Esas No: 2018/5058
Karar No: 2018/8296
Karar Tarihi: 17.12.2018
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2018/5058 Esas 2018/8296 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairenin 30/04/2018 gün ve 2017/6649 - 2018/3276 sayılı ilâmıyla düzeltilerek onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davacı ... Yönetimi vekili ile davalılardan ... ve diğerleri vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
Kadastro sırasında, ...köyü 139 ada 5 parsel numaralı 7281 m2 yüzölçümlü taşınmaz, belgesizden fındık bahçesi niteliğinde kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği nedeniyle Ramazan ve ... adına tespit edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi, taşınmazın öncesi itibarıyla orman olduğu ve zilyedlikle kazanılacak yerlerden olmadığı iddiasıyla dava açmıştır.
Orman Yönetiminin asliye hukuk mahkemesinde, 19.09.2006 tarihli dava dilekçesi ile ... (müteveffa) aleyhine Aralık 1964 tarih ve 2 numaralı 75460 m2 yüzölçümlü tapu kaydının tapu kapsamında kalan yerin orman olduğu iddiasıyla tapu kaydının iptali talepli açtığı davada yörede kadastro çalışması yapılması üzerine görevsizlik kararı verilmiş, dosya kadastro mahkemesine aktarılmıştır.
Mahkemece, davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonunda 139 ada 5 parsel sayılı taşınmazın Aralık 1964 tarih 2 numaralı tapu kapsamında ve orman sınırları dışında kaldığı belirlenerek davanın reddi ile tesbit gibi tesciline; Orman Yönetiminin, ... aleyhine açtığı birleşen davada 139 ada 1, 2, 3, 4 parsel ve 150 da 14 parselin dava konusu edildiği, birleşen dava yönünden ise mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmekle, Dairenin 24/03/2010 tarih ve 2010/3515-3776 E.K. sayılı kararıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Şöyle ki; mahkemece, 139 ada 5 parsel hakkında, taşınmazın ... adına kayıtlı 28297 m2 yüzölçümlü fındıklık ve kestanelik niteliğindeki, 2510 sayılı Kanuna göre oluşturulan Aralık 1964 tarih 2 numaralı tapu kapsamında ve orman sınırları dışında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, bu davanın konusu olan Aralık 1964 tarih 2 numaralı tapu ile birleşen davanın konusu tapu kaydının geldisi niteliğindeki 75460 m2 yüzölçümlü Şubat 1952 tarih 44 numaralı tapu kayıtları, yine ... ile Orman Yönetimi arasında görülen ... Asliye Hukuk Mahkemesinin orman tahdidine itiraza ilişkin 1980/39-1986/399 E.K. sayılı dosyasında da uygulanarak, toplam 107.339 m2 yüzölçümlü taşınmazın tapulu olması nedeniyle orman sınırı dışına çıkarılmasına karar
verildiği, 1980/39 Esas sayılı dosyanın getirtilen Krokisinin incelenmesinde, ..."a ait tapu kapsamında kalan yerin de 28297 m2 olarak işaretli olduğu görülmektedir. Temyize konu dosyada rapor hazırlayan fen bilirkişi Serhat Uzuner, kesinleşen mahkeme kararına ait krokiyi uygulamak suretiyle 139 ada 1, 2, 3, 4, 5 parsel ve 150 ada 14 parselleri de içine alan geniş bir çevreyi kapsadığını bildirmiştir. Ancak; mahkemece, kesinleşen karara ait krokinin orman kadastro haritaları ve kadastro paftası ile çakıştırılmasına dayalı sağlıklı bir uygulama yapılmadan, dava konusu taşınmazın sadece 139 ada 5 parsel olduğu, tapu kapsamında kalan diğer parsellere ait tutanakların kesinleştiği gerekçesiyle hüküm kurulmuştur. Oysa; fen bilirkişi tarafından düzenlenen krokiye göre 139 ada 1, 2, 3, 4 ve 150 ada 14 parseller de bu dava ile birleşen davanın konusu olduğuna göre, 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesine göre, tespitlerinin kesinleşmediğinin ve malik hanelerinin açık olduğunun kabulü ile malik hanelerinin mahkemece resen doldurulması gerekir. Nitekim, Dairenin 02.02.2010 tarihli geri çevirme kararı üzerine sözü edilen tutanaklara davalı şerhi verdirilerek tutanak asılları dosyaya getirtilmiştir. Buna göre; 139 ada 1 parselin (... adına tespit yapılmış) kadastro mahkemesinin 2006/121 ve 126 E.K. sayılı dosyalarında da davalı olduğu ve tutanak suretinin gönderildiği, 139 ada 2 parselin 4877 m2 yüzölçümünde ... adına tespitli olduğu, 139 ada 3 parselin 2349 m2 yüzölçümlü, Yadigar Türkan adına tespitli olduğu, 139 ada 4 parselin 160 m2 yüzölçümlü ... adına tespitli olduğu, 150 ada 14 parselin ise, 7231 m2 yüzölçümünde 2/B sahası olarak sınırlandırıldığı anlaşılmaktadır.
O halde; mahkemece, bir fen elemanı ile uzman orman mühendisi aracılığıyla, dosyaya getirtilen asliye hukuk mahkemesinin 1980/39 E. sayılı dosyasına ait kroki, hem 1946, hem de 1975 yıllarında yapılan orman kadastro çalışmalarına ait harita ve tutanaklar birlikte uygulanmak suretiyle yapılacak keşifte hem orman kadastro haritalarındaki konumu, hem de kesinleşen mahkeme krokisi kapsamında kalıp kalmadıkları kesin olarak saptanmalı, kroki kapsamında kalan ve birleşen davanın konusu olan taşınmazların tespitlerinin 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince kesinleşmeyeceği düşünülmeli, ancak tutanakta tespit maliki olarak gösterilen kişilerle, 150 ada 14 parsel bakımından Hazinenin davada taraf olarak yer alması sağlanmalı, bundan sonra elde edilecek delillere göre karar verilmelidir” denilmektedir.
Dosya kapsamına alınan belgelerden ...köyü 139 ada 1 nolu parsel taşınmazın ..., ...adına, 2 nolu parselin ..., 3 nolu parselin ..., 4 nolu parselin ... adına tespit edildiği, 150 ada 14 nolu parselin ise Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığından bahisle kadastro sırasında tutanak düzenlenmediği, ada ve parsel numarası verilerek tapuya aktarıldığı görülmekle mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılamada taşınmazların tespit malikleri davaya dahil edilmiş, yapılan yargılama sonucu; asıl ve birleşen dosya yönünden davanın reddine, dava konusu 139 ada 1, 2, 3, 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tescillerine, 150 ada 14 parsel sayılı taşınmazın tespitinin iptali ile taşınmazın Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, beyanlar hanesine “6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmıştır” şerhinin eklenmesine karar verilmiştir.
Hüküm davacı ... Yönetimi ile davalılardan ... ve diğerleri vekili tarafından temyiz edilmekle Dairenin 30/04/2018 gün ve 2017/6649 - 2018/3276 E.K. sayılı ilâmıyla “dava konusu 139 ada 1 nolu parsel hakkında ... Kadastro Mahkemesinde devam eden 2006/148 Esas sayılı davasında davalı olduğu ve tutanak aslının anılan dosyada bulunduğu anlaşılmakla, anılan dosyada taşınmaz hakkında sicil oluşturulacağı gözönünde bulundurularak, eldeki dosyada bu parsel hakkında davanın reddine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, hüküm yerinin 4 nolu bendinde tespit gibi tesciline karar verilmiş olması doğru görülmemiş olmakla birlikte bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüş,, hükmün “4-... ili, ... ilçesi, ...köyü, 139 ada 1, 139 ada 2, 139 ada 3 ve 139 ada 4 parsel sayılı taşınmazların ayrı ayrı tespit gibi tescillerine” şeklindeki dördüncü bendinin hüküm yerinden tamamen çıkarılarak yerine dört nolu bent olmak üzere “4- ... ili ... ilçesi ... köyü 139 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalı olduğu 2006/148 Esas sayılı
davasında sicil oluşturulacağından, bu taşınmaz hakkında tescil hükmü kurulmasına yer olmadığına, 139 ada 2, 3 ve 4 nolu parsellerin ayrı ayrı tespit gibi tescillerine” yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve bu husus dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekli ile onanmasına karar verilmiştir.
Davacı ... Yönetimi vekili ile davalılardan ... ve diğerleri vekili bu kez Daire kararının düzeltilmesini istemiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanuna göre 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro çalışmaları ile 1975 yılında 1744 sayılı Kanuna göre yapılıp dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması vardır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir: Şöyle ki; Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde, bozma gerekleri yerine getirilmemiş, davacı yanca iptali istenen tapunun kapsamında kalan taşınmazları hangi parseller olduğu hususu netleştirilmemiştir.
Hükmüne uyulan bozma kararı öncesinde fen bilirkişi ... ve orman bilirkişi tarafından düzenlenen 26/05/2009 tarihli rapor ve ekindeki krokide birleşen davada iptali istenen ve yine ... ile Orman Yönetimi arasında görülen ... Asliye Hukuk Mahkemesinin orman tahdidine itiraza ilişkin 1980/39-1986/399 E.K. sayılı dosyasında da uygulanarak, toplam 107.339 m2 yüzölçümlü taşınmazın tapulu olması nedeniyle orman sınırı dışına çıkarılmasına karar verilen tapunun 139 ada 1, 2, 3, 4,5 ve 150 ada 14 sayılı parselleri kapsadığı bildirilmiş, bu nedenle de bozma ilamında bahsi geçen taşınmazların eldeki davanın konusu olduğu belirtilerek 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesine göre, tespitlerinin kesinleşmediğinin ve malik hanelerinin açık olduğunun kabulünün gerektiği, tutanaklarda tespit maliki olarak gösterilen kişilerle, 150 ada 14 parsel bakımından Hazinenin davada taraf olarak yeralması sağlanarak taşınmazların hem orman kadastro haritalarındaki konumu, hem de kesinleşen mahkeme krokisi kapsamında kalıp kalmadıklarının kesin olarak saptanması gerektiğine değinilmiştir.
Bozma ilamına uyulması sonrasında bozma öncesindeki fen bilirkişi tarafından dava konusu olduğu belirtilen 139 ada 1, 2, 3, 4, 5 ve 150 ada 14 sayılı parsellere ilişkin araştırmalar yapılmış, 2011 ve 2013 yıllarında yapılan keşiflerin tamamında bozma öncesinde dosyaya rapor sunmuş olan fen bilirkişi ... yine fen bilirkişi olarak keşiflere katılmış, 2011 yılında yapılan keşif sonrasında bilirkişi tarafından düzenlenen 24/02/2012 havale tarihli raporda iptali istenen tapu kaydının 139 ada 1, 2, 3, 4, 5 ve 150 ada 14 sayılı parselleri bir bütün halinde kapsadığı, asliye hukuk mahkemesinin 1980/39 Esas sayılı ilamın hudutları itibariyle bu taşınmazlar ile birlikte daha geniş bir alanı kapsadığı bildirilmiş, mahkeme tarafından asliye hukuk mahkemesinin 1980/39 Esas sayılı dosyaya ilişkin krokinin kadastro paftası ile çakıştırılması amacıyla bilirkişiden alınan 11/02/2013 havale tarihli ek rapor ekindeki krokide ise bahsi geçen ilam kapsamında kalan yerler diğer raporlardakilerden farklı olarak dava konusu 139 ada 5 parsel ve 150 ada 14 parselinde içinde yer aldığı taşınmazların güneyindeki bir kısım taşınmazları kapsayacak şekilde kırmızı hat ile gösterilmiş, rapor içeriğinde ise net gösterim için yerel bilirkişiler ile yeniden keşif yapılması gerektiği bildirilmiş, mahallinde 2013 yılında yapılan keşif sonrasında fen bilirkişiler ... ve Abdullah Uludağ ile orman bilirkişi Şemsettin Kulaç tarafından düzenlenen 04/11/2013 havale tarihli ortak bilirkişi raporu ve ekindeki krokide ise iptali istenen tapu kaydının kapsadığı yer ile asliye hukuk mahkemesinin 1980/39 Esas sayılı dosyaya ilişkin krokinin kapsadığı yerin aynı olduğu, 139 ada 5 ve 150 ada 14 parsellerin tamamı ile 193 ada 11 parselin (D) harfi ile gösterilen kısmı ve 150 ada 19 parselin (A), (B) ve (C) harfi ile gösterilen kısımlarının bu alanda yer aldığı, toplam alanının 107361,05 m2 olduğu rapor edilmiştir.
Bu hali ile dosya kapsamında; iptali istenen tapu ve bu tapunun uygulandığı asliye hukuk mahkemesinin 1980/39 Esas sayılı dosyasına ilişkin krokinin kapsadığı alanda hangi taşınmazların yer aldığına ilişkin oluşan çelişkinin mahkemece giderilmediğinin Dairece farkedilmesi üzerine çelişkinin giderilmesi için dosya 22/06/2016 günlü iade kararı ile yerel mahkemeye gönderilerek, fen bilirkişi ..."dan, davacının dayandığı tapu kayıtlarının daha önce uygulandığı ... Asliye Hukuk Mahkemesinin orman tahdidine itiraza ilişkin 1980/39 E - 1986/399 K. sayılı dosyasında mevcut kroki ile kadastro paftasının ölçeklerinin denkleştirilip birbiri üzerine aplike edilerek dava konusu taşınmazların hangileri olduğunun net olarak belirtildiği ek rapor alınması istenmiş, iade kararı üzerine bilirkişi tarafından düzenlenen 18/04/2017 tarihli ek raporda dava konusu 139 ada 1, 2, 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazların davacı yanca iptali istenen tapu kayıtlarının daha önce uygulandığı ... Asliye Hukuk Mahkemesinin orman tahdidine itiraza ilişkin 1980/39 E - 1986/399 K. sayılı dosyasına ilişkin krokinin dışında kaldığı bildirilerek kroki kapsamı 04/11/2013 havale tarihli rapordaki gibi gösterilmiştir.
İncelemesi yapılan eldeki davada asıl dava Orman Yönetimi tarafından 139 ada 5 parsele ilişkin açılan kadastro tespitine itiraz, birleşen dava ise aynı davacı tarafından ... (müteveffa) aleyhine Aralık 1964 tarih ve 2 numaralı 75460 m2 yüzölçümlü tapu kaydının kapsamında kalan yerin orman olduğu iddiasına dayalı tapu kaydının iptali talepli olarak açılan ve yörede arazi kadastrosu yapılması nedeniyle kadastro mahkemesine aktarılan dava olup mahkemece öncelikle yapılması gereken iş, iptali istenen tapu kaydı kapsamında kalan ve birleşen davada dava konusu olan taşınmazların hangileri olduğunun tespitidir.
Bozma öncesinde fen bilirkişi tarafından iptali istenen tapunun 139 ada 1, 2, 3, 4, 5 ve 150 ada 14 sayılı parselleri kapsadığı bildirildiğinden bozma ilamında bahsi geçen taşınmazların eldeki davanın konusu olduğu hususu belirtilerek bu taşınmazların davalı hale getirilmesi gerektiği bildirilmiş ise de bozma sonrasında yapılan keşifler ve alınan bilirkişi raporlarında bozma ilamına uyulması sonrasında davalı hale getirilen 139 ada 1, 2, 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazların davacı yanca iptali istenen tapu kayıtları ve bu tapu kayıtlarının daha önce uygulandığı ... Asliye Hukuk Mahkemesinin orman tahdidine itiraza ilişkin 1980/39 E - 1986/399 K. sayılı dosyasında düzenlenen krokinin dışında kaldığı, bahsi geçen tapu kaydı ve mahkeme dosyasına ilişkin krokinin dava konusu 139 ada 5 ve 150 ada 14 parsellerin tamamı ile dava dışı 193 ada 11 ve 150 ada 19 parseli kısmen kapsadığı bildirilmiş, mahkemece tapu kapsamında kaldığı rapor edilen 193 ada 11 ve 150 ada 19 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin herhangi bir araştırma ise yapılmamıştır. Dosya kapsamında dava konusu taşınmazların hangileri olduğu netleştirilmediği gibi bozma sonrasında alınan raporlardaki tapu ve mahkeme krokisi uygulamasının yerinde olduğu kabul edilecek olur ise de tapu kapsamında kalmayan 139 ada 1, 2, 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazların eldeki dosyada dava konusu olmadığının kabulü gerekeceğinden bu parsellere ilişkin esas hakkında karar verilmemesi, tapu kapsamında kaldığı belirtilen 193 ada 11 ve 150 ada 19 parsel sayılı taşınmazların dava konusu oldukları kabul edilerek haklarında tutanak düzenlenip düzenlemediğinin araştırılması gerekli iken mahkemece bu hususlar irdelenmeksizin hüküm kurulması yerinde olmamıştır.
Bunların yanı sıra; davacı yanca iptali istenen tapunun kök kaydı olan 06/04/1939 tarih 7 sıra nolu tapu kaydı ile ... Asliye Hukuk Mahkemesinin orman tahdidine itiraza ilişkin 1980/39 E - 1986/399 K. sayılı dosyasına ilişkin krokide gösterilen 06/05/1953 tarih 8, 9, 10, 11, 12 ve 13 sıra nolu tapu kayıtlarının ilk oluşumundan itibaren tüm tedavüllerinin eksiksiz olarak dosyada yer almadığı görülmüştür. Eksik inceleme ve çelişki bilirkişi raporlarına dayanılarak karar verilmesi yerinde değildir.
Tüm bu nedenlerle; davacı yanca iptali istenen tapunun kök kaydı olan 06/04/1939 tarih 7 sıra nolu tapu kaydı ile ... Asliye Hukuk Mahkemesinin orman tahdidine itiraza ilişkin 1980/39 E - 1986/399 K. sayılı dosyasına ilişkin krokide gösterilen 06/05/1953 tarih 8, 9, 10, 11, 12 ve 13 sıra nolu tapu kayıtlarının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve varsa krokileri ile revizyon gördüğü tüm parsel tutanaklarının ilgili yerlerden getirtilmesi ve kalan hisse açıklarının hangi numaralara gittiğinin araştırılmalı sonrasında, daha önce keşfe
katılmamış fen ve orman bilirkişi marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, dosyaya getirtilen Asliye Hukuk Mahkemesinin 1980/39 sayılı dosyasına ait kroki ve tapu kayıtları zemine uygulanmalı, iptali istenen tapu ve sözü edilen tapu kayıtlarının uygulandığı ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1980/39-1986/399 E.K. sayılı dosyasına ilişkin kroki kapsamında kalan ve birleşen davanın konusu taşınmazların neresi olduğu tereddütsüz olarak belirlenmeli, daha önceden davalı hale getirilenler haricinde taşınmazların dava konusu olduğunun anlaşılması halinde bu taşınmazlar hakkında kadastro tutanağı düzenlenip düzenlenmediği belirlenmeli, kadastro mahkemesinin görevinin, kadastro tutanağının tanzimi tarihinden tutanağın kesinleşmesine kadar geçecek zaman içindeki itiraz ve davalar için sözkonusu olduğu ve tutanak düzenlenen parseller hakkında görevli olunduğu hususu da dikkate alınarak taşınmazlar hakkında tutanak düzenlenmiş ise tespitlerinin 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince kesinleşmeyeceği düşünülmeli, tutanakta tespit maliki olarak gösterilen kişilerin davada taraf olarak yeralması sağlanarak delilleri toplanmalı sonrasında yörede hem 1946, hem de 1975 yıllarında yapılan orman kadastro çalışmalarına ait harita ve tutanaklar birlikte uygulanmak suretiyle yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazların orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı; taşınmazların orman kadastro haritalarındaki konumu kesin olarak saptanmalı, iptali istenen tapu ve sözü edilen tapu kayıtlarının uygulandığı ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1980/39-1986/399 E.K. sayılı dosyasına ilişkin kroki kapsamında kalmayan ve bu nedenle birleşen davanın konusu olmayan taşınmazlardan davalı şerhi verdirilerek tutanak asılları dosyaya getirilen taşınmaz bulunduğunun tespiti halinde taşınmazın esası hakkında karar verilmeksizin tutanak asıllarının kadastro işlemlerinin olağan yollardan tamamlanması için kadastro müdürlüğüne geri gönderilmesi gerektiği düşünülmeli, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Bu itibarla, yukarıda açıklandığı gibi mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırı olup, kararın yukarıda belirtilen nedenler ile bozulması gerekirken, yanılma sonucu yazılı şekilde düzeltilerek onandığı anlaşıldığından, davacı ... yönetimi vekili ve davalılardan ... ve diğerleri vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin önceki düzelterek onanma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetimi vekili ve davalılardan ... ve diğerleri vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile 30/04/2018 gün ve 2017/6649 - 2018/3276 E.K. sayılı ilâmıyla düzeltilerek onanmasına kararının KALDIRILMASINA ve yerel mahkemenin 14/01/2014 gün ve 2010/140 E.-2014/4 K. sayılı kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, karar düzeltme harcının istek halinde iadesine 17/12/2018 gününde oybirliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.