23. Hukuk Dairesi 2015/4636 E. , 2017/3633 K.
"İçtihat Metni"...
Vek. Av....
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacılar vekili, davalı kooperatif tarafından, genel kredi sözleşmesine dayalı olarak müteselsil kefil sıfatıyla müvekkilleri hakkında başlatılan icra takibinde, müvekillerinin borçlu bulunmadığını ileri sürerek, takibin iptalini, müvekkillerinin davalı kooperatife borçlu olmadığının tespitini, borçlu olduklarının kabul edilmesi halinde ne miktarda sorumlu olduklarının tespitini ve %40 kötüniyet tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalı kooperatif ile dava dışı asıl borçlu .... arasında imzalanan 6.000,00 TL tutarlı kredi sözleşmesini, davacıların müşterek borçlu ve mütelselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, her ne kadar asıl borçlu ve davalılar hakkında 24.797,89 TL asıl alacak, 10.295,71 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 35.093,60 TL üzerinde icra takibi başlatılmış ise de, davacıların sözleşmede yazılı miktar kadar sorumlu oldukları, sözleşmenin eki durumundaki kredi borç senetlerinde davacılarının imzalarının bulunmadığı ve ayrıca borcun ödenmesi için çekilmiş bir ihtar bulunmadığı, bu bakımdan, davacıların, takibin 18.797,89 TL asıl alacak, 10.295,71 işlemiş faizi olmak üzere toplam 29.093,60 TL"sinden sorumlu olmadıkları gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davacıların davalıya 6.000,00 TL asıl alacak yönünden borçlu olup, 29.093,60 TL kadar borçlu bulunmadıklarının tespitine dair verilen karar, taraf vekillerinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 22.01.2014 tarih ve 2013/9133 E., 2014/331 K. sayılı ilamıyla davalı vekilinin tüm davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, davacılar vekilinin diğer temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; karar tarihinden önce yürürlüğe giren TBK’nın faize ilişkin 88. ve temerrüt faizine ilişkin 120. maddesi hükümleri somut olay bakımından değerlendirilerek, takip tarihinden sonra işleyecek faiz oranı bakımından bir karar verilmesi gerekirken, yasal düzenleme gözden kaçırılarak, bu hususta herhangi bir karar verilmemesinin doğru olmadığı belirtilerek, davacılar yararına bozulmuştur.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacıların 6.000,00 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yürürlükteki mevzuat hükümleri uyarınca işletilecek yasal temerrüt
.../...
S.2.
faiz oranında temerrüt faizi yönünden borçlu olup, asıl alacağın 18.797,89 TL"sinden ve 10.295,71 TL işlemiş faizden (toplamda 29.093,60 TL) dolayı borçlu olmadıklarının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı kooperatif vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı kooperatif vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Davalı alacaklının, TBK"nın 120. maddesi hükmüne dayalı olarak, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşmayacak şekilde temerrüt faizi oranı uygulanmasını talep etmesi mümkün olup, mahkemece, bu husus gözetilmeksizin, davalı aleyhine olacak şekilde, takipten sonraki dönem için asıl alacağa yasal faiz oranı uygulanmasına karar verilmesi doğru olmamış ve hükmün bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiş ise de, yapılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamaya gereksinim göstermediğinden, HUMK"nın 438/7. maddesi uyarınca kararın, aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan "yasal temerrüt faiz" ibaresinin çıkarılmasına yerine, "yıllık yasal faiz oranının yüzde yüz fazlası" ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.12.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.