Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/15490 Esas 2016/5018 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/15490
Karar No: 2016/5018
Karar Tarihi: 21.03.2016

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/15490 Esas 2016/5018 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalılar, bankayla imzaladıkları kredi sözleşmeleriyle kredi kartı kullanarak borçlandılar ancak borcu ödemeyince icra takibi başlatıldı. Davacı banka, borcun 27.969,40 TL asıl alacak, 17.140,60 TL işlemiş faiz ve 857,03 TL BMSV olduğunu iddia etti. Mahkeme, davalıların borçtan sorumlu olduğuna hükmetti ve alacağın tahsiline karar verdi. Ancak, davalı kefilin imzası olmadığı sözleşmeden doğan borçtan sorumlu tutulması yanlıştı. Karar temyiz edildi ve Yargıtay, hükümün bozulmasına karar verdi.
Kanun maddeleri: Borçlar Kanunu md. 609, 610 ve 627.
19. Hukuk Dairesi         2015/15490 E.  ,  2016/5018 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı ..... arasında akdedilen 23/12/2005 tarihli 50.000,00 TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesinin davalılarca müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, aynı tarihte genel kredi sözleşmesinin eki ve ayrılmaz parçası niteliğindeki şirket kredi kartı başvuru formu ve sözleşmesinin de aynı zamanda şirket yetkilisi olan davalı ... tarafından imzalandığını, bu sözleşmeler gereğince davalıların şirket yetkilisi olarak, hamili oldukları kredi kartları aracılığıyla şirkete kredi kullandırıldığını, borcun ödenmemesi üzerine hesap kat edilerek borçlulara ihtarname gönderildiğini, akabinde alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalıların haksız itirazları ile durduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 13.000,00 TL asıl alacak, 2.000,00 TL işlemiş faiz ve 100,00 TL BMSV, asıl alacağa dava tarihinden itibaren merkez bankası tarafından açıklanan değişen oranlarda faiz uygulanmasına ve faizin %5 BMSV"si ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davacı vekili 20/05/2015 havale tarihli dilekçesi ile, davayı ıslah ettiklerini, 27.969,40 TL asıl alacak, 17.140,60 TL işlemiş faiz ve 857,03 TL BMSV, asıl alacağa dava tarihinden itibaren merkez bankası tarafından açıklanan değişen oranlarda faiz uygulamasına ve faizin %5 BMSV"si ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini belirtmiştir.
    Davalı ... vekili, müvekkilinin dava dışı ....."ndeki hisselerini 2011 yılında devrettiğini, müvekkilinin şirket ortağı olmadığı bir dönemde yaratılan borçla ilgisinin olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Davalı ..., 2006 yılında ....."ndeki hisselerini devrettiğini, dava konusu borcun ise devirden yaklaşık 5 yıl sonra oluşan bir borç olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalıların asıl borçlu şirketteki hissedarlıklarının devir suretiyle sona ermesinin, bankaya karşı genel kredi sözleşmesine kefaletlerinden doğan borçlarının da sona ermesini gerektirmediği, genel işlem şartlarına ilişkin davalı savunmasına da itibar edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, 27.969,40 TL asıl alacak, 17.140,40 TL faiz ve 857,03 TL BMSV olmak üzere toplam 45.967,04 TL alacağın tahsilde tekerrür olmamak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, asıl alacağa dava tarihinden itibaren avans faizi ve faizin % 5"i oranında BMSV uygulanmasına karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davalı ..., davacı banka ile dava dışı ..... arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesini kefil olarak imzalamıştır. Dava konusu borcun ise, davalının imzası bulunmayan şirket kredi kartı başvuru formu ve sözleşmesinden kaynaklandığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Davalı kefilin, kefil olarak imzalamadığı sözleşmeden doğan borçtan sorumlu tutulması doğru değildir. Mahkemece, bu yön gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 21/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.