21. Hukuk Dairesi 2016/13425 E. , 2017/3010 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen ve en son aylık 900.00.TL. ücretle çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 24/04/2002 – 25/04/2007 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde en son aylık 900,00 TL ücretle geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Dairemizin 30/04/2013 tarihli 2012/1835 E.- 2013/8416 K. Sayılı bozma ilamı üzerine Mahkemece yazılı olduğu şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme hükmünde nelerin yazılacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki, dava içinden davalar doğar. Hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz.
Diğer taraftan, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Öte yandan, Hakimin son oturumda tutanağa yazdırıp tefhim ettiği karar esas karar olup, sonradan yazılan gerekçeli kararın bu karara aykırı olmaması gerekir. Oysaki, 08.04.2015 günlü oturumda tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli kararın çelişkili olduğu zaptın ve kararın incelenmesinden açıkça anlaşılmaktadır. Kısa kararda davacının 652 gün çalıştığının tespitine karar verilmiş iken gerekçeli kararda 602 gün çalıştığının tespitine karar verilmiştir. Bu durumda, konuyla ilgili 10.4.1992 tarihli ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu aykırılığın giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gereği açıktır.
Somut olayda, Mahkemece kısa kararda "Davacının davalı kuruma bildirilenler dışında davalı ... Ltd.Şti. (yeni unvanı... Ltd.Şti)’ne ait ... sicil numaralı işyerinde 25.03.2003 - 21.04.2004 ve 02.05.2004 - 03.05.2006 tarihleri arasında prime esas kazanç alt sınırı altında kalmamak üzere..." çalıştığının tespitine karar verilmiş iken gerekçeli kararda " Davacının davalı kuruma bildirilenler dışında davalı ... Tic. Ltd. Şti. (yeni unvanı ...Ltd.Şti)’ne ait ... sicil numaralı işyerinde 25.03.2003 - 21.04.2004 ve 02.05.2004 - 03.05.2006 tarihleri arasında prime esas kazanç alt sınırı altında kalmamak üzere,
24.04.2002 - 30.06.2002 tarihleri arasında 67 gün ve günlük 9,26 TL kazançla,
01.07.2002 - 31.03.2003 tarihleri arasında 270 gün ve günlük 10,92 TL kazançla,
01.04.2003 - 30.06.2003 tarihleri arasında 90 gün ve günlük 13,10 TL kazançla,
01.07.2003 - 31.12.2003 tarihleri arasında 180 gün ve günlük 15,27 TL kazançla,
01.01.2004 - 21.04.2004 tarihleri arasında 111 gün ve günlük 18,32 TL kazançla,
02.05.2004 - 31.12.2004 tarihleri arasında 239 gün ve günlük 18,32 TL kazançla,
01.01.2005 - 31.12.2005 tarihleri arasında 360 gün ve günlük 16,29 TL kazançla,
01.01.2006 - 03.05.2006 tarihleri arasında 122 gün ve günlük 17,70 TL kazançla,
Olmak üzere 1.439 gün daha sigortalı olarak çalıştığının tespitine, " şeklinde hüküm kurulmuş olup, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratıldığı gibi, hükmün ilk kısmında davacının tespit edilen çalışması 25/03/2003 tarihinden başlamakta, diğer kısımda ise 24/04/2002 tarihinden başlatılmakla hüküm kendi içinde de çelişmektedir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan ..."ne iadesine, 11/04/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.