11. Hukuk Dairesi 2016/13626 E. , 2018/6901 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ(TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 12/04/2016 tarih ve 2016/205-2016/261 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 06.11.2018 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, davalı ...’nın ise şirketin hakim ortağı ve müdürü olup davalı ...’nın müdürlük görevini ihlal ettiğini, önce oğluna hisse devrederek oğlunu hissedar yaptığını, oğlunun davalı şirket ile aynı sektörde faaliyet göstermek üzere kurduğu ticari işletmeye şirketin tüm portföyünü ve müşterilerini devrettiğini, şirketin makine ve demirbaşını davalının oğlunun işletmesine kullandırtarak son 1 yıl içinde şirketin içini boşaltıp şirketin ticari faaliyetine devam edemez hale getirdiğini, şirketin genel kurullarını yapmadığını, müvekkilini genel kurul toplantısına çağırmadığı gibi kâr payı dağıtmadığını, müvekkilinin yıllardır kâr payı alamadığını, davalı yöneticinin bağış ve çeşitli adlar altında harcamalar yaparak şirketin aktifini kârını zimmetine geçirdiğini, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/171. D.İş. sayılı dosyasında müvekkilinin 94.443,67 TL kâr payı alacağı olduğunun tespit edildiğini, şirketin gerçek kârlılığının gösterilenin çok üstünde olduğunu, davalı yöneticinin kayıt dışı işlemler yaparak şirketin kârını az gösterip müvekkilinin gerçek alacağına ulaşmasına engel olduğunu, şirketin hesapları ve geliri hem vergi dairesinden hem müvekkilinden gizlenerek şirketin içinin boşaltıldığını, davalı yöneticinin ...’nın 336. maddesi uyarınca müvekkiline karşı şirketle birlikte müştereken müteselsilen sorumlu olduğunu ileri sürerek, davalı şirketin son 10 yıllık gerçek kârının ve müvekkil hissesine isabet eden gerçek kâr payının tespitine, şimdilik 94.443,00 TL kâr payı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkili ...’ya husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkili ...’nın şirketin kuruluşundan beri yöneticisi olup, davacının 2006 yılında ...’e gidip şirket işleriyle ilgilenmediğini, 2006 yılından 2012 yılına kadar davacının tüm harcamaları kredi kartı ödemelerinin müvekkili şirketçe yapıldığını, şirketin emtiasının başka işletmeye devrinin söz konusu olmadığını, şirketin içinin boşaltıldığı, şirketin kötü idare edildiği iddialarının asılsız olduğunu, davacının şahsi harcamaları için şirketçe 123.514,87 TL ödendiğini, davacının banka hesabına 03.12.2010 tarihinde 42.000 USD yatırılmış olup müvekkillerinin 6 yıllık süreçte davacıya 200.000 TL’den fazla ödeme yapıldığını, davacının iddialarının aksine davacıya kâr payı dağıtıldığını, davacının genel kurulu toplantıya çağrı yetkisi bulunmasına rağmen bu yola başvurmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, kâr dağıtımına ilişkin ortaklar kurulunun bir kararının bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere davacı vekili dava dilekçesi içeriğinde davalı ...’nın davalı şirketin hakim ortağı ve müdürü olup müdürlük görevini ihlal ettiğini, davalı şirket ile aynı sektörde faaliyet göstermek üzere oğlu tarafından kurulan ticari işletmeye şirketin tüm portföyünü ve müşterilerini devrettiğini, şirketin makine ve demirbaşını oğlunun işletmesine kullandırtarak son 1 yıl içinde şirketin içini boşaltıp şirketin ticari faaliyetine devam edemez hale getirdiğini, davalı yöneticinin şirketin aktifini, kârını zimmetine geçirdiğini, kayıt dışı işlemler yaparak şirketin kârını az gösterip davacının gerçek alacağına ulaşmasına engel olduğunu, ...’nın 336. maddesi uyarınca sorumlu olduğunu iddia etmiş ise de dava dilekçesinin sonuç bölümündeki talebin kâr payı alacağının tespiti ve tahsili istemine ilişkin olmasına ve davacı tarafça davalı şirketin genel kurulunca kâr payı dağıtımına ilişkin karar alındığının iddia ve ispat edilmemiş olmasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 08/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.