20. Hukuk Dairesi 2017/3924 E. , 2018/8288 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı dava dilekçesi ile davalınında imzasının bulunduğu, onay verdiği, 27/04/2014 tarihli site genel kurulunda alınan 4. maddedeki karar ile site içindeki davalının da bir adet bulunan evlerinin inşaatının bitirilmesi için verilen yetkiler doğrultusunda yönetim kurulunca alınan 03/07/2014 ve 08/07/2014 tarihli kararları gereğince ilgili firma ile sözleşme imzalandığını, davalının payına isabet eden ortak gider alacağı ödenmediğinden hakkında ... 4. İcra Müdürlüğünün 2014/10432 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi yapıldığını, söz konusu icra takibinin kesinleşmiş kat malikleri kurulu kararına dayandığını, bu kararlarda davalının imzasının bulunmasına rağmen, davalının borcu olmadığını iddia ederek takibe haksız olarak itiraz ettiğini, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu beyanla davanın kabulü ile davalının icra dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava ortak gider alacağına ilişkin icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, dava konusu taşınmazların tapu müdürlüğünden gelen yazıyla anlaşıldığı üzere birden çok ada ve parsel üzerinde (115 ada 2, 115 ada 3, 114 ada 4 sayılı parseller) kurulu olduğu anlaşılmakla, öncelikle görev hususunun değerlendirilip, uyuşmazlıkta Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin değil, genel hükümlerin uygulanması gerekeceği düşünülerek, buna göre görev hususu da genel hükümler uyarınca belirlenmelidir.
Hukukî uyuşmazlıklarda asliye hukuk mahkemelerinin görevi asıl, sulh hukuk mahkemesinin görevi ise istisnadır. Özel bir kanun hükmü ile açıkça sulh hukuk mahkemesinde bakılacağı bildirilmeyen bütün dava ve işler asliye hukuk mahkemesinde görülür. Bu nedenle mahkemece, genel hükümlere göre asıl görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde bakılmak üzere dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, esas hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/12/2018 günü oy birliği ile karar verildi.