10. Hukuk Dairesi 2020/7228 E. , 2021/1701 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
İş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; (kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin bozma kararında yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün süresi içinde davalılar avukatınca, temyizen incelenmesi davacılar avukatınca da duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 16/02/2021 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davacılar adına Av. ... ile davalı ... adına Av. ... geldiler, diğer davalı adına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı günde Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplerle temyiz kapsam ve nedenlerine göre, davalı ... Belediyesi Başkanlığı vekilinin tüm temyiz itirazları ile davacılar vekili ile davalı ... vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b)Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c)Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç)Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d)Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e)Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi, içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E., 2007/611 K., 2019/20-235 E., 2020/646 K.).
Eldeki davada, davacı olarak sigortalının eşi ... ile, çocukları ..., ... ve ... yer almasına karşın, karar başlığında ... birden fazla kere ve ...’in evlenmeden önceki soyadıyla ... şeklinde mükerrer olarak belirtilmesi infazda tereddüt yaratacak mahiyette olup anılan sebeplerle karar başlığının usul ve yasaya aykırı düzenlendiği açıktır.
3- Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK)
Eldeki davada, İlk Derece Mahkemesince verilen 05/06/2018 tarihli bir önceki kararda, davalı ... hakkında davanın husumetten reddine karar verilerek, lehine 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsiline karar verilmiş, kararın ... tarafından temyiz edilmesi üzerine (kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin 11/06/2019 tarih ve 2018/5086 Esas - 2019/4167 Karar sayılı ilamıyla davalı vekilinin sair temyiz itirazları reddedilerek, bozmadan sonra ıslah yasağı kapsamında kararın bozulduğu anlaşılmakla, davalı ... lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden usuli kazanılmış hak oluştuğu halde; bu usuli kazanılmış hakkın mahkemenin 07/11/2019 tarihli son kararında yok sayılarak davalı ... lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur
4-Öte yandan taraflar arasında bozmadan sonra ıslah yasağı kasamında reddolan talep nedeniyle vekalet ücreti ve yargılama gideri takdir edilip edilemeyeceği noktasında da uyuşmazlık bulunmaktadır.
Karar tarihinde uygulanmakta olan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 06.05.2016 tarih ve 2015/1 Esas, 2016/1 Karar sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı gereğince “Her ne sebeple verilirse verilsin bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 04.02.1948 tarih ve 1944/10 E. 1948/3 K. sayılı YİBK."nın değiştirilmesine gerek olmadığına karar verilmiştir.
Eldeki davada, bir önceki 05/06/2018 tarihli mahkeme kararının bozmadan sonra ıslah yasağı sebebiyle bozulduğu, bozmaya uyan mahkemece, bozmadan sonra ıslaha itibar edilemeyeceğinden dava dilekçesindeki taleple bağlı olarak karar verildiği, bu yönüyle verilen hükmün isabetli olduğu anlaşılmakta ise de; aslen yok hükmünde sayılması gereken bozmadan sonra ıslah başvurusu nedeniyle, bu tutar üzerinden davalı lehine vekâlet ücreti takdir edilemeyeceği ve yargılama giderini kabul ve red tutarında gözetilemeyeceği gözden kaçırılarak davalı ... Belediyesi Başkanlığı lehine vekâlet ücreti takdir edilmesi ve yargılama giderinin kabul ve red oranının belirlenmesi hatalı olmuştur. Nitekim Dairemizin 01/10/2019 tarih ve 2018/5897 E.- 2019/6802 K. sayılı ilamı da aynı yöndedir.
O halde, davacılar ve davalı ... vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Ne var ki, bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Malatya 1. İş Mahkemesinin 07.11.2019 tarih ve 2019/453 Esas- 2019/484 Karar sayılı ilamının Hüküm fıkrasının silinerek yerine:
“A- Davalı ... aleyhine, daha önce Mahkememizin 05/06/2018 tarih ve 2017/233 Esas, 2018/360 Karar sayılı ilamıyla verilen husumetten red kararının, bozma kapsamı dışında kalarak kesimleştiği gözetilerek, bu davalı hakkında yeniden hüküm kurulmasına ve o hükümde lehine hükmedilen 2.180 TL’lik vekalet ücreti hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
B-Davalı ... Belediyesi Başkanlığına açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile;
1-Maddi tazminat istemleri yönünden;
a) Davacı ... için fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak üzere taleple bağlı 1.000,00 TL
b) Davacı ... için fazlaya ilişkin talep hakkı olmak üzere taleple bağlı 1.000,00 TL
c) Davacı ... için fazlaya ilişkin talep hakkı olmak üzere taleple bağlı 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihi 20.01.2006 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d) ...’ın maddi tazminat talebinin reddine,
2-Manevi tazminat istemleri yönünden;
a) ... için 7.000,00 TL
b) ... için 7.000,00 TL
c) ... için 7.000,00 TL
d)... için 7.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 20.01.2006 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hükmedilen tazminat miktarları üzerinden hesap edilen 2.185,92 TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.765,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 420,92 TL harcın davalı ... Belediyesi Başkanlığından tahsili ile hazineye irat kaydına, (harcın tahsilinde daha önce mahkemece 29.08.2018 tarihinde 2017/233 Esas, 2018/360 Karar ve 2018/530 Harç nosu ile yazılan harç tahsil müzekkeresinin infaz edilip edilmediğinin 492 Sayılı Harçlar Kanunun 8.maddesi kapsamında değerlendirilmesine),
4-Davacılar tarafından yapılan 1.450,00 TL yargılama giderinin davalı ... Belediyesi Başkanlığından tahsili ile davacıya verilmesine
5-Davacılar tarafından yatırılan 1.765,00 TL peşin harç ile 12,20 TL başvuru harcının toplamı 1.777,20 TL yargılama giderinin davalı ... Belediyesi Başkanlığından tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacının davalı ... aleyhine yapmış olduğu yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden maddi tazminat davası yönünden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00 TL ile manevi tazminat davası yönünden hesaplanan 3.360,00 TL olmak üzere toplam 6.085,00 TL vekâlet ücretinin davalı ... Belediyesi Başkanlığından alınarak davacılara verilmesine” Rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, davacılar avukatı yararına takdir edilen 3.050,00 TL duruşma avukatlık parasının davalılardan ..."na yükletilmesine, davalı ... avukatı yararına takdir edilen 3.050.00 TL duruşma avukatlık parasının davacılara yükletilmesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıdan tahsiline, 16/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.