23. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/7056 Karar No: 2017/3651 Karar Tarihi: 07.12.2017
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/7056 Esas 2017/3651 Karar Sayılı İlamı
23. Hukuk Dairesi 2016/7056 E. , 2017/3651 K.
"İçtihat Metni"
....
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili; taraflar arasında inşaat yapım sözleşmesi akdedildiğini, davalı kooperatifin taahhüt ettiği karşı edimlerini yerine getirmekte geciktiğini, 2014 yılına ait hak edişleri olan 438.779,38 TL"yi eksik ödediğini, icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, yapı kooperatiflerinin tacir olduğu, her iki tarafı tacir olan ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olan davanın nisbi ticari dava niteliğinde olduğu gerekçesiyle, Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine, dosyanın Yetkili ve görevli ....Mahkemesi"ne gönderilmesine, bu kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi halinde, olumsuz görev uyuşmazlığının çözülmesi için dosyanın Yargıtay 20. Hukuk Dairesine gönderilmesine, karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Mahkemece, her iki tarafın tacir olduğu ve ihtilaf konusunun her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olduğu gerekçesiyle davanın nispi ticari dava olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiş ise de, bir davanın ticari dava olarak görülebilmesi için TTK’nın 4.maddesi uyarınca her 2 tarafın tacir olması gerekir. Davalının tacir olmadığı uyuşmazlığın Kooperatifler Kanunundan kaynaklanmadığı aşikardır. Bu nedenle davanın nispi ticari dava olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Bu durumda mahkemece, davaya bakma görevinin HMK"nın 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu gözetilerek işin esasına girilip karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda, açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.