulamalara gitmiş olmasının sistemden yararlanma koşullarını taşıyan kimseler arasında bu şekilde bir ayrımcılık yapmasının iş koşullarında ve işyeri uygulamalarında eşit davranma borcuna açıkça aykırılık teşkil ettiğini iddia etmektedir. Dava dilekçesinde, eşit işlem borcuna aykırılığın tespiti bakımından bildirilecek diğer çalışanlara ait şahsi dosyalar ve emekliliğe ve ödemelere ilişkin belgelerin celbi, şirket ticari defterleri ve ödeme belgelerinin delil olarak gösterildiği görülmektedir. Dosya kapsamına göre, davacının emeklilik sistemine (yönetmeliğe) göre emeklilik hakkını kazanmadığı sabittir. Ancak, davacının delilleri toplanmadan ve yeterli araştırma yapılmadan karar verilmesi isabetsiz olup davalı tarafça eşit işlem borcuna aykırılık yapılıp yapılmaması yönünden davacının dayandığı davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının araştırılarak sonucuna göre değerlendirme yapılması gerekmektedir.
    Eksik inceleme ile yazılı şekilde verilen karar hatalı olup bozulması gerekmiştir.
    Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi