11. Hukuk Dairesi 2020/2650 E. , 2020/5713 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 21.12.2017 tarih ve 2016/426 E- 2017/1481 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi"nce verilen 11.12.2018 tarih ve 2018/680 E- 2018/1105 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun"un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, dava dışı Aylanç Tekstil Gıda İnş.ve Turizm San Tic Ltd. Şti tarafından davacı şirket aleyhine başlatılan icra takibine itirazın iptali için açılan davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, dava dışı şirketin bahsedilen dosyadan olan alacağını davalı ...ye temlik ettiğini, davacı şirket ile temlik alan davalı şirket arasında imzalanan protokol ile itirazın iptaline konu icra dosyasına ve alacaklısının davalı, borçlusunun ise dava dışı Aylanç Tekstil San. Tic. Ltd. Şti. olduğu bir icra dosyasına 60.000 Euro veya 138.000,00 TL ödenmesi halinde davacı şirket ile şirket ortağının ibra edileceğinin kararlaştırıldığını, davacı şirket tarafından protokol gereği ödemeler yapıldıktan sonra itirazın iptaline dair kararın bozulduğunu, bozma sonrası verilen ve kesinleşen kararda daha az bir miktara hükmedildiğini belirterek, davacı şirket tarafından yapılan fazla ödemenin, ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, husumetin davacı şirketin ticari ilişki içinde bulunduğu dava dışı şirkete yöneltmesi gerektiğini, davalının mahkemece verilen ilk karar ile hüküm altına alınan miktarı gözeterek icra dosyası alacağını temlik aldığını, davacı ile pazarlık yapmak suretiyle protokol akdedildiğini, icra dosya alacağının sonradan değişmesinin davalıyı bağlamayacağını, protokolde mahkeme kararının sonradan bozulması ve icra dosya alacağının değişmesinden sonra oluşacak farkın geri verileceğinin kararlaştırılmadığını, borcun protokole göre kapatıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, 09.11.2012 tarihli protokol ile alacağı temlik alan davalı şirketin Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/316 esas sayılı dosyasında yargılamaya temlik alan davacı sıfatı ile katıldığı, davadan ve yargılamadan haberdar olduğu halde her iki tarafın da yapılan protokole rağmen yargılamaya devam ettikleri, davalı vekilince, protokolde yeniden yapılacak yargılama sonrasında ilk kararın bozulması üzerine farklı bir hüküm çıkması halinde alınan paranın iade edileceğine dair bir hüküm bulunmadığı belirtilmiş ise de protokol nedeniyle yargılamaya devam edilmeyeceği, açılmış olan davadan feragat edileceği yönünde de bir hüküm bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalı vekilince istinafa başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince, dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki protokolün üçlü olduğu, davacı ve davalı dışında temlik veren dava dışı şirket adına vekilinin de katıldığı, protokol hükümleri incelendiğinde, taraflar arasındaki üçlü alacak borç ilişkisini sonlandırmanın amaçlandığı, bu sebeple dava sonucunun beklenmediği, aksi olsa idi borçlu olan davacı şirket tarafından itirazi kayıt konularak ödeme yapılması gerektiği, protokolde itirazi kayıt konulduğuna veya dosyanın sonucunun beklenmesine dair bir ibare bulunmadığı, aksine gayri kabili rücu ibra etiklerini belirttikleri, bu nedenle protokolün tarafları bağlayıcı olup ödeme ile yürürlüğe girdiği, tasfiyeye yönelik sulh anlaşması nedeniyle yapılan ödemenin geri istenemeyeceği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan hükmün ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 07.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.