20. Hukuk Dairesi 2017/8261 E. , 2020/1234 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, tapuda davalı Hazine ve davalılar murisi ... adına kayıtlı ... Köyü 101 ada 6 parsel sayılı 6008,87 m² yüzölçümlü tarla niteliğindeki taşınmazın kesinleşen orman tahdidi içinde kaldığını iddia ederek, tapu kaydının iptaliyle orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptaliyle orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmiş, davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle, Dairenin 17/03/2014 tarihli ve 2014/1194 - 3136 E.K. sayılı kararıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Şöyle ki, hükme dayanak alınan orman bilirkişi raporunda sadece 1990 - 1991 yılında yapılan aplikasyon haritası uygulanmış olup 1947 yılında yapılarak kesinleşen orman kadastrosuna ait harita ve belgeler uygulanmamış olması nedeniyle yetersizdir. Ayrıca, 1947 tarihinde yapılan orman tahdidinde 3360 nolu orman sınır noktasının batısı 6 numaralı poligon olarak işaretlenmiş olmasına rağmen, aplikasyon haritasında bu poligon görülmemekte olup mahkemece bu husus üzerinde de durulmamıştır. Bu nedenle; mahkemece, öncelikle 1947 yalında yapılan orman tahdidi ile 1990-1991 yılları arasında yapılan aplikasyon ve 2/B uygulamasına ilişkin tüm belge ve haritalar getirtildikten sonra önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, 05.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren Orman Kadastro Teknik İzahnamesinin 36. maddesinde yazılı “Orman sınır nokta ve hatlarının arza uygulanmasında; tutanaklardan, orman kadastro haritalarından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon ve röper nokta ve krokilerinden yararlanılır. Sınırlama tutanakları, ölçü değerleri ve orman kadastro haritaları ile zemindeki durum arasında çelişki olduğunda, tutanaktaki kararlar ile orman sınır noktası ve hatlarının yazılı tarifleri esas alınmak suretiyle ölçü, harita ve zemin kontrolü yapılarak gerçek duruma uygun olanı uygulanır” hükmü ile 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin “Teknik İşler” başlıklı Sekizinci Bölümünde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve
haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde, yukarıda anılan Yönetmelik ve Teknik İzahnamede yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek, oluşacak sonuca göre” karar verilmesi gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucunda; 1-Davanın kabulüne, ... ili, Merkez ilçesi, ..., ... mevkii, 101 ada 6 sayılı parselin tamamının tapu kaydının iptaline ve orman niteliğinde Hazine adına tesciline, müdahale taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen tahdide dayalı tapu iptali ve tescil niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1947 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1950 yılında 5653 sayılı Kanun uyarınca yapılan makiye ayırma (idarece iptal edilmiştir.), 1958 yılında genel arazi kadastrosu, 1990-1991 yılları arasında da 3302 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 09/03/2020 gününde oy birliği ile karar verildi.