14. Hukuk Dairesi 2017/5669 E. , 2018/114 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.07.2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02.10.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili müvekkilinin, davalılar ile birlikte muris ...mirasçısı olduğunu, muristen ... Mah. ... Sk. No:...adresinde bulunan 4 daireli taşınmaz binanın miras olarak kaldığını,dava konusu taşınmazın satış suretiyle ortaklığın giderilmesini, bu talebin kabul görmemesi halinde taşınmazın enkaz değerinin tespit edilerek müvekkilinin miras payına isabet eden miktarının satış suretiyle ortaklığın giderilmesini istemiştir.
Davalı ... davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., davacının hakkının verilmesinden yana olduğunu beyan etmiştir.
Davalı ... bir şey demeyeceğini beyan etmiştir.
Davalı ... ve ... duruşmada; davacının anlaşmaya yanaşmadığını beyan etmiştir.
Davalılardan ..."ye dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmişse de adı geçen davalı duruşmalara katılmamış, herhangi yazılı bir beyanda da bulunmamıştır.
Mahkemece ortaklığın giderilmesi davasının kabulüne,... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 3581 Ada, 8 Parselde kayıtlı arsa vasıflı, ... Büyükşehir Belediyesine ait taşınmaz üzerinde bulunan "1477055" sistem numaralı konutun değişmekle (..., ... Mah. 3560 ada, 1 parsel, "1478000" sistem numarada kayıtlı konut) tapusuz olup arsa üzerindeki ortak konutun keşif yapılmadan aynen taksimi mümkün olmayacağı anlaşıldığından enkaz bedeli için satılarak ortaklığın giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü bir kısım davalılar vekili temyiz etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 698. maddesinde, hukukî bir işlem gereğince veya paylı malın sürekli bir amaca özgülenmiş olması sebebiyle paylı mülkiyeti devam ettirme yükümlülüğü bulunmadıkça, paydaşlardan her birinin malın paylaşılmasını isteyebileceği, ancak uygun olmayan zamanda paylaşma isteminde bulunulamayacağı düzenlenmiştir.
Aynı Kanunun 684. maddesinde, bir şeye malik olan kimsenin, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olacağı; bütünleyici parçanın, yerel âdetlere göre asıl şeyin temel unsuru olan ve o şey yok edilmedikçe, zarara uğratılmadıkça veya yapısı değiştirilmedikçe ondan ayrılmasına olanak bulunmayan parça olduğu belirtilmiştir.
Arz üzerinde bulunan bir yapının, satılarak ortaklığının giderilebilmesi için arzın bütünleyici parçası niteliğinde bulunmaması, menkul eşya niteliğinde bulunması gerekir. Niteliği itibarıyla arzın bütünleyici parçası konumunda bulunan yapıların arzdan bağımsız olarak menkul hükümlerine tâbi tutularak ortaklığının giderilmesine karar verilmesi mümkün değildir.
Ortaklığının giderilmesi talep edilen dava konusu yapı nedeniyle, tarafların miras bırakanı adına tapu tahsis belgesi düzenlendiği ve taşınmazın tapu kaydında buna ilişkin şerh bulunduğu görülmüştür. Farklı bir ifadeyle, 2981 sayılı Kanun hükümleri uyarınca, tarafların miras bırakanı tarafından inşaa edilen yapı nedeniyle anılan Kanunun 10. maddesi gereğince tapu tahsis belgesi verildiği anlaşılmaktadır.
Tapu tahsis belgesi mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ilgilisine kişisel bir hak sağlayan bir zilyetlik belgesi ise de şartların gerçekleşmesi halinde tahsis kapsamındaki taşınmazın hak sahibi adına tescili mümkün olabilecektir.
Somut olaya gelince; davacının dava dilekçesinde belirttiği ve kabulünde olduğu üzere,dava konusu yapının basit yapı şeklinde olmayıp, dört dairesi bulunan bir bina olduğu ve yapının arzın bütünleyici parçası niteliğinde bulunduğu, bu nedenle arzdan ayrı olarak, menkul hükümlerine göre satılmak suretiyle ortaklığının giderilmesinin mümkün olmadığı açıktır. Bununla birlikte, davaya konu yapı nedeniyle tarafların mirasbırakanı adına tapu tahsis belgesi düzenlendiği ve tarafların tapu tahsis belgesine dayanarak şartların gerçekleşmesi halinde arzın bir bölümünün mülkiyetini elde edebilme imkânlarının bulunduğu nazara alındığında, dava konusu yapı menkul hükmünde olsaydı dahi uygun olmayan bir zamanda ortaklığın giderilmesi talep edildiğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirdi.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcını yatırana iadesine, 09.01.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.