1. Hukuk Dairesi 2015/3679 E. , 2018/899 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-YIKIM-TAZMİNAT-TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım, tazminat, tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi, yıkım ve tazminat; olmadığı takdirde, bedel karşılığı tapu iptali ve davalı adına tescil isteklerine ilişkindir.
Davacılar, 46 ve 69 nolu parsellerin malikleri bulunduklarını, davalının kendisine ait 125 nolu parsele yaptığı inşaatı 69 nolu parsele taşırdığını, ayrıca 46 nolu parselin de istinat duvarının çökmesine neden olduğunu ileri sürerek el atmanın önlenmesine, yıkıma ve tazminata; aksi takdirde müdahale eedilen kısmın bedeli karşılığında davalı adına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, iddiaların doğru olmadığını, herhangi bir müdahalenin bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı binasının davacı taşınmazlarına taşkınlığının bulunmadığı, istinat duvarı ve beton tabyliyenin de koruma amaçlı yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere, ... hukuk sistemlerindeki tanımıyla mülkiyet; geniş haklar, buna bağlı yetkiler ile birlikte bazı ödevlerin oluşturduğu bir hukuksal kurumdur. Başka bir söyleyişle mülkiyet, tanıdığı geniş hak ve yetkilerin yanında bazı ödevler de yükleyen bir ayni haktır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 683. maddesinde "Bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir." hükmü getirilmek suretiyle mülkiyet hakkının kanunla kısıtlanabileceğine işaret olunmuştur. Bu doğrultuda olmak üzere, taşınmaz malikini komşusuna zarar verebilecek her türlü taşkınlıklardan kaçınmakla yükümlü kılan aynı kanunun 737. maddesi komşuluk ilişkilerinden doğan zorunlu çıkar çatışmalarını düzenlemiş, bir arada yaşamak durumunda olan komşu taşınmaz maliklerinin ekonomik ve sosyal çıkarlarını dengede tutabilmek için onlara katlanma ve kaçınma ödevleri yüklemiştir.
O halde, bir toplumda birlikte yaşama olanağı sağlayan insancıl, gerçekçi, zorunlu temel hukuk kuralına göre hakim; somut olayın özelliğini, taşınmazların konumlarını, kullanma amaçlarını, niteliklerini, yöresel örf ve adetleri, toplumun doğal ihtiyaç ve gerçeklerini göz önünde tutarak, komşuların birbirlerine göstermekle yükümlü oldukları olağan katlanma ve hoşgörü sınırını aşan bir taşkınlığın bulunup bulunmadığını saptama, zararı giderici önlemlerden en uygununu bulma, kaçınılmaz müdahaleleri yapmak suretiyle özverileri denkleştirme durumundadır.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davalıya ait 125 parsel sayılı taşınmazındaki bina inşaatının davacılara ait taşınmazlara fiili bir tecavüzünün bulunmadığı, ancak inşaat nedeniyle toprakta kaymalar meydana geldiği; davalı tarafından yapılan istinat duvarı ile beton tabliyenin ise 69 nolu parsele 33,85 m2. tecavüzlü olduğu; 46 nolu parselin sınırındaki 5.90 m. uzunluğundaki istinat duvarının da 3.70 m.lik kısmının altının kayma nedeniyle boşalıp zarar gördüğü anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, bölgedeki yapılaşma çalışmaları nedeniyle zeminde doğal yollardan oluşmayan bir hareketlilik bulunduğu, bu nedenle istinat duvarının zamanla işlevini kaybetme riski olduğu, zeminde iyileştirme çalışmalarının ve yeni yapılacak istinat duvarlarının projelendirilmesi gerektiği uzman bilirkişi tarafından bildirilmiştir.
Saptanan bu somut olgular karşısında mahkemece, gerekli tedbirler aldırılmak suretiyle davanın kabul edilmesi gerekeceği açıktır.
Hal böyle olunca, öncelikle 69 nolu parsele tecavüzlü olduğu anlaşılan istinat duvarı ile beton tabliyenin yıkılması halinde meydana gelebilecek zararların önlenebilmesi açısından yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde ne gibi tedbirlerin alınması gerektiği uzman bilirkişiden sorularak bu doğrultuda kendisinden ayrıntılı rapor alınması ve belirlenen tedbirler uygulanmak suretiyle el atmanın önlenmesine ve yıkıma karar verilmesi; bunun yanında, 46 nolu parselin sınırındaki istinat duvarının davalının inşaat çalışması nedeniyle boşalan 3.70 m.lik kısmının da yine uzman bilirkişiden alınacak rapor doğrultusunda doldurulması suretiyle gerçekleşmesi kuvvetle muhtemel tehlikenin önlenmesine ve böylece muarazanın(sataşmanın) giderilmesine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddedilmesi isabetsizdir.
Davacıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.