Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/2574
Karar No: 2019/5768
Karar Tarihi: 23.09.2019

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2019/2574 Esas 2019/5768 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2019/2574 E.  ,  2019/5768 K.

    "İçtihat Metni"





    Adalet Bakanlığının, 23/08/2019 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ..."in mahkûmiyetine ilişkin...60. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/12/2017 tarihli ve 2017/191 esas, 2017/754 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 09/09/2019 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    A) Konuyla İlgili Bilgiler:
    1- Sanığın 12/06/2011 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı yapılan yargılama sonucunda, İstanbul 5. Sulh Ceza Mahkemesinin 04/12/2013 tarihli ve 2011/1716 esas, 2013/1179 sayılı kararıyla TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın itiraz edilmeksizin kesinleştiği,
    2- Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce tedbirin infazına başlaması için gönderilen uyarılı ilk başvuru davetiyesinin 18/02/2014 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen, sanığın çağrıya uymadığının bildirilmesi üzerine, yargılamaya devam edildiği ve...60. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/11/2014 tarihli ve 2014/443 esas, 2014/587 sayılı kararıyla TCK"nın 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, CMK’nın 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verildiği, kararın itiraz edilmeksizin kesinleştiği
    3- Daha sonra sanığın denetim süresi içinde işlediği iddia edilen “hükümlü veya tutuklunun kaçması” suçundan dolayı mahkûmiyet hükmünün kesinleşmesini müteakip, hükmün açıklanması için mahkemesine ihbarda bulunulması üzerine, İstanbul 60. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/12/2017 tarihli ve 2017/191 esas, 2017/754 sayılı kararıyla hüküm açıklanarak sanığın TCK"nın 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
    Anlaşılmıştır.
    B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
    Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "İstanbul 60. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/12/2017 tarihli ve 2017/191 esas, 2017/754 sayılı kararının kanun yararına bozulması halinde anılan kararı müteakip verilen kararların hukukî değerden yoksun olacağı gözetilerek yapılan incelemede;
    Dosya kapsamına göre, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” şeklindeki hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, anılan Kanun"un 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın ./..


    bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Tebligat Kanun"un 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” şeklindeki şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği, somut olayda İstanbul (Kapatılan) 5. Sulh Ceza Mahkemesinin 04/12/2013 tarihli kararıyla şüpheli hakkında denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesini müteakip, İstanbul Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce şüpheliye çağrı yazısının sanığın savunması sırasında bildirdiği bilinen adresi "Nişanca Muğlataşı C. Ufuk Apt. N.10/9 Kumkapı/Fatih" adresine 7201 sayılı Kanun"un 10. maddesi uyarınca tebliğ edilmesi yerine, doğrudan şüphelinin mernis adresine anılan yasanın 21.maddesi uyarınca yapıldığının anlaşılması karşısında, anılan çağrı yazısını içerir tebligatın ilk olarak şüphelinin bilinen son adresine tebliğ edilmesi, tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde ise mernis adresine tebligat çıkartılarak tebliğ işlemlerinin yapılması gerektiği cihetle, Mahkemesince anılan tebligat işlemlerinin tamamlanması amacıyla durma kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir. " denilerek, İstanbul 60. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/12/2017 tarihli ve 2017/191 esas, 2017/754 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
    C) Konunun Değerlendirilmesi:
    Her ne kadar sanık hakkında...5. Sulh Ceza Mahkemesinin 04/12/2013 tarihli ve 2011/1716 esas, 2013/1179 sayılı kararıyla TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildikten sonra, tedbirin infazına başlaması için gönderilen uyarılı ilk başvuru davetiyesi sanığın MERNİS adresine tebliğe gönderilmiş ve 18/02/2014 tarihinde Tebligat Kanununun 21/2. maddesi uyarınca “tebliğ imkansızlığı” gerekçesiyle mahalle muhtarına tebliğ edilmesine rağmen, sanığın çağrıya uymadığı gerekçesiyle 16/04/2014 tarihinde tedbir dosyasının kaydı kapatılmış ve yargılamaya devam edilerek neticeten mahkûmiyet kararı verilmişse de,
    Tedbirin infazı sırasında yürürlükte olan 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/5. maddesinde “Tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranan kişi hakkında açılmış olan davanın düşmesine karar verilir. Aksi takdirde, davaya devam olunarak hüküm verilir.” şeklinde düzenleme yer aldığı,
    Yine tedbirin infazı sırasında yürürlükte olan ve Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanununun 27. maddesine dayanılarak hazırlanmış olan 05/03/2013 tarihli Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 40. maddesi uyarınca, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuna ilişkin olarak hükmedilen denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanabilmesi için, öncelikle hükümlüye “uyarılı ilk başvuru davetiyesi” gönderileceği, aynı Yönetmelik maddesinin 4. fıkrası uyarınca da hükümlü on gün içerisinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne müracaat etmez ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına hiç başlamazsa, denetimli serbestlik dosyası kaydının kapatılarak, yargılamaya devam edilmesi için Mahkemesine bildirimde bulunulacağının hüküm altına alındığı,
    İncelenen dosyada ise sanığa usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş bir ilk başvuru davetiyesi bulunmadığı, zira bu davetiyenin öncelikle sanığın bilinen son adresine tebliğ edilmesi gerektiği, doğrudan sanığın MERNİS adresine Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebliğe gönderilmesinin yasaya aykırı olduğu, Tebligat Kanununun 10. maddesinde yer alan "" (1) Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir. (2) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır." şeklindeki düzenleme uyarınca ancak bilinen son adresin tebliğe elverişsiz olması halinde MERNİS adresine tebliğ yapılabileceği, bu durumda sanığa Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce yapılmış bir geçerli tebligat bulunmadığından, yasaya uygun olarak uyarılı ilk başvuru davetiyesi tebliğ edilmesi için “davanın durmasına” karar verilmesi gerekirken, yargılamaya devam edilerek mahkûmiyet kararı verilmesinin de yasaya aykırı olduğu anlaşıldığından, kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
    D) Karar :
    Açıklanan nedenlerle, sanığın mahkûmiyetine ilişkin...60. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/12/2017 tarihli ve 2017/191 esas, 2017/754 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanunun 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 23.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi