16. Hukuk Dairesi 2016/9670 E. , 2019/4084 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 117 ada 5, 6, 7 ve 8 parsel sayılı sırasıyla 826.97, 1.040.55, 1.024,81 ve 847,35 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan 117 ada 5 parsel kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına; 117 ada 6 parsel aynı nedenle ... adına; 117 ada 7 parsel aynı nedenle ... adına ve 117 ada 8 parsel yine aynı nedenle ... adına tespit ve tescil edilmiş ve sonrasında 117 ada 7 parsel satış işlemi ile 1/3’er payla ..., ... ve ... adlarına kayden intikal etmiştir. Davacı ..., irsen intikal, tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 117 ada 5, 6, 7 ve 8 parsel sayılı taşınmazlara ait tapu kayıtlarının iptali ile, 02.07.2015 havale tarihli bilirkişi raporunda (5B) harfi ile gösterilen 426,99 metrekare, (6B) harfi ile gösterilen 551,28 metrekare, (7B) harfi ile gösterilen 517,80 metrekare ve (8B) harfi ile gösterilen 469,38 metrekarelik kısımlarının ifraz edilerek bir bütün halinde 1.965,45 metrekare yüzölçümü ile yeni bir parsel numarası verilmek suretiyle davacı ... adına tapuya tesciline, dava konusu 117 ada 5, 6, 7 ve 8 parsellerden geriye kalan kısmın yeni yüzölçümü ve aynı parsel numarası ile davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili, davalılar ... ve ..., davalı ..., davalılar ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ..., dava konusu taşınmazların bütün halinde dedesi ...’a ait olup, tapuda dedesi kayıtlı olduğunu, yıllardır da kendisinin zilyetliğinde bulunduğunu belirterek, tapu iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, dava konusu taşınmazların fen bilirkişi raporunda belirtilen kısımlarından (B) harfi ile gösterilenlerin davacıya ait olup daha sonra başkasına devredilmiş olan 117 ada 3 parsel ile bir bütün olduğu ve davalılar tarafından davacının murisleri adına ekilip biçildiği, yani davalıların malik sıfatıyla zilyetliklerinin bulunmadığı; fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen kısımların ise devletin hüküm ve tasarrufu altında olan taşınmaz niteliğindeyken davalılar tarafından imar-ihya edilerek 30 yılı aşkın bir süredir malik sıfatıyla nizasız fasılasız zilyetliklerinde bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki, davacı, dava konusu taşınmazların dedesi ...’dan intikal ettiği iddiasına dayanarak adına tescil istemiyle dava açtığı halde, mahkemece ...’a ait nüfus kayıtları getirtilerek davacı ile irsi ilişkisi saptanmamış; murisin, davacıdan başka mirasçısı bulunup bulunmadığı ve başkaca mirasçıları mevcut ise taşınmazların davacıya ne şekilde intikal ettiği davacıdan sorulup açıklattırılmadığı gibi, bu konuda gerekli araştırma da yapılmamış bir başka ifade ile davacının aktif dava ehliyeti olup olmadığı açıklığa kavuşturulmamıştır. Aktif dava ehliyeti dava şartı olup, bu şartın varlığı saptanmadan işin esasına girilerek karar verilemez.
Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için mahkemece öncelikle, davacının murisi olduğunu iddia ettiği ...’a ait nüfus kayıtları dosya içerisine getirtilmeli, murisin davacıdan başka mirasçılarının bulunduğunun tespit edilmesi halinde, davacıdan taşınmazların ne şekilde kendisine intikal ettiği sorulmalı ve taşınmazların taksim, hibe ve benzeri hukuki bir yolla intikal etmediği anlaşıldığı takdirde, bir mirasçının terekeye karşı üçüncü kişi konumundaki birine karşı muristen gelen hakka dayanarak kendi adına tek başına dava açamayacağı göz önünde bulundurularak, davacının aktif dava ehliyetinin bulunmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeli, çekişmeli taşınmazların hukuki şekilde davacıya intikal ettiğinin iddia ve ispat edilmesi halinde ise işin esasının incelenmesine geçilmelidir. Mahkemece belirtilen hususlar göz ardı edilerek işin esası hakkında hüküm kurulmuş olması isabetsiz olup, tarafların temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.