1. Hukuk Dairesi 2015/4997 E. , 2018/903 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davalı ... İnş. Ltd.Şti. Hakkındaki davanın reddine, diğer davalılara yönelik davanın ise kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 13.02.2018 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, asıl ve birleşen davaları ile, babaları ..."den kalan 132 ada 2 nolu parselin intikali ve ölen kardeşleri ... eşi ... ve çocuklarının kullanabilmeleri için ... kardeşi ..."e vekalet verdiklerini, ancak iradeleri dışında vekaletnameye satış yetkisinin de eklendiğini, vekil ... de bu yetkisini kötüye kullanarak taşınmazdaki paylarını ... ve çocuklarına devrettiğini; sonrasında taşınmazın ifraz edilerek 4 ve 5 nolu parsellere ayrıldığını, ... 4 nolu parselde ... İnş. Ltd.Şti."ye de pay sattığını ve inşaata başlanıldığını ileri sürerek 4 ve 5 nolu parsellerin tapularının payları oranında iptaliyle adlarına tescilini istemişlerdir.
Davalılar, iddiaların doğru olmadığını, İnşaat Şirketinin de iyiniyetli bulunduğunu belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, araştırma eksikliğinden bozulmuş; mahkemece bozmaya uyularak tamamlanan yargılama sonunda, İnşaat Şirketinin iyiniyetli olduğu gerekçesiyle hakkındaki davanın reddine; diğer davalılara yönelik davanın ise kabulüne karar verilmiştir.
Ne var ki, davalı tarafça tanık listesi verildiği halde, davalı tanıklarının dinlenmesi yönünde mahkemece bir işlem yapılmamıştır.
Hemen belirtilmelidir ki, yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi için, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanması zorunludur. Mahkeme iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Taraflara hukukî dinlenilme hakkı verilmesi anayasal bir haktır. 1982 Anayasası"nın 36. maddesine göre teminat altına alınan iddia ve savunma hakkı ile adil yargılanma hakkı, hukukî dinlenilme hakkını da içermektedir. Yine İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi"nde de hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir.
Diğer taraftan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun(HMK) 27. maddesinde: "(I) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. (2) Bu hak; a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, b) Açıklama ve ispat hakkını, c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir". hükmü düzenlenmiştir.
Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasa’nın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Zira, insan onurunun yargılamadaki zorunlu bir sonucu olarak, yargılama süjelerinin, yargılamada şeklen yer almaları dışında, tam olarak bilgi sahibi olmaları, kendilerini ilgilendiren yargılama konusunda açıklama ve ispat haklarını tam ve eşit olarak kullanmaları ve yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermesi gerekir.
Hâl böyle olunca; davalı tarafça bildirilen tanıkların dinlenmeleri yönünde HMK"nın 243. maddesi uyarınca işlem yapılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, davalı tanıkları dinlenilmeksizin savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle işin esası bakımından yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
Davalıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 30.12.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 1.630.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13/02/2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
-KARŞI OY-
Davacılar, 22.02.2011 tarihli dava dilekçesiyle vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davası açmışlar; davalılardan ..., ..., ... ve ... cevap dilekçelerinde davanın reddini savunmuşlar; davalı ..."da 26.10.2011 tarihli içinde 3 tanık ismi de bildirdiği delil listesini ibraz etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine dair verilen 15.03.2012 tarihli karar davacıların temyizi üzerine Dairece " ... Somut olayda; mahkemece vekil tarafından Havva"ya, Havva"dan da diğer davalılara satış tarihinde gösterilen satış bedeliyle gerçek değerler arasında fark bulunup bulunmadığı belirlenmemiş, tanıkların beyanları değerlendirilmemiş, Noterlik Kanunu"nun okuryazar olmayanlarla ilgili vekalet düzenlemesine ilişkin davacı tarafın iddiası irdelenmemiştir. Hal böyle olunca, yukarıda gösterilen ilkeler doğrultusunda araştırma, inceleme ve değerlendirme yapılması, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken davanın reddi doğru değildir" gerekçesiyle bozulması üzerine taraflarca karar düzeltme yoluna başvurulmamış, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın ..., ..., ... ve ... yönünden kabulü ile tapu iptal ve tescile karar verilmiş, diğer davalı ... İnşaat Ltd. Şti. yönünden dava reddedilmiştir. Karar davalılar ..., ...; ... ve ... tarafından temyiz edilmiş, Dairece oyçokluğu ile davalıların tanıklarının dinlenmediği gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
Somut olayda; temyiz eden davalılar yargılama sırasında sadece cevap dilekçesi vermişler, davalılardan ... cevap dilekçesinden sonra delil listesi de sunmuş ancak, masrafda vermediği gibi gerek bozmadan önce gerek bozmadan sonra yargılamanın hiçbir aşamasında duruşmalarda bulunmamışlar; davayı takip etmemişlerdir. Yine Dairenin bozma ilamında da mahkemece dinlenilen; yalnızca davacı tanıkları dinlenildiğinden bu tanıkların beyanlarının değerlendirilmesi istenilmiştir.
Bilindiği üzere 6100 sayılı Kanun"da esas itibariyle iddianın ve savunmanın dayanağı olan vakıaları ve bunların delillerinin mahkemeye bildirilmesini öngören " Taraflarca Hazırlanma İlkesi" kabul edilmiştir. Bu ilkenin uygulandığı bu davada da hakim kural olarak diğer deliller yanında tanık deliline de kendiliğinden başvuramaz. Somut olayda davalı ... tanıklarının isim ve adreslerini bildirmiş ancak masraf vermediği gibi duruşmalara katılmadığından hakime duruşmaları izlemeyen tarafın tanıkları için başka bir sorumluluk yüklenemeyecek dolayısıyla davayı izlemeyen taraf sonuçlarına katlanacaktır.
Öte yandan " Adil Yargılanma Hakkı"nın unsurları arasında önemli bir yer tutan silahların eşitliği ilkesi davanın tarafları arasında yargılama sırasında usul hükümleri yönünden eşit konumda bulunma, taraflardan birine dezavantaj, diğerine avantaj sağlayacak kurallara yer vermeme esasını içermekte diğer bir deyişle davanın tarafları arasında hakkaniyete uygun bir dengenin varlığını gerekli kılmaktadır. Dolayısıyla Dairenin bozma ilamı içeriği de dikkate alındığında davalı tarafa yeniden tanıklarını dinleme hakkı verilmesi hem kazanılmış hak kurallarına hem de silahların eşitliği ilkesine aykırı olacaktır. İşin esası incelenmelidir.Sayın çoğunluğun bozma görüşüne katılmıyorum.