Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/38060
Karar No: 2020/9926
Karar Tarihi: 08.10.2020

Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/38060 Esas 2020/9926 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanık, nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediği gerekçesiyle mahkum edilmiştir. Olayda, sanığın sahte imzayla 20.000 TL değerindeki çeki kullanarak kredi teminatı için verdiği ancak kredi bedelinin ödenmemesi üzerine itiraz edilmesi sonucu sahtecilik ortaya çıkmıştır. Ancak, dosyada kredi çekimine dair belgeler ve ödeme durumu incelenmediği için sanık hakkında eksik inceleme yapıldığı belirtilmiştir.
Kararda, dolandırıcılık suçunun banka veya kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla işlenmesinin nitelikli hale geldiği, resmi belgede sahtecilik suçunun ise kamu güveninin sarsılması nedeniyle suç olarak addedildiği belirtilmiştir. Kanuna aykırı bulunarak hükümlerin bozulmasına karar verilmiştir.
Kanun maddeleri: TCK'nın 204/1, 62, 53, 158/1-j-son, 52/2-4 maddeleri.
15. Ceza Dairesi         2017/38060 E.  ,  2020/9926 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : 1- TCK.nın 204/1, 62, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
    2- TCK.nın 158/1-j-son, 62, 52/2-4, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet

    Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanığın, keşidecisinin katılan ..., keşide tarihinin 15/10/2008 olduğu, 20.000.00 TL bedelli ... İnşaat Ltd.Şti adına düzenlenen çeki, keşide tarihi 18/02/2009 olarak değiştirilip, katılan ... sahte paraf imzası ile kullanılan krediye teminat amaçlı olarak ...’a verdiği, kredi bedeli ödenmemesi üzerine ... tarafından katılan ... aleyhine icra takibi başlatıldığında; yapılan icra takibine itiraz sonucunda paraf imzsıanın katılan ...’a ait olmadığı ortaya çıkınca icra takibinin iptaline karar verildiği, bu şekilde sanığın nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia edilen olayda;
    Dosya kapsamından; çek bedelinin 20.000 TL olduğu, ancak ne kadar kredi çekildiği, daha sonradan ödeme yapılıp yapılmadığı, krediye ilişkin teminat olarak ipotek tesis edilip, ipotek bedelinin kredi bedelini karşılama imkanın bulunup bulunmadığının anlaşılamaması, ayrıca UYAP kayıtlarının incelenmesinde; sanığın .../ Şubesi ile imzalamış olduğu 18/09/2007 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandığı kredilere ve bankaya sunduğu başkaca çeklere ilişkin olarak Nizip Ağır Ceza Mahkemesi’nin 26/11/2014 gün ve 2014/2 E. 2014/193 K sayılı ilamı ile nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyet hükümlerinin tesis edilmesi karşısında;
    5237 sayılı TCK"nın 158/1-j bendinde, dolandırıcılık suçunun, banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla işlenmesi nitelikli hal olarak kabul edilmiş olup, suçun mağdurunun da banka veya kredi kurumu olduğu belirtildiği, resmi belgede sahtecilik suçundan verilen hüküm açısından; Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 tarih, 2013/11-397 E., 2014/202 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK"nın “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, sanığın, aynı suç işleme kararı ile Kanun’un aynı hükmünü değişik zamanlarda ve aynı mağdura karşı birden fazla kez ihlal etmesi halinde suç kastı ve olayın özellikleri dikkate alınarak asgari hadden ayrılmak suretiyle tek bir suçtan temel ceza tayin edilmesi ve TCK’nın 43. maddesi kapsamında zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği dikkate alındığında,
    Gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeksizin tespiti ve sanığın suç kastının belirlenmesi bakımından; sanık tarafından çekilen kredi sözleşmesi ve eklerinin tamamının denetime elverişli olacak şekilde aslı ya da onaylı suretinin dosya içerine alınması, haksız menfaat miktarının tespiti amacıyla sanık tarafından bankadan çekilen kredi miktarının ve kredi tarihinin belirlenmesi, krediye ilişkin sanık tarafından ödeme yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise kısmi ödeme halinde katılanın sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına muvafaakatı bulunup bulunmadığı hususunun sorulması, Nizip Ağır Ceza Mahkemesi’nin 26/11/2014 gün ve 2014/2 E. 2014/193 K sayılı dava dosyasının getirtilerek incelenmesi, iddianame ve suç tarihlerine göre her iki suç yönünden de hukuki kesinti olup olmadığının belirlenmesi, derdest olan dosyanın birleştirilmesinin sağlanması, aksi takdirde ilgili dosyanın bu davayı ilgilendiren kısımlarının onaylı örneklerinin bu dosya içerisine konulması, bu şekilde eksiklik tamamlandıktan sonra sanık hakkında her iki suç açısından suç kastının bulunup bulunmadığı ve suçların sübutu halinde 5237 sayılı TCK’ın 43/1 maddesinin uygulama şartlarının oluşup oluşmadığı tartışılarak gerekli değerlendirmelerin yapılması, bundan sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hükümlerin kurulması,
    Kabule göre de;
    5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin 1, 2 ve 4. numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin verdiği 08/10/2015 tarihli ve E. 2014/140, K. 2015/85 sayılı kısmi iptal kararının, 24/11/2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlayarak yürürlüğe girdiğinden, değerlendirme zorunluluğu,
    Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükümlerin BOZULMASINA, 08/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi