MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından, 22.02.2016 tarihli temyiz talebinin reddine ilişkin ek karar ile boşanma hükmü ve fer"ileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Mahkemece, "temyiz eden davalının, temyiz karar harcı ve temyiz posta giderini muhtıra tebliğine karşı yedi günlük kesin süre içinde yatırmadığı" gerekçesiyle temyiz talebinin reddine karar verilmiştir. Kanuni şartları haiz ve usulüne uygun muhtıra tebliğine rağmen, verilen süre içinde temyiz giderlerindeki noksanlık temyiz eden tarafından tamamlanmadığı takdirde, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 434/3. maddesi gereğince mahkemece "kararın temyiz edilmemiş sayılmasına" karar verilir ve bu nitelikteki bir karar tebliğinden itibaren yedi gün içinde temyiz edilebilir (HUMK.m.432/5). Temyiz edene temyiz giderlerindeki noksanlığı tamamlaması için usulüne uygun bir bildirim yapılmamış ise, buna dayalı olarak "kararın temyiz edilmemiş sayılmasına" karar verilmiş olsa dahi, bu karara karşı temyiz müddetinin geçirilmiş olması, asıl hükmün süresi içinde temyiz edilmiş olması koşuluyla; ek karara yönelik temyizin incelenmesine mani değildir. Hükmü temyiz eden davalı vekiline, temyiz giderlerindeki noksanlığı tamamlaması için hakim tarafından yapılan bir bildirim bulunmamaktadır. Tebliğ zarfının üzerine "bildirime ilişkin açıklamanın yazılmış olması" geçerli ve usulüne uygun sayılamaz. Geçersiz bir muhtıraya dayalı olarak da "kararın temyiz edilmemiş sayılmasına" karar verilmiş olması, buna bağlanan sonuçları hasıl etmez. Bu bakımdan mahkemece verilen "temyiz talebinin reddine” dair 22.02.2016 tarihli ek karar usul ve yasaya aykırı olup, bozularak kaldırılması gerekmiştir.
2- Davalı erkeğin asıl karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
b- Ortak çocuklar İrem 31.10.2000 , Deniz ise 15.08.2004 doğumlu olup yargılama sırasında idrak çağında oldukları anlaşılmaktadır. Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3 ve 6. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi idrak çağındaki çocukların kendilerini ilgilendiren konularda görüşünün alınması ve görüşlerine gereken önemin verilmesini öngörmektedir. Velayet düzenlemesinde asıl olan çocukların yararıdır ve bu düzenlemede ana ve babanın yararı ile çocuğun yararı çatıştığı takdirde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gerekir.
Çocuğun üstün yararı gerektirdiği takdirde, görüşlerinin aksine karar verilmesi de mümkündür. Somut olayda çocukların hakim huzurunda görüşü alınmamış ve mahkemece alınan, 09.11.2015 tarihli uzman raporunda baba ile görüşülmeksizin, davalı babanın, barınma, gelir, sosyal ve psikolojik durumuna yer verilmeyerek, tek taraflı olarak rapor düzenlettirilmiştir . Bu nedenle, müşterek çocukların velayeti konusunda mahkemece görüşünün alınması, bu görüşün değerlendirilmesi ve ayrıca çocuğun üstün yararının tespiti bakımından, mahkemece 4787 saydı Kanunun 5. maddesi uyarınca uzman veya uzmanlar görevlendirilip,taraflarla görüşme yapılarak alınacak rapor diğer delillerle birlikte değerlendirilerek, gerçekleşecek sonucuna göre tarafların ortak çocuklarının velayetinin düzenlenmesi gerekirken, bu konuda eksik incelemeyle yazdı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen 22.02.2016 tarihli temyiz dilekçesinin reddine ilişkin ek kararın yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple kaldırılmasına, temyiz edilen hükmün yukarıda 2-(b) bendinde gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 2-(a) bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 10.10.2017 (Salı)