Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/17481 Esas 2019/8881 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/17481
Karar No: 2019/8881
Karar Tarihi: 03.10.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/17481 Esas 2019/8881 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/17481 E.  ,  2019/8881 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davası üzerine yapılan yargılama sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili, davalının 25.7.2012 tarihli kazaya karışan davadışı aracın sürücünün maluliyeti nedeniyle ödediği tazminatın rücuen tahsili için araç maliki olduğu iddiası ile müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleştiğini, ödeme yapılan sürücünün tam kusurlu ve sürücü belgesi olmadığı halde ödeme yapıldığını belirterek, müvekkilinin davalıya borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre;davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, ... Yönetmeliği gereği davalının dava dışı 3. kişiye ödediği bedelin, araç maliki olduğu iddia edilen davacıdan rücuen tahsili istemiyle başlatılan icra takibine konu bedel yönünden, davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
    6100 Sayılı HMK’nin 266. (1086 Sayılı HUMK m. 275) maddesinde, çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınması gerektiği hükmüne yer verilmiştir.
    Davacı, davalı ... tarafından ödenen miktarla değil ancak gerçek zarardan sorumludur. Bu sonuca
    ulaşmak için dava konusu trafik kazasında varsa davacıya ait aracın kusurlu olup olmadıkları uzman bilirkişi aracılığı ile belirlenmelidir. Kusurlu olması halinde ise dava dışı ...’in maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonra da Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Maluliyet oranı tespit edildikten sonra ise zararın tespiti için hesap bilirkişisinden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmelidir.
    Somut olayda, mahkemece kazaya ilişkin kusur raporu alınmadan , maluliyet tespit edilmeden zarar belirlenmeksizin yazılı olduğu şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 03/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.