Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/503
Karar No: 2018/5423
Karar Tarihi: 19.03.2018

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2018/503 Esas 2018/5423 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2018/503 E.  ,  2018/5423 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 28. HUKUK DAİRESİ
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... ... 24. İŞ MAHKEMESİ

    DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesinin red kararına karşı davacı avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi davacı avukatının istinaf başvurusunu kabul etmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi"nin kararı süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    YARGITAY KARARI

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, davacının iş akdinin işverenlikten gelen teklif üzerine taraflar arasında düzenlenen ikale sözleşmesi ile sona erdirildiğini ancak imzalanan bu ikale sözleşmesinin davacının iradesinin fesada uğratılmış olması ve makul yararı sağlanmaması, asgari menfaat şartının yerine getirilmemiş olması nedeni ile geçersiz olduğunu iddia ederek, feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacı ile davalı arasında ikale sözleşmesinin imzalandığını, davacıya kıdem tazminatı, yıllık izin ve ihbar tazminatı kadar bir bedel yanı sıra bir maaş tutarında ek menfaat ödemesinin yapıldığını, davacıya makul bir yarar sağlandığını, iradesinin fesada uğratılmasının söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    C) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
    İlk derece mahkemesince, dosya içerisinde ikale sözleşmesinin ve ibranamenin bulunduğu, davacıya 16655,58 TL kıdem tazminatı, 6600 TL ek menfaat, 2435,09 TL yıllık izin telafisi adı altında ödeme yapıldığı, yapılan ödemeler göz önüne alındığında davacının ikale sözleşmesi yapmasında makul yararının bulunduğu, dinlenen ... ve davalı ......"ın beyanında ikale sözleşmesi yapılması sırasında davacının hukuki destek aldığını beyan ettikleri, davacının iradesinin fesada uğratıldığının ispatlanamadığı, taraflar arasında yapılan ikale sözleşmesi sonucunda iş akdinin feshinin geçerli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    D) İstinaf başvurusu :
    İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    E) İstinaf Sebepleri:
    Davacı vekili istinaf başvurusunda; ikale teklifinin işverenden geldiği, davacı işçinin iradesinin fesada uğratıldığı ve makul yarar şartının sağlanmadığı, ikale sözleşmesinin geçerli olmadığı belirtilmiştir.
    F) Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
    Bölge adliye mahkemesince, ikale teklifinin davalı işverenden geldiğinin davacı ve davalı ... beyanları ile ispatlandığı, davacı işçinin makul yararının karşılanması gerektiği, yarar tabirinden yasal kıdem ve ihbar tazminatları dışında en az 4 aylık ücreti tutarında ek menfaatin sağlanması gerektiği, davacıya kıdem tazminatı dışında 6600 TL ek menfaat sağlandığının ileri sürüldüğü, davalı tarafın bunu ödenecek ihbar tazminatı+1 maaş tutarı olduğunu beyan etmiş ise de 1 aylık ücret tutarındaki ek menfaatin makul yararı karşılamadığı, bu hali ile ikale koşullarının oluşmayarak, makul yararın sağlanmadığı, davalı tarafça akdin haklı ya da geçerli nedenle feshedildiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvuru talebinin kabulü ile feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
    G) Temyiz başvurusu :
    Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı davalı vekili temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
    H) Gerekçe:
    Taraflar arasındaki iş ilişkinin “bozma sözleşmesi” yoluyla sona erip ermediği hususu uyuşmazlık konusudur.
    Bozma sözleşmesi (ikale) yasalarımızda düzenlenmiş değildir. Sözleşme özgürlüğünün bir sonucu olarak daha önce kabul edilen bir hukuki ilişkinin, sözleşmenin taraflarınca sona erdirilmesi mümkündür. Sözleşmenin, doğal yollar dışında tarafların ortak iradesiyle sona erdirilmesi yönündeki işlem ikale olarak adlandırılır.
    İş Kanununda bu fesih türü yer almasa da, taraflardan birinin karşı tarafa ilettiği iş sözleşmesinin karşılıklı feshine dair sözleşme yapılmasını içeren bir açıklama (icap), ardından diğer tarafın da bunu kabulü ile bozma sözleşmesi (ikale) kurulmuş olur.
    Bozma sözleşmesinde icapta, iş ilişkisi karşı tarafın uygun irade beyanı ile anlaşmak suretiyle sona erdirmeye yönelmiştir. Bu sebeple, ikale sözleşmesi akdetmeye yönelik icap, fesih olarak değerlendirilip, feshe tahvil edilemez.
    Borçlar Kanunun 23-31 maddeleri arasında düzenlenmiş olan irade fesadı hallerinin, bozma sözleşmeleri yönünden titizlikle ele alınması gerekir. Bir işçinin bozma sözleşmesi yapma konusundaki icap veya kabulde bulunmasının ardından işveren feshi haline özgü iş güvencesi hükümlerinden yararlanmak istemesi ve yasa gereği en çok bir ay içinde işe iade davası açması hayatın olağan akışına uygun düşmez.
    İş ilişkisi taraflardan her birinin bozucu yenilik doğuran bir beyanla sona erdirmeleri mümkün olduğu halde, bu yola gitmeyerek karşılıklı anlaşma yoluyla sona erdirmelerinin nedenleri üzerinde de durmak gerekir. Her şeyden önce bozma sözleşmesi yapma konusunda icapta bulunanın makul bir yararının olması gerekir. İş ilişkisinin bozma anlaşması yoluyla sona erdirildiğine dair örnekler 1475 sayılı İş Kanunu ve öncesinde hemen hemen uygulamaya hiç yansımadığı halde, iş güvencesi hükümlerinin yürürlüğe girmesinin ardından özellikle 4857 sayılı İş Kanunu sonrasında giderek yaygın bir hal almıştır. Bu noktada, işveren feshinin karşılıklı anlaşma yoluyla fesih gibi gösterilmesi suretiyle iş güvencesi hükümlerinin bertaraf edilmesi şüphesi ortaya çıkmaktadır. Bu itibarla irade fesadı denetimi dışında, tarafların bozma sözleşmesi yapması konusunda makul yararının olup olmadığının da irdelenmesi gerekir. Makul yarar ölçütü, bozma sözleşmesi yapma konusundaki icabın işçiden gelmesi ile işverenden gelmesi ve somut olayın özellikleri dikkate alınarak ele alınmalıdır. Dairemizin 2008 yılı kararları bu yöndedir (Yargıtay 9.HD. 21.4.2008 gün 2007/31287 E, 2008/9600 K).
    Bozma sözleşmesi yoluyla iş sözleşmesi sona eren işçi, iş güvencesinden yoksun kaldığı gibi, kural olarak feshe bağlı haklar olan ihbar ve kıdem tazminatlarına da hak kazanamayacaktır. Yine 4447 sayılı Yasa kapsamında işsizlik sigortasından da yararlanamayacaktır. Bütün bu hususlar, iş hukukunda hâkim olan ibranamenin dar yorumu ilkesi gibi, hatta daha da ötesinde, ikale sözleşmesinin geçerliliği noktasında işçi lehine değerlendirmenin gerekliliğini ortaya koymaktadır.
    Tarafların bozma sözleşmesinde ihbar ve kıdem tazminatı ile iş güvencesi tazminatı hatta boşta geçen süreye ait ücret ve diğer haklardan bazılarını ya da tamamını kararlaştırmaları da mümkündür. Bozma sözleşmesinin geçerliliği konusunda bütün bu hususlar dikkate alınarak değerlendirmeye gidilmelidir.
    Dosya içeriğine göre; davacı işçinin 11.12.2015 tarihli, el yazısı ile davalı işverene hitaben düzenlediği dilekçesinde alt işveren nezdinde ve davalı işverene ait başka iş yerlerinde çalışmak istemediğini belirttiği, taraflar arasında düzenlenen 11.01.2016 tarihli protokol ile, davacı işçiye kıdem tazminatı ve brüt 6.600,00 TL ek menfaatin ödenmesinin taahhüt edildiği, iş yeri kayıtlarından yapılan bu ödemenin kıdem ve ihbar tazminatını karşılar nitelikte olduğunun anlaşıldığı, ikale teklifinin davacı işçiden gelmesi nedeniyle de, geçerlilik koşullarının oluştuğu tespit edildiğinden, ikale sözleşmesi yolu ile iş sözleşmesi sona eren davacı işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanması söz konusu olmayacağından, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi’nin temyiz edilen kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve Dairemizce 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/3. maddesi uyarınca aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
    Hüküm: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
    1- Bölge Adliye Mahkemesi’nin temyiz edilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2- Davanın REDDİNE,
    3- Alınması gereken 35,90 TL karar- ilam harcından davacının yatırdığı 29,20 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 6,70 TL karar- ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
    4-Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 140,50 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
    5- Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre belirlenen 2.180,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
    6- Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,
    7-Dosyanın ilk derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
    Kesin olarak 19.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi