(Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi 2013/26148 E. , 2014/671 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : İşe İade
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, iş sözleşmesinin feshinin haklı ve geçerli bir nedene dayanmadığını feshin geçersizliğinin tespitine, işe iadesine, işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücreti ve diğer haklara karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanununun 25/1-b maddesi uyarınca haklı nedenle feshedildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının en son istirahata ayrıldığı 23.05.2011 günü kıdeminin 1 yıl 6 ay 22 gün olmasıyla 6 haftalık ihbar süresine 6 hafta ilave edildiğinde işveren için İş Kanununun 25/1-(b) maddesinde öngörülen haklı fesih yetkisinin 84 gün sonra yani 18.08.2011 tarihinde doğacağı, oysa davacının iş akdinin bu süre dolmadan feshedildiği bu halde yapılan feshin haklı ve geçerli bir nedene dayanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
4857 Sayılı İş Kanunu’nun 18.maddesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanılarak feshedilebileceği düzenlenmiştir. Söz konusu geçerli sebepler İş Kanunu’nun 25.maddesinde belirtilen derhal fesih için öngörülen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işçinin ve işyerinin normal yürüyüşünü olumsuz etkileyen hallerdir.
İşçinin yeterliliğinden veya davranışlarından kaynaklanan sebepler ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde fesih için geçerli sebep olabilirler. İş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli sebeplere dayandığı kabul edilmelidir.
İş Kanunu’nun gerekçesinde hangi hallerin işçinin yetersizliği nedeniyle geçerli fesih hakkı bahşedeceği örnek kabilinden sayılmış olup bunlardan biri de sık sık hastalanarak rapor almadır. Sık sık rapor alma halinde, işveren aralıklı da olsa işçinin iş görme ediminden faydalanamayacaktır. Sık sık hastalanan ve rapor alan işçinin, bu nedenle devamsızlığının işyerinde olumsuzluklara yol açacağı açık bir olgudur. İş Kanunu’nun gerekçesinde sık sık hastalanmanın yeterlilikten kaynaklanan neden olarak örnek kabilinden sayılması, işyerinde olumsuzluklara yol açtığının kabul edilmesindendir.
İşveren 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18/3. f maddesi uyarınca aynı kanunun 25/I.b maddesi uyarınca önele ilaveten altı haftalık bekleme süresi içinde işçinin iş sözleşmesini feshedemez. Ancak işçinin aralıklı olmak üzere sık sık rapor alması bu kapsama girmez. Sık sık rapor alması durumunda toplam raporlu olduğu süre, bekleme süresi içinde kalsa bile, sık sık rapor alması işyerinde olumsuzluklara yol açmış ise, işçinin iş sözleşmesi bildirimli veya süreli olarak feshedilebilir. Bu durumda fesih geçerli nedene dayanmaktadır.
Dosya içeriğine göre davalı işyerinde imalat bölümünde Z Rot Kaynak Birimi Punda Kaynak Operatörü olarak çalışan davacı işçinin 2010 yılından itibaren ağırlıklı olarak bel ağrısı/bel fıtığı rahatsızlığından dolayı sık sık rapor aldığı, 2011 yılında da en son Mayıs 2011 ayından itibaren fesih tarihine kadar olan yaklaşık 3 aylık sürede 18-20 Mayıs, 23-27 Mayıs, 30 Mayıs-8 Haziran ve son olarak da 9 Haziran-8 Temmuz 2011 tarihleri arasında yaklaşık 50 gün süreyle istirahat kullandığı, bu raporlara konu tanının aynı olduğu görülmüştür.
Mahkemece davacının sık sık rapor alması neticesinde iş yerinde çalışma düzeni ve barışının bozulduğu dikkate alınmaksızın sadece 4857 sayılı Yasanın 25/1-b bendi uyarınca toplam 84 günlük süre dolmadığından bahisle davanın kabulüne karar verilmesi hatalıdır. Çünkü sık sık rapor almada bekleme süresinin aranmasına gerek yoktur. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18/3.f bendindeki geçersizlik bir kez rapor alma halinde bekleme süresi içinde fesihte sözkonusudur. Davacının sık sık rapor alması nedeni ile önceden hazırlanan çalışma programının, iş gücü planlamasının değişeceği açıktır. Davacının sık sık rapor alması işyerinde olumsuzluklara yol açmış ve iş ilişkisinin işveren açısından çekilmez hale getirmiştir. İşverenin feshi, davacının yeterliliğinden kaynaklanan geçerli nedene dayandığından, davanın reddi gerekir. Yazılı gerekçe ile davanın kabulü hatalı olup davacının temyiz nedenleri yerinde değildir.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
SONUÇ:
Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Alınması gereken 25,20 TL harçtan peşin yatırılan 18,40 TL"nin mahsubu ile bakiye 6,80 TL"nin davacıdan alınarak Hazine"ye gelir kaydına,
4-Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"ne göre 1.500,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
7-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine, 21.01.2014 tarihinde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.